"وأدرك" - Translation from Arabic to Turkish

    • fark etti
        
    • farkındayım
        
    • farkına
        
    • fark ettim
        
    • anladı
        
    • farketti
        
    • anlıyorum
        
    • farketmiş
        
    Bir kaç dakika sonra kendine geldi ölü olmadığını fark etti ve bir kaç brendi içtikten sonra da evden yalpalayarak ayrıldı. Open Subtitles وأدرك بشكل ملحوظ أنه لم يمت بالرغم من كل ذلك وبعد أن شربنا بضعة كؤوس من الخمر غادر إلى منزله
    Beyaz Mike uzun zamandır orada olduğunu biliyordu ve telefonunun kapalı olduğunu fark etti. Open Subtitles وايت مايك علم بأنه استغرق هناك وقتا طويلا , وأدرك بأن هاتفه كان مقفلا
    Bu koltukta son oturan kişinin başına ne geldiğinin farkındayım. Open Subtitles وأدرك جيدا ما حدث لآخر شخص جلس على هذا المقعد
    Lise sonda olduğunun ve artık kendi kararlarını alacak yaşa erdiğinin de farkındayım. Open Subtitles وأدرك كذلك أنك في السنة الأخيرة في الثانوية ومن الآن وصاعداً ستتخذ الكثير من القرارات بنفسك
    Sizin elinizde olmayan hormonal nedenlerden dolayı böyle olduğunun farkına vardım. Open Subtitles وأدرك أنّ هناك اندفاعات هرمونية كثيرة وأنت لا تسيطر على بعضها
    Bizi etkisiz hale getirdiğinde, yapabileceğin başka bir şey olmadığını fark ettim. Open Subtitles وأدرك أنه عندما أغلقوا القسم لم يكن يوجد شيء بوسعك القيام به
    Seni izledi ve senin kullanılmayı bekleyen küçük bir pislik olduğunu anladı. Open Subtitles لاحقك وأدرك أنك مجرد شخص حزين ينتظر أن يتم إستغلاله
    O da bunu hiç yapamayacağını farketti. Bir çok şeyde durum böyle. Open Subtitles وأدرك أنّه لن يتمكّن مطلقاً من ذلك الأمر نفسه مع أمورٍ كثيرة
    Orada oturan aileme bakıyorum da onları nelere maruz bıraktığımı anlıyorum. Open Subtitles أنظر إلى عائلتي جالسة هناك وأدرك الذي عرضتهم له
    Sonra da nişanlısını gördü, ağlayan onu özleyen ve boş yere öldüğünü fark etti. Open Subtitles ثم بعد ذلك رأى خطيبته تبكيه بشدة وتفتقده، وأدرك أنه قد مات دون سبب
    Sonrasında şahitlik etmeyeceklerinden gangsterlere suçlamada bulunamayacağını polislerin de elini kolunu sallayarak gideceklerini fark etti. Open Subtitles وأدرك عندها أنّه لا يستطيع إتّهام أفراد العصابات، لأنّهم لن يشهدوا، وسيخرج أفراد الشرطة أحراراً.
    Beni özlediğini ve bensiz yaşayamayacağını fark etti. Open Subtitles وأدرك أنه غاب لي وأحبني ولا يستطيع ان يعيش بدوني.
    Belkide katil cesedi tepenin yukarısına çıkarmak istiyoru ve yapamayacağını fark etti. Open Subtitles ربّما حاول القاتل أخذ الجثة إلى أعلى التل وأوصلها للمُنحدر وأدرك أنّ ذلك لن يحدث.
    Kan şekerim düştüğü için ellerimin titrediğinin de farkındayım. Çünkü bütün gün yemek yemedim. Open Subtitles وأدرك أيضاً أنّ يداي ترتجفان بسبب نقص سكر الدّم لأنّني لم آكل طوال اليوم
    Ayrıca o kötü rakamın bizi boka batırabileceğinin de farkındayım. Open Subtitles وأدرك أيضاً أن هذا الرقم كان ممكن أن يغرقنا
    Fakat sonra olan her şeyi düşününce, farkına vardım ki, ...Senin gerçekte kim olduğunu bilmiyorum. Open Subtitles ولكن ثم أفكر بكل الأمور التي حدثت وأدرك أني لا أعرف ماهي حقيقتك
    Sorununu farkına varırsın. Open Subtitles فركّز جيداً وأصغِ إلى ما أقوله وأدرك أن لديك مشكلة
    giderek kötüleşiyordu. O yüzden makinadan kalktım, ve oturma odamda yürürken bedenimin içindeki her şeyin, çok ama çok yavaşladığını fark ettim. Ve her adımım kaskatı, iyice ağır, TED يزداد سوء. فتركت الجهاز وأنا أمشي على أرضية غرفة المعيشة وأدرك أن كل شيء داخل جسدي قد أصبح بطيئاً.
    Çocuklar, durumumuzu gözden geçirdim ve biraz duraklama olduğunu fark ettim. Open Subtitles ,ايها الأطفال لقد كنت أتأمل حالتنا وأدرك بأننى كنت منعزلاً شكلاً كا
    Almanların kötü silahlanmış ve geride kalmış oldukları anladı. Open Subtitles وأدرك أنهما تفوقان الألمان في قوة النيران وسرعة الحركة
    O da bunu hiç yapamayacağını farketti. Bir çok şeyde durum böyle. Open Subtitles وأدرك أنّه لن يتمكّن مطلقاً من ذلك الأمر نفسه مع أمورٍ كثيرة
    Ve elimizdekinin ne kadar harika olduğunu şimdi anlıyorum. Open Subtitles وأدرك الآن كم هي رائعة الحياة التي لدينا.
    Her bir flash bir düzeltme. Birileri bir yerden bakmış ve açık sokak haritasının daha iyi olabileceğini farketmiş. TED كل ومضة هي تحرير. شخص ما في مكان ما ينظر على خارطة الشارع المفتوحة، وأدرك إنها يمكن أن تتحسن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more