Bu odayı sadece 3 saatliğine kullanabilirim yani işime dönsem iyi olacak. | Open Subtitles | تعلمين؟ لديَّ هذه الغرفة لـ3 ساعات فقط, عليَّ حقاً أن أرجع للعمل. |
Ne isterseniz yapın. Ama ne yaparsanız yapın Bu odayı terketmeyin. | Open Subtitles | افعلوا كل ماتريدون فعله ولكن مهما فعلتم لا تتركوا هذه الغرفة |
bu odadan bıktım, bu havadan bıktım ve bu telefondan da bıktım! | Open Subtitles | فاض بي الكيل من هذه الغرفة ومن هذا الحر ومن هذا الهاتف |
Pardon, daha önce de dediğim gibi, baba bu odadan biri | Open Subtitles | آسف، كما قلت سابقاً الوالد هو شخص موجود في هذه الغرفة |
Gece, sen bu odaya benim gelinim olarak girdiğinde, çok doğru olacak. | Open Subtitles | الليلة التي ستدخلين فيها هذه الغرفة كعروس سوف تكون ليلة رائعة جدا. |
Bu odayı füze ambarındaki o küçük olaydan sonra yaptırdım. | Open Subtitles | لقد صممت هذه الغرفة بعد حادث صغير في صومعة الصاروخ |
Bu odayı asla vermeyiz. Müşteriler pencerenin dışındaki levhadan şikayet ederdi. | Open Subtitles | لا نحجز هذه الغرفة أبداً النزلاء يتذمرون بخصوص اللافتة خارج النافذة |
Ben Bu odayı istiyordum! İki kat yukarıya aynen Bu odayı! | Open Subtitles | ـ لقد أردت هذه الغرفة ، هذه الغرفة تماماً أعلى طابقين.. |
Burası lisenin bilgisayar laboratuvarı. Müdür Bu odayı o kadar seviyor ki | TED | فهذا هو المعمل في الثانوية. و المدير هناك يحب هذه الغرفة. |
Bay Arlington gelince Bu odayı alabilir. | Open Subtitles | السيد ارلينجتون يمكن أن يأخذ هذه الغرفة عندما يصل. |
Pekala, hava kararmadan önce Bu odayı terk edemiyorum. | Open Subtitles | بما اننى لن استطيع مغادرة هذه الغرفة حتى الليل |
Hatta öyle yakışıklı görünüyorsun ki, bu odadan çıkmamız lazım yoksa galayı kaçıracaksın. | Open Subtitles | ،وتبدو في غاية الوسامة إمّا علينا الخروج من هذه الغرفة أو ستفوّت افتتاحيتك |
Bu zafer bu odadan daha öteye uzanıyor. Tüm imparatorluğunu alacağım. | Open Subtitles | النصر يتعّدى أكثر بكثير من هذه الغرفة . سآخذ إمبروطوريّتك كلّها |
Julia, bu durum burada kaldığını bilerek bu odadan ayrılmam gerekiyor. | Open Subtitles | جوليا , اريد مغادرة هذه الغرفة عارفاً ان الأمر تم احتوائه |
bu odadan çok daha küçük bir hücrede 8 yıl kaldım. | Open Subtitles | ثمان أعوام قضيتُها هناك بداخل زنزانة جزء من حجم هذه الغرفة. |
İyileşene dek, altı ay boyunca kendini bu odaya kilitledi. | Open Subtitles | فأقفلت على نفسها في هذه الغرفة لستة أشهر حتى شفيت |
Gece kulübünün kapıcısı dün gece üçünüzün de bu odaya doluştuğunuzu söyledi. | Open Subtitles | البواب من فندق النادي الليلي قال بأنكم الثلاثة غطيتم تكلفة هذه الغرفة |
Son 24 saate bu odaya kim girip çıkmış bir fikriniz var mı? | Open Subtitles | أيّ فكرة عمّن دخل وخرج من هذه الغرفة في الساعات الـ 24 الماضية؟ |
Bugün burada aramızda bulunanlarla, ne kadar şanslı olduğumuzu kabul ederek başlayalım. | TED | بالنسبة لنا نحن من في هذه الغرفة اليوم، بدايةً لنعترف بأننا محظوظون |
Burası hasta yakınları için, devleti kandırmaya çalışan doktorlar için değil. | Open Subtitles | هذه الغرفة هي لعائلات المرضى وليست للأطباء الذين يحاولون خداع الحكومة |
Şey, o odaya geri dönmemizin tek yolu | Open Subtitles | حسناً، الوسيلة الوحيدة لاستعادة هذه الغرفة |
Selam. Bir yerde uyumam gerekiyordu ve bir oda seçtim. | Open Subtitles | مرحباً، اضطررتُ إلى النوم في مكان ما فاخترتُ هذه الغرفة. |
- ... bu oda bunun için varrr... | Open Subtitles | هذه الغرفة التى سوف نقوم ب كم أريد هذا القضيب الأمريكى ؟ |
bu salonda 600 kişi varmış gibi görünebilir; ama aslında çok daha fazla kişi var burada çünkü her birimizin çok sayıda farklı kişiliği var. | TED | تبدو هذه الغرفة وكأنها تحوي 600 شخص ولكن في الحقيقة يوجد اكثر من هذا العدد لان كل واحد منا يملك عدة شخصيات في نفسه .. |
Konuşulacaklar bu odanın dışına çıkmayacak o halde, tamam mı? | Open Subtitles | ما سأقوله لا يخرج من هذه الغرفة ، حسناً ؟ |
bu odada olan bizler için söz konusu olan sadece en zayıf, en fakir kişi değil, bütün toplumdur; yani dünyanın kendisidir. | TED | هؤلاء الموجودين معنا فى هذه الغرفة , انه ليس الافقر او الاكثر ضعفا شخصيا انه المجتمع , الثقافة و انه العالم بنفسه |
Ve sanırım buradaki hiç kimse tarama korkusuna bir çözüm bulamazdı. | TED | ولا اعتقد ان احداً في هذه الغرفة على الاطلاق يمكنه ان يجد حلاً للقلق قبل الفحوصات الدورية |
bu salonun etrafına bir göz atın. Size göre en az ilginç olan kişiye bakın ve onunla bir sonraki kahve molasında ilişki kurun. | TED | أريدكم أن تنظروا حولكم في هذه الغرفة وأريدكم أن تتعرفوا على شخص واحد على الاقل مثير للاهتمام وأريدكم أن تتواصلوا معهم في الاستراحة القادمة |
Eğer meclis için aday olursan, bu odadaki hiçbir kadın sana oy vermez. | Open Subtitles | وإذا بحثت في المكتب، لن تجد امرأة في هذه الغرفة لن تصوت لصالحك. |
Beni ve bu salondaki birçok kişiyi pataklayabilir. | TED | ولا يزال بإمكانه أن يبرحني ضربًا وربما معظم من في هذه الغرفة. |