Bu fotoğrafta, Amerika Birleşik Devletleri büyüklüğündeki bir alan üzerinde duruyoruz ve tek başımızayız. | TED | في هذه الصورة، نحن نقف في منطقة بحجم الولايات المتحدة الأمريكية، ونحن لوحدنا بالكامل. |
Su kovalarıyla toplaşmış duruyoruz, asıl ihtiyacımız koca bir itfaiye birliği iken. | TED | ونحن نقف حاملين صفائح ماء ، في حين مانحتاجه فرقة إطفاء. |
Açıktır ki sağda durup insanlara yol vermek daha iyidir ama bazı yerlerde bunu sadece umabiliriz. | TED | بشكلٍ واضح، إنه من الأفضل للأخرين عندما نقف على الجهة اليمنى وندعهم يمرون ولكننا نتوقع أن نفعل ذلك إلا في بعض الأماكن |
Çünkü birileri o katilleri kiralamış. biz de burada sizin sebeplerinize bakıyoruz. | Open Subtitles | لأنّ هنالك من أستئجر الجُناه، إنّنا نقف وسط ما يمثّل حافزكَ لذلك. |
Ve büyük gemi tam durduğumuz yerden yola çıkan Kalyondu. | Open Subtitles | والسفينة العملاقة كانت سفينة شراعية غادرت من هنا حيثما نقف |
Bir uçurumun kenarında, aşağıda neler yattığını bilmeden dikiliyoruz sanki. | Open Subtitles | كأننا نقف على حافة هاوية لا نعرف ماذا يوجد تحتها. |
Ortada duruyorduk. Dikenli tel vardı, biz nöbetçiler vardık. Batı Berlinliler, Doğu Berlinliler. | Open Subtitles | كنا نقف هناك في الوسط، حيث الأسلاك الشائكة نحن الحراس ومواطني برلين الشرقية والغربية |
biz tarihte çok çok önemli bir dakikada duruyoruz. Ve sen burada bir sembolik yüzüş gerçekleştirecek ve dünya liderlerinin yakalarını sallamaya çalışacaksın. | TED | نقف عند لحظة تاريخية مهمة. وانت سوف تقوم بسباحة رمزية لتهز قادة العالم. |
Ifakara'da bu amaçlarımızın arkasında sıkıca duruyoruz. | TED | في معهد إيفاكارا نقف بحزم وراء هذه الأهداف. |
Masanın başında yalnız duruyoruz... eğer haklarımız sorgulanırsa, cevabımız budur. | Open Subtitles | نحن نقف وحيدين على رأس الطاولة وإذا قمتَ بالطعن فى حقوقنا سيكون هذا جوابنا |
Biliyor musun, Preston, sen ve ben birbirimize yaklaşık 8 metre mesafede duruyoruz. | Open Subtitles | أتعلم يا بريستون ,انا وانت نقف على بعد 25 قدم من بعضنا |
Yanımızdan geçerken camların ardından bize ellerini uzatıyorlardı; biz de dimdik durup onlara yalnız olmadıklarını, onlar için savaştığımızı gösteriyorduk. | TED | وبمجرد مرورهم بجانبنا، يقتربون من النافذة ليصلوا إلينا، حيث نقف وقفة احتجاجية ليعرفوا أننا بجانبهم، ونحارب من أجلهم. |
Hâlâ düz bir görüntünün önünde durup kurguyu izliyoruz. | TED | لا نزال نقف أمام صورة مسطحة، نشاهد قصة خيالية، |
Sen müzakere ederken biz teşvik konuşması için mi kalacağız? | Open Subtitles | حسنا، نحن نقف في الأرجاء متحمسين بينما أنت ماذا تتفاوض؟ |
Yanında durduğumuz göl, saf pil asidinden yapılmış. | TED | تلك البحيرة التي نقف أمامها مكوّنة من حامض الأسيد النقي. |
Normalde burada; benzin pompasının başında çaresiz hissederek dikiliyoruz. | TED | نحن هنا في الظروف الطبيعية نحن نقف على مضخة غاز ، ونحن نشعر بالعجز |
Oyuncakcı dükkanında scooter-- reyonunda duruyorduk İkizler için hediye olarak, scooter seçmek istediğimde, | Open Subtitles | كنا نقف في ممر الدراجات في متجر الألعاب عندما اردت اختيار الهدية الكبيرة للتؤام |
Gerçekten Şu anda tarihin çok önemli bir noktasında durduğumuza inanıyorum. | TED | أنا فعلاً أؤمن أننا نقف على شَفَا مرحلة هامة فى التاريخ |
Bence nerede durduğumuzu bilmemiz gerekiyor ama ben de bunu kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أننا نحتاج لفهم أين نقف لكنّني لا أريد أن أفقد هذا |
O bağlandığı ipten kurtulurdu, ama... bunun için ayakta durmak gerekiyor. | Open Subtitles | من شأنه أن يخلصنا من الحبال مشكلته هي أننا يجب أن نقف |
Yüzyıllar boyunca omuz omuza duralım sonsuza kadar dost kalalım. | Open Subtitles | عسى أن نقف معًا طوال قرون. أصدقاءٌ جيّدون حتّى النهاية. |
Burada dikilip bir trafik kazası hakkında konuşabiliriz... Şunu çeker misin? | Open Subtitles | نقف هنا نتجادل حول حادث مرور عرضى هل تمانع ؟ |
O an harekete geçmek gerçek sorunla karşı karşıya kalmak ve kimseye güvenmeden kendi başımıza bunlarla savaşmamız demekti. | Open Subtitles | التعاون هو مانحتاجه الآن عندما لا نستطيع الإعتماد على أي أحد آخر علينا أن نقف و نواجه الموتى الأحياء |
Von Scherbach çıkıp ultimatomunu verene kadar bizi altı saat öylesine ayakta beklettiler. | Open Subtitles | فى حالة أنه كان يختبأ فى العوارض الخشبيه ثم جعلونا نقف لمدة 6 ساعات فى الخارج |
Koltuğun önünde ayaktayız ve siz beni tehdit ediyorsunuz. | Open Subtitles | نحن نقف امام الاريكة وانتما ايها المجرمان تهدداني |