Birinci haftayı doldurunca bir hediye alacaksın, en çok neyin olmasını istersin ? | Open Subtitles | عندما نبيع أول محصول قمح سوف تحصل على هدية. ماالذى ترغب فيه أكثر؟ |
Sonra Pazar günü gelip seni göreceğim ve eğer iyi olursan Noel'de sana çok hoş bir hediye vereceğim. | Open Subtitles | و في يوم الأحد سأأتي و أراكِ. و ثم إذا كنتِ جيدة جداً في الكريسماس سأهديكِ هدية جميلة جداً. |
Sonunda hak ettiğin güzel bir hediye için yeterli para biriktirdiğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت أني أخيراً قد وفرت المال الكافي لأشتري إليكي هدية جميلة تستحقينها |
Hatta, sana bir hediyem var. Yeni kitabımın bir kopyası. | Open Subtitles | ولكنني أقدّر وجودكِ معي حقاً في الواقع، لديّ هدية لكِ |
Belki kalp atış hızı monitörü hediyeydi. Bu yüzden kimse hatırlamadı. | Open Subtitles | ربّما كان مسجّل ضربات القلب هدية لهذا لم يتعرّف عليها أحد |
Bu gemi yolculuğu çocuklarımızın bize evlilik yıl dönümü hediyesiydi. | Open Subtitles | هذه الرحلة كانت .. هدية من أبناءنا في ذكرى زواجنا. |
Bir armağan olduğunu söyleyebilirdim ama benimle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لقد كانت هدية منى , الأمر ليس له علاقة بى |
bir hediye için bu kadar uğraştığına göre merak ettiğim birşey var. | Open Subtitles | و إن كنت مستعدا لتحمل كل هذا لأجل هدية هذا يجعلني أتسائل |
Bütün o kart olayını affettirmek için sana harika bir hediye almak istemiştim. | Open Subtitles | أردت أن أحصل لكِ على هدية رائعة لعيد ملادكِ لأتخطى تلك البطاقات المعتادة |
-Küçük bir hediye, bir kız için, bunsuz tamamlanmamış olan. | Open Subtitles | هدية صغيرة للفتاة التي لن تكتمل الا بها ماذا حدث؟ |
Beyefendi ol ve ona küçük, şirin bir hediye al. | Open Subtitles | كن لطيفا و حسب و ربما أحضر لها هدية صغيرة |
Ve aptalca duruyor biliyorum ama her gün bir hediye. | Open Subtitles | وأعرف أن هذه تبدو حماقة لكن كل يوم هو هدية |
Her günün bir hediye olduğundan, durup gülleri koklamaktan söz edebilirsin ama gerçek hayatta o gülü koparıp götürürsün. | Open Subtitles | تتحدثين عن أنّ كل يوم يحياه المرء لهو هدية ويتوقف للتنعّم بالعطايا لكن الحياة الواقعية لها طريقتها عكس هذا |
Ama sana özel bir hediyem olmadığı anlamına gelmez bu. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعني أني لا أحمل هدية خصيصاً لأجلك |
- Ve senin için bir Noel hediyem var. - Benim de senin için var. | Open Subtitles | ومعى هدية الكريسماس لك وانا لدىّ واحدة لك |
Sana minik bir hediyem var. - Nedir o? | Open Subtitles | نحن نستطيع أن نصلح هذا لدى هدية صغيرة لك |
Belki çok özel bir hediyeydi ve bizi telaşlandırmak istemedi. | Open Subtitles | ربما كانت هدية حميمية جدًا و لم تُرِد أن تنبِّهنا |
New York' ta, bir portakal yaygın bir Noel hediyesiydi, çünkü ta Florida' dan geliyordu. | TED | في نيويورك، كان البرتقال هدية عيد الميلاد الشائعة، لأنها تأتي من فلوريدا البعيدة. |
Gücü insanlığa armağan, ama ateşten yapılmış şeylerin canını acıtıyor. | Open Subtitles | قوته هدية للانسان ولكنه يؤذي تلك الكائنات المخلوقة من نار |
Güzel. Ona veda dileklerimi ve şu küçük hediyeyi iletin. | Open Subtitles | جيد , قل لها وادعاً وأعطها هدية وداعى الصغيرة لها |
İlk kez senin evine doğum günü hediyeni getirdiğim zaman hissettim. | Open Subtitles | أول ما شعرت به عندما وضعت هدية عيد ميلاد في منزلك |
Yıldönümü hediyen. Arasaydın, koltukta bulabilirdin. | Open Subtitles | لقد كانت هدية ذكرى علاقتنا , لو أتيت كنت ستجدها على مقعدك |
Harika bir 13 aydı demek içim çan sakızı çoban armağanı. | Open Subtitles | دي هدية بسيطة بس بقولك اني كنت مبسوطة السنة اللي فاتت |
Molly doğum günü hediyemi şimdiden verdi. İndirdiğim bir bilgisayar oyunu. | Open Subtitles | مولي أعطتني هدية عيد ميلاد بسيطة لعبة كمبيوتر قمت بتحميلها .. |
Gönderdiği bütün hediyeler arasında bu, bugüne kadar aldıklarımızın en büyüğü. | Open Subtitles | أتعلم، من بين كل الهدايا التي أرسلها هذه أعظم هدية استلمتها |
Bana hediye edilen küçük altın bir yüzük için dövüşmüştük. | Open Subtitles | تعاركنا من أجل خاتم ذهبى ضئيل الذى كان هدية لى. |
En iyi haritalar, bir ambar dolusu kumaş, Çin İmparatoru için bir saat, ...ve Japonya'da ticaret yapmak için bir sürü hediyemiz var. | Open Subtitles | لدينا أفضل الخرائط , المسوحات الأفضل .. هدية لإمبراطور الصين . و هدايا للقيام بالعمل في اليابان |
Yıldönümü hediyeni sipariş verirken çok ilginç bir şey oldu. | Open Subtitles | لقد حدث أمر جنوني بينما كنت أطلب هدية ذكرى زواجنا |
Noel hediyesi olarak almıştım bu zili, çalmayı hiç kesmiyor. | Open Subtitles | اشتريت له جرساً هدية في الكريسمس ولم يتوقف عنه أبداً |