"هو لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • hiç
        
    • etmiyor
        
    • ki
        
    • bile
        
    • - O
        
    • o değil
        
    • vermiyor
        
    • hayır
        
    • bilmiyor ama
        
    Bu benim barım.Ve bunun onunla hiç bir ilgisi yok. Open Subtitles هذه حانتى , هو لا يملك أى شىء ليفعله بها
    Veya bunların hiç biri de olmayabilir. Hepsini kendi teknesinde yapıyor olabilir. Open Subtitles او ربما هو لا يقود مطلقا ربما يفعل كل هذا من قاربه
    ama bugün farkettim ki bizi kendi insanı olarak kabul etmiyor. Open Subtitles لكن اليوم أدركَ ذلك هو لا يُفكّرُبنا كما يفكر فى نفسه.
    Bütün ömrü burada geçti Üniversite için bile buralardan ayrılmadı. Open Subtitles عاشَ هنا كُلّ حياته. هو لا يُسافرَ حتى إلى الكليَّةِ.
    - Sana inanıyorum! - O seni benim gibi sevmiyor! Open Subtitles لا يخالجني الشك في هذا هو لا يحبك كما أحبك
    Sonuçta bunu tek yapan o değil. Open Subtitles هو لا كما لو أن هو لوحده في مثل هذا السلوكِ.
    Eve geç dönmeme, plak çalmama falan izin vermiyor. Open Subtitles هو لا يدعني أبقى في الخارج لوقت متأخر أو تشغيل الأغاني أو أي شيء آخر.
    Dini farklarınız umrunda değildir ve aklınızda bulunsun: O hiç yalan söylemedi. TED هو لا يهتم للاختلافات الدينية , وخذ هذه: لم يكذب ابداَ.
    Cevap şu, hiç kimse, ve bence kimsenin böyle bir amacı yoktu. TED الجواب هو لا أحد، وأنا أعتقد، أن ذلك متعمد.
    Beni ilgilendirmiyor. O bizim için bir hiç. Open Subtitles أنا لا أَهتمّ سواء عاش أَولا هو لا شيءُ إلينا.
    Bundan eminim. İşin doğrusu, beni hiç sevmiyor. Open Subtitles أنا متأكدة من ذلك، في الحقيقة هو لا يحبني مطلقاً.
    Laboratuvardan hiç ayrılmıyor. Sadece yemeğini yemek için çıkıyor. Open Subtitles هو لا يترك المعمل اباداً.هو يأتى فقط لكى يأكل
    Aklı başında ama yangından beri tek kelime etmiyor. Open Subtitles عقله نشط لكن منذ الحريق و هو لا يحدث أى صوت
    Herkesin senin bir pirana balığı olduğunu düşünmesi seni rahatsız etmiyor mu? Open Subtitles يعمل هو لا يضايقك ذلك كل شخص يعتقد بأنك هل بيرانا؟
    Bundan söz etmiyor. Ama kızgın olduğunu biliyorum. Open Subtitles هو لا يتحدّث عنه، لكنّي أعرف بأنّه غاضب.
    Blunt, içinde olduğu halde neden binayı sabote etsin ki? Open Subtitles لماذا يقوم بلانت بتدمير المبنى و هو لا زال بداخله؟
    Programı ele geçirmek için arkadaşının karısını kaçırmaya ihtiyacı yok ki. Open Subtitles هو لا يحتاج لإختطاف زوجة صديقه حتى يضع يديه على البرنامج
    Senin yapmış olduğun bu ayarla benim kalp atışımı bile ölçemez. Open Subtitles بإِنَّهُ لَيسَ. الطريق أنت عِنْدَكَ وَضعَ، هو لا يَلتقطَ نبضَ قلبي.
    İyi bir bilgisayar yapmak için yaptıklarının ufacık bir kısmını bile bilmiyor. Open Subtitles هو لا يعرف جزءً صغيراً من عملك عن ما يجعل الحاسوب جيداً
    - O ne biliyor ki? Open Subtitles اها حسناً , هو لا يعرف شيئاً؟ يعرف كيفية ارسال الفواتير
    İşte senin Belçikalı. Bu o değil. Open Subtitles هذا هو لا لم يكن لدية شارب وكان اصغر بكثير
    Chandler benim hakkım bir şeyler yazmış, ve görmeme izin vermiyor. Open Subtitles تشاندلر كتب شيئا عني و هو لا يريدني أن أراه
    Eğer, aynı dövmelerden yaptırabilir miyiz diye soruyorsan cevabım, hayır. Open Subtitles أذا كنت تقترح أن نحصل وشوم متطابقه الجواب هو لا
    Şu an ne düşüneceğini bilmiyor ama birlikte olduğumuzu anlarsa... ..bunu iyi karşılamayacaktır. Open Subtitles حاليا هو لا يعرف بم يفكر , لكن إن تأكد له يوما بأننا كنا نعمل معا, حسنا.. لن يتقبل الأمر بشكل جيد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more