"نعلم أنّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu biliyoruz
        
    • biliyoruz ki
        
    • olmadığını biliyoruz
        
    • tuttuğunu biliyoruz
        
    • söylediğini biliyoruz
        
    • sahip olduğu konusunda
        
    Tamam, tamam, tamam. Ölüm sebebinin kırık boyun olduğunu biliyoruz. Open Subtitles حسناً، حسناً، حسناً، نعلم أنّ سبب الوفاة هو عنق مكسور.
    Onları kullanır, atar, unuturuz, çünkü öteki tarafta onu alacak bir işgücü olduğunu biliyoruz. TED نحن نستعملها و نرميها ثمّ ننسى أمرها تماما، لأنّنا نعلم أنّ هناك قوة عاملة في الجانب الآخر ستقوم بأخذها بعيدا.
    Ölü adamın pedofiliden, hükümlü olduğunu biliyoruz, okulların etrafında dolaşıyordu. Open Subtitles ,نعلم أنّ الرجل الميّت كان مُدان بالإنحراف الجنسي كان مُعتاد على التجوّل حول المدارس
    biliyoruz ki, daha büyük planların var. Peki tam olarak neyin peşindesin? Open Subtitles إسمع، نعلم أنّ لديك خطة أكبر، لذا ما الذي تسعى خلفه تحديداً؟
    biliyoruz ki, bebekler bile kıskançlık yaşıyor. TED نعلم أنّ الرّضع يستطيعون الاحساس بالغيرة.
    İkimiz de senin bu arabada oluşunun benimle hiçbir ilgisinin olmadığını biliyoruz zaten. Open Subtitles كلانا نعلم أنّ تواجدكِ بهذهِ السيّارة الآن، ليس له أيّ علاقة بي على الأطلاق.
    Yumruk heykelini çalan kişinin siyah elbise giyen biri olduğunu biliyoruz. Open Subtitles نعلم أنّ أياً من سرق القبضة كانت امرأة ترتدي ثوباً أسوداً...
    Sanırım ikimizde burada tehlikede olanın ülkenin savunmasından daha öte bir şey olduğunu biliyoruz. Open Subtitles أعتقد أنّنا نعلم أنّ ما على المحكّ هنا لم يعد الدّفاع عن البلد.
    Gerçek test sonuçlarının temiz olduğunu biliyoruz. Open Subtitles . نعلم أنّ اختبارك الأصليّ عاد نظيفاً من ذلك
    Gerçek test sonuçlarının temiz olduğunu biliyoruz. Open Subtitles . نعلم أنّ اختبارك الأصليّ عاد نظيفاً من ذلك
    Kafi sebep var. Aramanın kusurlu olduğunu biliyoruz. Open Subtitles هناك سبب إجرائي دامغ نعلم أنّ إجراءات التفتيش لم تكن صحيحة
    Hepimizdeki ölümsüzlük geninin aynı olduğunu biliyoruz. Neden o zaman omurilik sıvısı... Open Subtitles نحن نعلم أنّ جينات الخلود هي نفسها في جميع أنواعنا
    Şu anda yaşama ihtimalinin zayıf olduğunu biliyoruz ama matematiksel olarak bir şans olduğunu da biliyoruz. Open Subtitles والآن نعلم أنّ فرص النجاة ضئيلة لكننا نعلم أنّ هناك فرصة حسابياً.
    Denizaltıların daha güvenli olduğunu biliyoruz çünkü sudaki uçaklar, havadaki denizaltılardan daha fazla. Open Subtitles نعلم أنّ الغواصات أكثر أماناً لأنّ عدد الطائرات في المياه أكبر من عدد الغواصات في السماء.
    Çalmaya değer bir şey olduğunu biliyoruz. Open Subtitles نعلم أنّ هُناك ما يستحق السرقة
    Junior'un ölümünün büyük bir oyun olduğunu biliyoruz. Open Subtitles نعلم أنّ قتل الابن كانت لعبة هامّة.
    biliyoruz ki, kıskançlık, Birleşik Devletlerdeki eş cinayetlerinin birinci sebebi. TED نعلم أنّ الغيرة هي الدافع الأول لجرائم القتل الزوجية في الولايات المتحدة الأمريكية.
    İkimiz de çok iyi biliyoruz ki, senin biliminin hata yapma olasılığı yüksek. Open Subtitles كلانا نعلم أنّ علمكَ هذا بهِ هامش جدي من الخطأ.
    Annemden ne kadar nefret ediyor olsan da ikimiz de biliyoruz ki paraya bayılırsın. Open Subtitles كلانا نعلم أنّ ؛ بقدر ما كرهت أمّي فأنتَ تعشق الثروة.
    Artık o DNA testinin geçerli olmadığını biliyoruz. Open Subtitles الآن نعلم أنّ إختبار الحمض النوويّ لم يكن صحيحًا.
    Sistemde arattığınız iki parmak izinin olay yerlerinden alınan iki izle tuttuğunu biliyoruz. Open Subtitles نحن نعلم أنّ البصمات التي وضعتها في "جهاز تحديد البصمات" تطابق بصمتين من مسرح جرائمه
    58'de Clarence'ın masum olduğunu, doğru söylediğini biliyoruz! Open Subtitles نعلم أنّ (كلارنس) كان بريئاً من جُرم عام 1958، ونعلم أنّكَ كنت تقول الحقيقة.
    Ted'in bireysel farkındalığa sahip olduğu konusunda hepimiz mutabıkız. Open Subtitles كلنا نعلم أنّ (تيد) يُدرك ذاتهُ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more