"وعمل" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    • işi
        
    • çalışmış
        
    • işim
        
    • yapmış
        
    • çalıştı
        
    • çalışıyordu
        
    • alıp
        
    • işler
        
    • bir iş
        
    Bizim durumumuzda ise, bie sembolü tasarlamak ve yapmak için kullanmak istiyoruz. TED وهذا الأمر ، في حالتنا نريد أن نستخدمه لتصميم وعمل رمز معين.
    Bu zamanı gelen kutumu boşaltmak ve acil aramaları yapmak için kullanacaktım. TED لذلك سأستغل هذا الوقت في تنظيف بريدي الإلكتروني وعمل أي مكالمات ضرورية.
    İmgesi hızla çoğalsa da, Kahlo'nun eserlerinin bütünü bizlere hayat, iş ve ikonun ardındaki kadının mirası hakkında basit gerçekler olmadığını hatırlatıyor. TED وعلى الرغم من انتشار صورتها، إلا أن أعمال كاهلو تذكرنا أنه لا توجد حقائق بسيطة عن حياة وعمل وإرث المرأة وراء الصورة.
    Hala güzel bir işim var anneannenin yaşam koçluğu işi yeniden başlayacak. Open Subtitles مازال لدي وظيفة جيدة, وعمل جدّتكِ في التدريب على الحياة بدأ يثمر.
    Onu eve taşımış ve üzerinde aylarca çalışmış Open Subtitles حملها إلى بيته وعمل عليها لشهور حتى أنهاها
    İplik topluyormuş. Dünyanın en büyük iplik topunu yapmış. Open Subtitles جمع خيوطا صوفية وعمل منها الكرة الأكبر في العالم من الخيوط
    Bu bir süre gayet güzel çalıştı, fakat geçen senenin sonunda sızdırmaya başladı. TED وعمل ذلك جيدًا لفترة من الزمن، لكن لاحقاً، وفي السنة الاخيرة، ظهر تسرب.
    Hep yalnız çalışıyordu. Open Subtitles كان منعزلاً وعمل بمفرده دائماً، من قد يشي به؟
    O aldığınız çok pahalı ve önemli bir sanat eseri, bayım. Open Subtitles هذه القطعة التي لديك غالية الثمن وعمل فني مهم يا سيد
    Kendine bir iş bulana ve ve bir daire tutana kadar Sam'le kalıyormuş. Open Subtitles إنها تَعيش في شُقَّتِه إلى أن يمكنها الحصول على شقه خاصه بها وعمل
    Hayır. Tabakları yıkadım ve gece yarısına kadar bazı dilekçeler üzerinde çalıştım. Open Subtitles لا، قمت بغسل الاطباق، وعمل على بعض الاشياء الخاص حتى منتصف الليل
    Muhtemelen daha sonra bu çekimleri izleriz... ve düzenleyip nasıl göründüğüne bakarız. Open Subtitles فلربما نستطيع مشاهدة هذه المشاهد لاحقا وعمل المونتاج لها ولنر كيف ستبدو
    Geldiğinden beri yalan söylemekten ve sorun çıkarmaktan başka bir şey yapmadın. Open Subtitles فأنت لم تفعلي شيئ سوى نشر الأكذيب وعمل المشاكل منذ وصلتي هنا
    Saat kaç? Ah. Çayımızı içme ve çiş yapma vakti. Open Subtitles ما الساعة الآن؟ حان وقت شرب الشاي وعمل اختبار الحمل
    Beni yanlış anlamayın-- bu iş gerçekten son derece zor ve bu işi yapan sadece biz değiliz. TED لا تسيؤوا فهمي، إنه تحدي إستثنائي وعمل جاد حقاً ، و لسنا نحن فقط من يعمل على ذلك.
    Peki maske ne için o halde, yeni bir isim ve işi üstlenmeyecekse? Open Subtitles ...ما هي فائدة القناع إن لم يكن من أجل اسم جديد وعمل مختلف؟
    Güvenlik görevlisiymiş patron. Annadale, Virginia'daki Kapp ve Ortakları adındaki hukuk firmasında çalışmış. Open Subtitles وعمل كحارس شـخصي ، ثم كمحامي في شـركة كاب وشـركاه أناندالي
    Hoş bir kamyonum, harika bir işim var. - Ama kokuyorsun. Open Subtitles ولكنني نتن سعيد لأنني أمتلك شاحنة جميلة وعمل رائع
    Miami'deki modellerle çalışmaya başlamadan önce birkaç magazin dergisi için sahil kentlerinde fotoğrafçılık yapmış. Open Subtitles وعمل كمصور لمجلتين على طول الساحل المركزي قبل ان ينتقل لللعمل مع عارضات الأزياء في ميامي
    O bu sayıyı açıklamak için on yıllar boyunca çalıştı, ama asla başaramadı, ve neden başaramadığını biz biliyoruz. TED وعمل لعقود محاولاً تفسير هذا الرقم ولكنه لم ينجح ونحن نعلم لماذا
    Nükleeer bir silah için dizaynı vardı ve bomba için uranyumu güçlendirmek için beş farklı metod üzerinde çalışıyordu. Open Subtitles حاز تصميم لأسلحة نووية وعمل على خمس نماذج مختلفة لتخصيب اليورانيوم من أجل قنبلة.
    Silahı alıp, pişman olacağım bir şey yapmaktan alıkoydu beni. Open Subtitles منعني من رفع البندقية , وعمل شي يجعلني ااسف علية
    Babası petrol sendikalarında çalışmış-- ki bu işler, aynı vakitlerde orada yaşayan siyahi büyük- büyükbabama asla verilmemiş. TED وعمل بوظائف عديدة في اتحاد النفط، وظائف لم يكن ليحصل عليها جدي الأكبر الأسود إذا كان يعيش هناك في تلك الفترة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more