| Sizi olabildiği kadar çabuk, defedilmesi gereken haşarat olarak görüyorlar. | Open Subtitles | هم يرونكم كالــهوام, والتي يجب التخلص منها بأسرع مـا يمكن. |
| Üzerine eğilmemiz gereken en kritik iki soru şu; kapitalizmi nasıl ekonomik büyümeyi sağlamaya ve aynı zamanda toplumsal sorunları çözmeye yardım edecek şekilde düzeltebiliriz. | TED | السؤالان الحرجان حقا والتي يجب معالجتها هما، كيف يمكننا إصلاح الرأسمالية بهدف خلق نوع من النمو الإقتصادي وفي نفس الوقت المساعدة على معالجة القضايا الإقتصادية. |
| Mesela, hazırlanmaya başlamamız gereken bu sayıların daha da kötü bir kombinasyonunu resmedebilir veya tanımlayabilir misiniz? | TED | يمكنك وصف أو تخيل حتى مزيج أسوأ من هذه الأعداد والتي يجب علينا الاستعداد لها؟ |
| Şimdi, ilgilenmem gereken kendi işlerin olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | الأن أعتقد أن لديك الفوضى الخاصة بك والتي يجب أن تتعامل معها |
| Evet, orada birilerinin eline geçmemesi gereken çok tehlikeli şeyler tutuyor olmalısın. | Open Subtitles | نعم . أعتقد بأنك تحتفظ بمساحة للأشياء الخطيرة والتي يجب أن تكون بمنأي عن يد العوام |
| Annem bu dağlarda yalnız bırakılmaları gereken.... ...güçlü karanlık ruhlar olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول أمي أن هناك قوى أرواح الظلام العظيمة حول هذه الجبال والتي يجب أن ندعها وشأنها |
| Hemen çıkarılması gereken işe yaramaz bir et parçası. | Open Subtitles | انها قطعه لحميه بلا فائده والتي يجب ان تنتزع الان |
| Şüpheli kusursuz olması gereken gözleri topluyor. | Open Subtitles | المجرم يجمع أطقم عينين والتي يجب أن تكون سليمة |
| Ama her zamanki gibi, ben bıraktıktan sonra diğerlerinin çözmesi gereken birtakım zor sorunlar da var. | Open Subtitles | ولكن كما هو الحال دائماً, كان هناك بعض المشاكل المستعصية والتي يجب أن اتركها ليحلها غيري |
| Hem ziyaret etmen gereken kilise de yeni onarımdan geçmiş. | Open Subtitles | والكنيسة تم ترميمها مؤخرًا، والتي يجب أن تزوريها. |
| Üzerinden geçmem gereken çok önemli bilgiler içeren bazı dosyalarım var. | Open Subtitles | لدي العديد من الملفات فيها الكثير من المعلومات المهمة والتي يجب علي قرائتها |
| Asıl konuşmamız gereken meseleleri ikinci plana attığı için üzüntü duyuyorsunuz. | Open Subtitles | و أسفك على أن هذا أبعد الركيز عن القضية والتي يجب علينا أن تنحدث فيها الأن |
| Yapman gereken harika hatalar olacak ve yapacaksın da. | Open Subtitles | كل الاخطاء الرائعة والتي يجب عليك ان تفعــّلها |
| Hatırlamam gereken oldukça fazla şey var kafamın içinde. | Open Subtitles | فقط هناك الكثير من الأمور والتي يجب عليَّ تذكرها |
| Yapmam gereken bir sürü evrak işim var. | Open Subtitles | عندي أطنان من الأعمال الورقية والتي يجب أن أنُـهيها |
| Ebeveynlerimizden, toplumumuzdan ve insanlardan üzerimizde - korkularımız, güvensizliklerimiz gibi- çok fazla yük taşıyoruz ve bizim 200 yıllık planımız gerçekten artık miadını doldurtmamız gereken tüm çocukluk problemlerimizi listeliyor. | TED | كما تعلمون فإننا نحمل العديد من الأمور من آبائنا مجتمعنا ومن العديد من الأشخاص المخاوف والشعور بعدم الأمان و خطة ال200 عام الخاصة بنا تعرض جميع مشاكل الطفولة الخاصة بنا والتي يجب التخلص منها |
| Aşmamız gereken bir dirençle karşılaşağız. | Open Subtitles | سنلاقي مقاومة والتي يجب صدها بسرعة |
| Los Angeles 'da araştırmam gereken bir kaç konu var. | Open Subtitles | لدي بضعة أشياء في (لوس أنجلس) والتي يجب أن أثبتها |
| Bu başkası ortaya çıkarmamız ve kovmamız gereken. | Open Subtitles | والتي يجب ان نخرجها منه ونطردها |
| Gökyüzüne, bulutlar arasında bir aralığa bakarsınız. Ve Muhraka'nın tepesinde manastırı görürsünüz -- şimdi tırmanmanız gereken yeri -- ve dersiniz ki: "Oraya ulaşmamın imkânı yok! | TED | وتنظر الى السماء وعبر السحب .. وترى الدير العلوي في قمة " ماهركا " والتي يجب ان تصل اليها وتقول لنفسك .. من المستحيل ان اصل الى هناك .. |