En iyisi 2 kişi bulmak, böylece şu hatunla yarışmak zorunda kalmayız. | Open Subtitles | يجب ان نجد متسابقان حتى لا نضطر للسباق مع هذه الفتاة هنا |
Değişimi ya biz yaparız, ya da doğa tarafından yapmak zorunda bırakılırız. | Open Subtitles | إما بأن نفعلها بأنفسنا، أو سوف نضطر لفعلها من خلال الطبيعة نفسها. |
Her gün , her saniye onu izlemek zorunda kalmayız. | Open Subtitles | فسيعطيه هذا سباً يحيا من أجله لن نضطر الى مراقبته |
Saksonlar bizi bulursa savaşmak zorundayız. | Open Subtitles | إذا عثر علينا السكسونيون سوف نضطر للقتال |
Nakli ertelememiz gerekebilir. | Open Subtitles | و ربما نضطر لتقديم موعد الزرع قبل الموعد المحدد |
O zaman, borçlarını temizleyene kadar... sizi burada tutmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | لذلك, سوف نضطر الى ان ندعك هنا الى ان تدفع ديونك |
Çünkü yakın bir zamanda hepsini arkamızda bırakmak zorunda kalacağız. Anne, baba! | Open Subtitles | لأنه في مرحلةً ما قريبًا سوف نضطر على ترك كل شيء وراءنا. |
Bu iş bittikten sonra, bir daha görüşmek zorunda kalmayacağız. | Open Subtitles | بعد أن ينتهي هذا لن نضطر لرؤية أحدنا الآخر مجدداً. |
Bu hedef için hastalığa kalıcı bir tedavi bulmak zorunda değiliz. | TED | وللقيام بذلك، لن نضطر حتّى إلى علاج المرض. |
Eğer bunu savunabilirsek, ihtiyaç duyduğumuzda bunu anlarsak, başkasına yardım edebileceğimizi anlarsak çevremize o kadar sık bakmak zorunda olmayız. | TED | إن آمنا بهذا، سنفهم أنه، عندما نحتاج المساعدة، فلن نضطر للبحث كثيرًا إن تأكدنا أننا ساعدنا شخصا آخر. |
Eğer biz bu artistler için bir market yaratabilirsek, onları toprak kazmak ve taş kırmak için işe almak zorunda kalmayacağız. | TED | لو أمكننا خلق أسواق لهؤلاء الفنانين، فلن نضطر لتوظيفهم في حفر الأرض وتكسير الحجارة. |
Keşke boğalardan biri seni öldürse. O zaman seni beslemek zorunda kalmayız. | Open Subtitles | أتمنى لو أحدهم قتلك وعندئذٍ لن نضطر لإطعامك بعد الآن |
Eğer yarın bizi tahliye ederlerse giderken yanımızda bir sürü şey taşımak zorunda kalmayacağız. | Open Subtitles | اذن, لو تم طردنا غدا من هنا, فلن نضطر لحمل الكثير معنا |
Ateş açmak zorunda kalırdık ve Bolşevikler'in istediği savaş çıkardı. Anlıyor musun? | Open Subtitles | كنا سوف نضطر لفتح النيران.و ربما أدى ذلك إلى الحرب التي يريدها البلاشفة.إنك تدرك ذلك.أليس كذلك؟ |
Umarım onu ıslahevine göndermek zorunda kalmayız. | Open Subtitles | أتمنى بأن لا نضطر لإرساله إلى الإصلاحية. |
Daima her şeyi diğerlerinden farklı yapmak zorundayız! | Open Subtitles | لماذا لم تبقى مع المجموعه ؟ كنا دائما نضطر لعمل أشياء مختلفه أكثر من أى أشخاص آخرين |
Gu Ae Jung ile olan ilişkimi duyurduğumda sözleşmeyi ihlal ettiğimiz için ceza ödememiz gerekebilir. | Open Subtitles | لأنني عندما أعلن عن علاقتي بــ غو آي جونج قد نضطر لدفع غرامة |
Kavga ettiğimiz zamanlar, birbirimize sırtımızı çevirmemiz gerekmeyecek. | Open Subtitles | لو كان لدينا صفاً فلن نضطر إلى إدارة ظهرونا لبعضنا |
Bekleyip, çarpışmaktan kaçınmamız gerekecek ya da senin durumunda sadece beklemek. | Open Subtitles | سوف نضطر ان نقف ونحارب او في حالتكِ , فقط قفي |
İlk olarak şehirdeki en iyi pizzayı onlar yapıyor. İkinci olarak genelde onlara ödeme yapmamız gerekmiyor. | Open Subtitles | أولاً إنه يعدّ أفضل بيتزا وثانياً لأننا نأكل هناك ولا نضطر للدفع بالعادة |
Bazen, yola devam edebilmek için, birilerini geride bırakmamız gerekir. | Open Subtitles | , أحياناً قد نضطر للتخلى عن أشخاص خلفنا لكي يمكننا الإستمرار |
Eğer başarılı olursa,tümörü temizleriz, ve bir daha ameliyat olmana gerek kalmaz. | Open Subtitles | عندما لا ينهار المريض , لو نجحت سيخنفي الورم كله و لن نضطر للعودة مرة أخرى |