"ودود" - Translation from Arabic to Turkish

• dost canlısı
• arkadaş canlısı
• dostça
• cana yakın
• arkadaşça
• samimi
• kibar
• sevecen
• hoş
• sevimli
• samimisiniz

Eski bir Olimpos zirvesinde dost canlısı bir Viking asma yetiştiriyor.
على قمة جبل أوليمبوس القديم فايكينغ ودود تطورت لديه الشرايين والقفزات

Ben dost canlısı bir adamım hanımefendi... ve size yardım etmek istiyorum.
والان ياامدام انا شخص ودود جدا واريد مساعدتك

Evet. Arkadaşa ihtiyacı olan birine arkadaş canlısı bir adamdan arkadaşça bir jest.
نعم , انها فقط بادرة صداقة من رجل ودود الى شخص ما ربما يحتاج الى صديق

Korkunç bir adamsın... bense bir daha seninle konuşmak istemeyen... arkadaş canlısı bir insanım.
أنت رجل سيء وأنا شخص ودود والذي لا يريد أن يتحدث معك مرة أخرى

En azından dostça bir içki içeriz.
على الأقل فكري بمقابلتي من أجل مشروب ودود صغير

İnan bana, hayattayken bu kadar cana yakın değildi.
وأؤكد لك أنه ودود الآن أكثر مما كان في حياته

Bilmiyorum, Lady'den beri sadece benimle samimi oldun.
حسناً لا اعرف, انت كنت ودود معي فقط منذ السيدة.

Aldatıcı şizofrenik narsist öfkesi olabilir, ama o kibar biridir.
ربما يعانى من شيزوفرينيا هاذية متقدمة مع هياج نرجسى لا إرادى. لكنه شخص ودود للغاية.

O çocuk ne kadar nazik masum, sevecen ve hassastı, hatırlıyorsun değil mi?
تتذكرين كم كان ذلك الطفل لطيف بريء ، ودود وعطوف ألا تتذكرين ؟

İnanılmaz Ölümcül Engerek onu öldürmüş olamaz. O, dünyanın en zararsız, en dost canlısı canlılarından biri.
لا , أنت لا تفهم , الحنش لا يمكن ان يقتل لأنه ودود جدا

Tanrım, sadece canının istediği zaman dost canlısı oluyorsun.
يا إلهي , أنت لطيف أو ودود أو أي شيء عندما يكون هذا سهل بالنسبة لك

Ryan çok dost canlısı bir insan, sorun da tam olarak bu.
رايان شخص ودود جداً وهذه هي مشكلته بالتحديد

Bir erkek izci güvenilir, sadık yardımsever, arkadaş canlısı, nazik, kibar itaatkar, neşeli, tutumlu, cesur ve ilgilidir.
فتى كشافة ثقة, و مخلص خدود, ودود , كريم و لطيف مطيع, مثير, شجاع ومتعلق

SüngerBob'la dövüşürdüm çünkü çok arkadaş canlısı, en son birbirimizi gıdıklarız artık.
حسنا. أنا مكافحة سبونجبوب، لانه ودود ولذا فإننا سوف فقط في نهاية المطاف دغدغة بعضها البعض.

Çünkü o çok arkadaş canlısı ve çok iyi görünüyor.
لأنه يبدو ودود جدًّا، لطيف جدًّا

dostça davranırsınız ve insanlar içki ısmarlar.
تتصرف بشكل ودود و يبتاع الزبائن مشروبات لك

Böyle bir günün ardından daha dostça karşılayabilirdin.
قلتُ أنّكِ بعد يومٍ كهذا بحاجةٍ لوجهٍ ودود.

Gerçi Bay Martin çok cana yakın biri ve benimle çok ilgili.
على الرغم من انني اظن ان سيد مارتن رجل ودود ومنجذب الي جدا

Herkes arkadaşça davranıyor, müzikler güzel ve tuvalet görevlileri çok yardımsever.
الكل ودود والموسيقى جميلة، وخدم الحمـام مساعدون جداًّ.

Sesini sevdim. Oldukça sıcak ve samimi geliyor.
أنا أُحب هذا الصوت إنه دافيء و ودود

Şefkatli, kibar, özverili birisi ve bana kendimi güvende hissettiriyor.
إنه ودود وعطوف وأشعر بالأمان معه يجعلني أشعر بالأمان

Her zaman suçunu itiraf etmiş katillere sevecen misin?
أنت ودود دائماً إلى القتلةِ المُعتَرَفينِ؟

Çoğu günler hoş bir arkadaştı, ama toplasan beş kelime konuşmazdı.
إنّه ودود في مُعظم الأيّام، لكنّه لمْ يقل حتى خمس كلمات.

Şöyle hoş ve şeker bir şeyi, sevimli hayalet gibi.
أنّي أفضل شيء لطيف وجميل مثل شبح ودود وصغير.

Sözde düşmanlarınızla hep bu kadar samimisiniz?
هل أنت ودود دائماً مع من تدعوهم أعداء؟