"هدية" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir hediye
        
    • hediyem
        
    • hediyeydi
        
    • hediyesiydi
        
    • armağan
        
    • hediyeyi
        
    • hediyeni
        
    • hediyen
        
    • armağanı
        
    • hediyemi
        
    • hediyeler
        
    • için
        
    • hediyemiz
        
    • bir şey
        
    • hediyesi
        
    Birinci haftayı doldurunca bir hediye alacaksın, en çok neyin olmasını istersin ? Open Subtitles عندما نبيع أول محصول قمح سوف تحصل على هدية. ماالذى ترغب فيه أكثر؟
    Sonra Pazar günü gelip seni göreceğim ve eğer iyi olursan Noel'de sana çok hoş bir hediye vereceğim. Open Subtitles و في يوم الأحد سأأتي و أراكِ. و ثم إذا كنتِ جيدة جداً في الكريسماس سأهديكِ هدية جميلة جداً.
    Sonunda hak ettiğin güzel bir hediye için yeterli para biriktirdiğimi düşünmüştüm. Open Subtitles إعتقدت أني أخيراً قد وفرت المال الكافي لأشتري إليكي هدية جميلة تستحقينها
    Hatta, sana bir hediyem var. Yeni kitabımın bir kopyası. Open Subtitles ولكنني أقدّر وجودكِ معي حقاً في الواقع، لديّ هدية لكِ
    Belki kalp atış hızı monitörü hediyeydi. Bu yüzden kimse hatırlamadı. Open Subtitles ربّما كان مسجّل ضربات القلب هدية لهذا لم يتعرّف عليها أحد
    Bu gemi yolculuğu çocuklarımızın bize evlilik yıl dönümü hediyesiydi. Open Subtitles هذه الرحلة كانت .. هدية من أبناءنا في ذكرى زواجنا.
    Bir armağan olduğunu söyleyebilirdim ama benimle bir ilgisi yok. Open Subtitles لقد كانت هدية منى , الأمر ليس له علاقة بى
    bir hediye için bu kadar uğraştığına göre merak ettiğim birşey var. Open Subtitles و إن كنت مستعدا لتحمل كل هذا لأجل هدية هذا يجعلني أتسائل
    Bütün o kart olayını affettirmek için sana harika bir hediye almak istemiştim. Open Subtitles أردت أن أحصل لكِ على هدية رائعة لعيد ملادكِ لأتخطى تلك البطاقات المعتادة
    -Küçük bir hediye, bir kız için, bunsuz tamamlanmamış olan. Open Subtitles هدية صغيرة للفتاة التي لن تكتمل الا بها ماذا حدث؟
    Beyefendi ol ve ona küçük, şirin bir hediye al. Open Subtitles كن لطيفا و حسب و ربما أحضر لها هدية صغيرة
    Ve aptalca duruyor biliyorum ama her gün bir hediye. Open Subtitles وأعرف أن هذه تبدو حماقة لكن كل يوم هو هدية
    Her günün bir hediye olduğundan, durup gülleri koklamaktan söz edebilirsin ama gerçek hayatta o gülü koparıp götürürsün. Open Subtitles تتحدثين عن أنّ كل يوم يحياه المرء لهو هدية ويتوقف للتنعّم بالعطايا لكن الحياة الواقعية لها طريقتها عكس هذا
    Ama sana özel bir hediyem olmadığı anlamına gelmez bu. Open Subtitles ولكن هذا لا يعني أني لا أحمل هدية خصيصاً لأجلك
    - Ve senin için bir Noel hediyem var. - Benim de senin için var. Open Subtitles ومعى هدية الكريسماس لك وانا لدىّ واحدة لك
    Sana minik bir hediyem var. - Nedir o? Open Subtitles نحن نستطيع أن نصلح هذا لدى هدية صغيرة لك
    Belki çok özel bir hediyeydi ve bizi telaşlandırmak istemedi. Open Subtitles ربما كانت هدية حميمية جدًا و لم تُرِد أن تنبِّهنا
    New York' ta, bir portakal yaygın bir Noel hediyesiydi, çünkü ta Florida' dan geliyordu. TED في نيويورك، كان البرتقال هدية عيد الميلاد الشائعة، لأنها تأتي من فلوريدا البعيدة.
    Gücü insanlığa armağan, ama ateşten yapılmış şeylerin canını acıtıyor. Open Subtitles قوته هدية للانسان ولكنه يؤذي تلك الكائنات المخلوقة من نار
    Güzel. Ona veda dileklerimi ve şu küçük hediyeyi iletin. Open Subtitles جيد , قل لها وادعاً وأعطها هدية وداعى الصغيرة لها
    İlk kez senin evine doğum günü hediyeni getirdiğim zaman hissettim. Open Subtitles أول ما شعرت به عندما وضعت هدية عيد ميلاد في منزلك
    Yıldönümü hediyen. Arasaydın, koltukta bulabilirdin. Open Subtitles لقد كانت هدية ذكرى علاقتنا , لو أتيت كنت ستجدها على مقعدك
    Harika bir 13 aydı demek içim çan sakızı çoban armağanı. Open Subtitles دي هدية بسيطة بس بقولك اني كنت مبسوطة السنة اللي فاتت
    Molly doğum günü hediyemi şimdiden verdi. İndirdiğim bir bilgisayar oyunu. Open Subtitles مولي أعطتني هدية عيد ميلاد بسيطة لعبة كمبيوتر قمت بتحميلها ..
    Gönderdiği bütün hediyeler arasında bu, bugüne kadar aldıklarımızın en büyüğü. Open Subtitles أتعلم، من بين كل الهدايا التي أرسلها هذه أعظم هدية استلمتها
    Bana hediye edilen küçük altın bir yüzük için dövüşmüştük. Open Subtitles تعاركنا من أجل خاتم ذهبى ضئيل الذى كان هدية لى.
    En iyi haritalar, bir ambar dolusu kumaş, Çin İmparatoru için bir saat, ...ve Japonya'da ticaret yapmak için bir sürü hediyemiz var. Open Subtitles لدينا أفضل الخرائط , المسوحات الأفضل .. هدية لإمبراطور الصين . و هدايا للقيام بالعمل في اليابان
    Yıldönümü hediyeni sipariş verirken çok ilginç bir şey oldu. Open Subtitles لقد حدث أمر جنوني بينما كنت أطلب هدية ذكرى زواجنا
    Noel hediyesi olarak almıştım bu zili, çalmayı hiç kesmiyor. Open Subtitles اشتريت له جرساً هدية في الكريسمس ولم يتوقف عنه أبداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more