"مما يجعل" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bu da
        
    • bu yüzden
        
    • kılar
        
    • Bu durumda
        
    • getirir
        
    • Böylece
        
    • hâle getiriyor
        
    Bu da demek oluyor ki 3:00, 3:30 gibi uyanmış. Open Subtitles مما يجعل وقت استيقاظها بين الثالثة و الثالثة و النصف
    Bu da terörist saldırıyı askeri bir mesele haline getiriyor. Open Subtitles مما يجعل هذا الهجوم الارهابي هى مسألة خاصة بالقوات العسكرية
    Konuşma sürekliydi, ki Bu da görüşmeyi konferansın uzantısı yapar. Open Subtitles كانت المحادثة مستمرة مما يجعل هذا الاجتماع بالأساس امتدادا للاجتماع
    Herkes filmleri sever ve bu yüzden Hollywood herkesin şehridir. Open Subtitles كل الناس تحب الأفلام مما يجعل هوليود مقصد لكل الناس
    Anlık bir deneyimdir ve farketmeksizin meydana gelir bu ise bilim adamlarının kayıt alıp incelemesini neredeyse imkansız kılar. TED التجربة سريعة و مختصرة و تحدث دون سابق إنذار مما يجعل من المستحيل تقريباً للعلماء تسجيلها ودراستها.
    Bu durumda biz bu doğrudayız ve HAB'e giden doğru burada. Open Subtitles مما يجعلنا فى خط هنا مما يجعل الخط الى الهاب هناك
    Diğer kabuklu hayvanlar gibi büyüdükçe deri değiştirir, Bu da onun yumuşak gövdesini saldırılara açık hâle getirir. TED كغيرها من القشريات، فإنها تنسلخ أثناء نموها، مما يجعل جسدها الناعم عرضة للهجوم.
    yaptığımız kurşunu bir ışık kaynağı haline getirmek, Böylece ışıldıyor ve onu bu parçalar arasında bulmak kolaylaşıyor. TED ولقد قمنا بتحويل موقع الرصاصة الى بقعة مضيئة لكي تبدو مشعة مما يجعل من السهل جداً الوصول اليها
    - Bu trajediyi daha da kötü hâle getiriyor. Open Subtitles مما يجعل هذه المأساة أسوأ من ذي قبل
    Ülkeler birbiriyle anlaşamıyor, Bu da bu sahayı hukuki açıdan fevkalade ilgi çekici hale getiriyor. TED الدول لا تتفق فيما بينها مما يجعل هذا المجال صعب للغاية من حيث الناحية القانونية.
    Bu da onu, araştırılması fazlasıyla cazip bir yer haline getiriyor. TED مما يجعل من يوروبا مكان يستحق الإستكشاف
    En tehlikeli serpinti parçacıkları en ağırları olduğu için havada süzülür, sokaklarda ve çatılarda toplanır, Bu da yer altını veya yüksek binaların ortasını ideal barınaklar yapar. TED بما إن جسيمات التداعيات الأكثر خطورة هي الأثقل، تغرق في الهواء وتُجمع في الشوارع وأسطح المنازل، مما يجعل الملاجئ مثالية تحت الأرض أو في وسط المباني الشاهقة.
    Kendin için yaşarsın, Bu da seni birlikte yaşanmaz biri yapıyor. Open Subtitles تعيش فقط لنفسك مما يجعل العيش معك مستحيلاً
    Bu beni iyi gösteriyor, Bu da diziyi iyi gösteriyor Bu da yazarı iyi gösteriyor. Open Subtitles هذا سيجعلني أبدو جيد مما يجعل المسلسل يبدو جيد
    Vücudu fazla glikoz üretiyor. Bu da onun meyvemsi kokmasını sağlıyor. Open Subtitles جسده كان يطرح زائد الغلوكوز مما يجعل رائحته حلوة كالفاكهة
    Bu da onu dünyadaki en sağlam yakartop oyuncusu yapıyor. Topu at Blazer. Open Subtitles مما يجعل منها اشرس امرأه في العالم في الكرة المطاطيه
    bu yüzden de zirvesi, etraftaki savandan 30 derece daha soğuk. Open Subtitles مما يجعل قمته نحو 30 درجة برودة من السافانا المحيطة بها.
    bu yüzden belli zamanlarda ülkemizin güvenliğini korumak için bazı kişilere ihtiyaç duyuyoruz. Open Subtitles مما يجعل من المهم تجنيد أفراد يساعدونا فى الدفاع عن تلك البلاد
    Bunlar onun karşı koymasını imkansız kılar ve cinsel taciz için daha uygun bir konuma sokar. Open Subtitles مما يجعل المتعاطي أكثر تقبلاً للمبادرات الجنسية
    Bu durumda onu öldürmüş olmam oldukça zor. Open Subtitles مما يجعل الأمر صعباً علي لقتلها
    Bu da, sonraki hamlesini tahmin etmemizi zor hale getirir. Open Subtitles مما يجعل من الصعب علينا توقع خطوته المقبلة
    Böylece denizden gelen nemli rüzgar estiğinde böceğin kabuğunda su tanecekleri oluşmaktadır. TED مما يجعل الرطوبة الناتجة عن البحار القريبة تتكثف على سطح قشرتها مشكلة قطرات من المياه
    Dokunulmazlıklar. NYPD'nin soruşturma yapmasını imkansız hâle getiriyor. Open Subtitles مما يجعل الأمر صعبا جدا على (مديرية شرطة نيويورك) في عملية التحقيق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more