| Babam bana mektuplar ve notlar vasıtasıyla kendi el yazısıyla bir miras bıraktı. | TED | وترك لي والدي ميراث من خط يده عبر الخطابات والمذكرات |
| Belki de hepimiz çocuklarımıza değerli bir miras bırakacağız, parasal anlamda değil. | TED | لذا ربما سنحتاج ترك لأولادنا ميراث قيّم، وليس ثروة مالية |
| Gitmiş! Komşulara göre, ona ve karısına aniden miras çıkmış. | Open Subtitles | هو وزوجته قد جاءتهم ميراث فجأة, هكذا قال جيرانهم. |
| İki özgürlük ustası çalıyor, Amerikan sanatının bar müzisyenleri tarafından yozlaştırılıp, yok olmasından önceki yegane mirası: | Open Subtitles | اثنان من عظماء الحرية يعزفون قبل فساد الفنّ على يد ملايين المغنيين السيئين الذين دمّـروا ميراث أمريكا الفنّي الوحيد |
| Ama en çok da cinsiyet ve ırksal baskı mirasını ortaya dökmek zordu çünkü ben haklardan en çok faydalananlardan biriyim. | TED | ولكن اﻷصعب كان فرط ميراث الاضطهاد العنصري والجنسي في حين أني من أكبر المستفيدين. |
| Ayrıca 10 milon poundluk bir miras olasılığı. | Open Subtitles | مع إمكانية حصولها على 10 ملايين جنية ميراث |
| Senin için çok talihsiz bir miras, çünkü onları bulacağım kazmam gerekse bile. | Open Subtitles | ميراث تعيس بالنسبة لك لأني سوف أجدهم حتى و إن كان علي أن أحفر لأخرجهم |
| Amcamın miras işleri bu bölgeye gelmeme neden oldu, gelmişken arkadaşlarıma uğrama zevkini de tatmak istedim. | Open Subtitles | ميراث عمي جلبني للمنطقة و لم أستطع مقاومة زيارة أصدقائي |
| - Teyzemden miras kaldı! - Nasıl edindiğinizi sogulamıyorum. | Open Subtitles | لقد حصلت عليه من ميراث من عمتي لا أسأل كيف حصلت عليه |
| Ingilizlerin Filistine biraktilari miras, yasal bir sistem, kirmizi ayakli posta kutulari, kaos ve savasti. | Open Subtitles | ميراث بريطانيا لفلسطين كان نظاماً قانونيّاً صناديق بريد عمودية حمراء وفوضى وحرب |
| Bu adama 100 bin dolar miras kaldı. | Open Subtitles | لقد حصل هذا الرجل لتوه على ميراث قدره مئة ألف دولار |
| O halde bayım, sizi beklenen mirası kasıtlı olarak değiştirmekten dava ediyoruz. | Open Subtitles | إذًا يا سيدي نحن سنرفع بحقك قضية لتدخلك المتعمد في توزيع ميراث متوقع |
| Oğullarımın mirası olan, kocam öldüğünde elimden alınan toprakları alamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن اتحصل على ميراث إبني. أرض زوجي التي أخذت مني عندما مات. |
| Annenizden kalan, hayatı boyunca ter döktüğü, mirası atacaksanız... | Open Subtitles | اذا ارد تتدمير ميراث امك التي تعبت وحصلت عليه بشق الانفس |
| Babanın mirasını hayvanlar üzerinde aşağılık deneyler yapan bir test alanı haline getirmek. | Open Subtitles | يستخدم ميراث والدك ليقوم بالتجارب للتجارب الحقيرة على الحيوانات |
| Annesinden kalan mirasın yarısına sahip olabilecektiniz. | Open Subtitles | فعلمت بشأن نصف ميراث والدتها |
| Kendine veya torunlarının mirasına başka zararlar vermeden önce yalnız yaşamayı bırakacaksın. | Open Subtitles | لنفسك أو ميراث أحفادك ستتوقفين عن العيش وحدك |
| Hatırı sayılır bir mirasa kondu ve paranın kaynağı şaibeli. | Open Subtitles | والذي حصل عى ميراث كبير ومصدر المال مشكوك فيه |
| Farzet ki ismim, mirasım, hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | لنفترض أنه ليس لديّ لقب أو ميراث ، لا شيء |
| Kızları bir küpe takıyor, inci, aile yadigarı. | Open Subtitles | الابنة ترتدي قرطين لؤلؤيَّين، ميراث عائليّ. |
| Somali, Mali, Nijerya, Irak, Afganistan, Pakistan Kendilerini Usame Bin Ladin'in mirasının varisleri olarak gören gruplar bulunuyor | TED | في الصومال، في مالي، في نيجيريا، في العراق، في أفغاستان، باكستان، هناك مجموعات تدعي بأنها ورثة ميراث أسامة بن لادن. |
| Richard'ın mirasıyla arama girmelerine izin veremezdim! | Open Subtitles | لم اكن ادعهم يفسدون علىً ميراث ريتشارد. لقد كانوا يعلمون ان الوصية باطلة |
| miraslar hakkında ne düşünüyorum bilmek ister misin? | Open Subtitles | أتريدين أن تعرفين ماالذي أراه ميراث حقيقي؟ |
| Vasiyetler ve kanlı yastık kılıfları gibi başka şeyler. | Open Subtitles | ميراث... وأمور أخرى، كملآه ملطخة بالدماء |
| Çarın, İngiltere Merkez Bankası'nda bulunan... 10 milyon pound değerindeki mirasından bahsediyorum! | Open Subtitles | ميراث يقدر بـ 10 ملايين جنيه استرليني تركها القيصر في بنك إنجلترا |