Sadece bu gece için bir özür bu ve önceki gece için. | Open Subtitles | هذا فقط لاقول لك اني اسفة من اجل الليلة والليلة التي قبلها |
Kocam ve ben kendi çocuğumuz için bir oyun arkadaşı arıyoruz. | Open Subtitles | وانا نبحث عن رفيق في اللعب من اجل طفلنا عندما يأتي |
- Hepsi bu silahlar için mi? - Başka bir sebebi yok. | Open Subtitles | كل ذلك من اجل بنادق مسروقة انها تساوي له اكثر من ذلك |
Halkın öğrenme isteği uğruna gelmeden önce kişisel hislerimi bir yana bıraktım. | Open Subtitles | من اجل مصلحة الناس الذين يريدون ان يعرفوا تركت مشاعري الخاصة جانبا |
Paranın yarısını almak için. Böylece sana güzel gözükmek için elbiseler alabilecektim. | Open Subtitles | لكى احصل على نصف المبلغ, لأتمكن من العناية بمظهرى من اجل اسعادك |
Salak bir uyuşturucu olayından dolayı 30 yıla çarptırıldım... o geri zekalı yüzünden. | Open Subtitles | لقد حكم علي للتو بثلاثين سنة من اجل صفقة مخدرات بسبب هذا اللعين |
Para, pul ve yiyecek aşkına, amansız bir saldırıya hazırlıyor onları. | Open Subtitles | من اجل الطعام والغذاء قادهم الى مشروع ينطوى على جراة شديدة |
Reklam müziği yarışması için bir şarkı dinlemek ister misin? | Open Subtitles | يا الصحفية اتريدين الإنصات إلى اغنية من اجل مسابقة الأغاني؟ |
Bu düğünü erteleyip ittifakı bozmak için bir uydurma olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون فبركة فقط من اجل تأخير الزفاف لتعطيل الاتحاد |
Bu hesaplamaları doğru bir şekilde başlatmak için bir nevi girdiye (input), bir tohuma ihtiyacınız var. | TED | و من اجل الحصول على حسابات صحيحة يجب علينا ان نحصل على مُدخلات .. تستخدم كبذور أساس للبرنامج |
Pasifik Haber Ajansından fotoğraf başına 15 dolar için mi? | Open Subtitles | من اجل 15دولار احصل عليهم من وكالة اخبار باسيفيك نيوز؟ |
Kendi zevkin için mi durumu yönlendiriyorsun yoksa yoksa psişik bir tip misin? | Open Subtitles | هل تنشدي الحقيقه من اجل متعتكي الشخصيه ؟ ام تعتبريني كصديق روحي ؟ |
Bu cupcakeleri metroyla buraya bir hiç için mi getirdim? | Open Subtitles | حاملتا اكواب الكعك في مترو النفاق من اجل لا شيئ |
Okyanuslarda bile, daha iyi bir yaşam uğruna hayvanların da hayatını etkileyebilecek çok miktarda ışık yaratıyoruz. | TED | حتى في المحيطات ، نحن نخلق الكثير من الضوء والذي يمكن ان يؤثر على الحياة الحيوانية فقط من اجل ان نزيد فحسب من رفاهيتنا |
Ve onun, benim hakkımda, çılgın bir fikir uğruna müvekkillerimizi terk edeceğim için hayal kırıklığına uğrayacağı düşüncesiyle oldukça endişeliydim. | TED | و كنت متوترة جدا, لأني اعتقدت اني كنت على وشك أن اشهد خيبة الأمل في نفسي للتخلي عن موكلينا من اجل فكرة مجنونة. |
Ama asıl amacı terfi ve madalya almak için yalakalık yapmak. | Open Subtitles | لكن في الحقيقة، هدفه الحقيقي هو التملّق من اجل الترقية والأوسمة |
Akıl almak için, en büyük Yunan rahibesini aramaya başlar. | Open Subtitles | من اجل الأرشاد ذهب سعياً خلف أعظم الكهنة اليونانيين القدماء |
Bana tüm bunların bir deniz canavarı yüzünden olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تحاول ان تخبرنى ان كل هذا من اجل وحش البحر؟ |
Tanrı aşkına, Bough, içeri gelme. Adam tam bir manyak! | Open Subtitles | من اجل الله بوف لا تدخل هنا انه رجل مجنون |
Ama bilmelisin ki baba veliaht olmak için sana isyan etmedim. | Open Subtitles | لكني اريدك ان تعرف ,أبي باني لم اتمرد من اجل العرش |
Seni seviyordum, seni memnun etmek için her şeyi yaptım. | Open Subtitles | انا احبكِ. فعلت كل شيء من اجلكِ من اجل ارضائكِ. |
Hindistan'da bir kaplan içindi. | Open Subtitles | لم تخطر ببالى من اجل الاسد بل من اجل نمر فى الهند |
Bayan Timberlake, vatandaşın ödediği vergiden payınızı almaya mı geldiniz? | Open Subtitles | حسنا ، عدتِ مجدداً من اجل بعض اموال دافعى الضرائب؟ |
Ve ona bakabilmek için iki işte birden çalıştığınız için de üzgünüm. | Open Subtitles | وانا متأسفة على انكِ لديكِ عمل لوضيفتي من اجل تقديم العون اليها |
Dinle Pedro, Penny'e en sevdiği mağazadan güzel bir atkı aldım. | Open Subtitles | اسمع اشتريت وشاح جميل جدا من اجل بيني من متجرها المفضل |
Carolyn, onun iyiliği için o araba' da bazı ipuçları olabilir. | Open Subtitles | كارولين.. من اجل مصلحتنا العامة تلك السيارة سوف تعطينا بعض الاجوبة |