Ve alt çenesini, dudaklarını, üst çenesini ve dişlerini kaybetti. | TED | وفقد فكه الاسفل ، شفتاه، ذقنه وفكه الاعلى و أسنانه. |
Ted bir motorsiklet yarışçısıydı, fakat 1978 bir araba kazası geçirdi ve görme yeteneğini kaybetti. Motorsiklete binmeye çalışıyorsanız yıkıcı bir durum. | TED | كان تيد متسابق للدراجات النارية، لكن في عام 1978 تعرض لحادث سير وفقد بصره, الشيء المدمر هو إذا حاولت ركوب الدراجات النارية. |
Savaşmayı seviyordu ve onlardan birinde kolunu kaybetti. | TED | أحب القتال وفقد ذراعه في إحدى تلك المعارك. |
Evet efendim, fakat kritik durumda, bilinci yerinde değil, çok kan kaybetmiş. | Open Subtitles | نعم سيدي ولكن حالته حرجة، فهو فاقد الوعي، وفقد الكثير من الدماء |
Trachea'nın yüzünden bir sürü kan kaybetmiş, gelmen iyi oldu. | Open Subtitles | لقد تأذت القصبة الهوائية وفقد الكثير من الدماء, من الجيد مجيئك |
Yangını yedi ayrı itfaiye şirketi söndürmüş... ama iki itfaiyeci de hayatını kaybetmişti. | Open Subtitles | النار التى كافحتها سبعة فرق مكافحة حرائق وفقد حياة اثنين من رجال الاطفاء |
Yani belediye başkanlığı silahlanma kanununu çıkarmıyor bu adam ailesini kaybediyor ve intikam alıyor. | Open Subtitles | إذًا مجلس المدينة لم يوافق على قانون لحد حيازة السلاح وفقد هذا الرجل أسرته كاملة ويسعى للثأر. |
Doug'a 12 yıl önce ALS teşhisi kondu ve o zamandan beri konuşma yeteneğini kaybetti. | TED | دوق أصيب بالتصلب الجانبي الضموري منذ حوالي 12 سنة وفقد منذ ذلك الحين قدرته على التحدث. |
Kepler askerlerde başgösteren salgınların etkisiyle eşini ve küçük oğlunu kaybetti. | Open Subtitles | وفقد كيبلر زوجته وابنه الصغير بسبب وباء انتشر بسبب الجنود |
O iyi bir askerdir albay. Ve bugün iyi bir adamını kaybetti. Bu konudaki tutumunuzu pek anlayamıyorum. | Open Subtitles | إنه ضابط ممتاز عقيد وفقد أفضل رجاله على الطريق اليوم لا أفهم موقفك هنا |
Geçen sene 200'ün üzerinde yangın rapor edildi ve bu yangınlarda 11 kişi hayatını kaybetti. | Open Subtitles | فى السنة الماضية اكثر من 200 حريق وفقد 11 شخصا حياتهم |
Roy basketbol mevzuatı ile olan ilişkisini kaybetti... ve ayrıca takımı ile olan ilişkisini de kaybetti. | Open Subtitles | فقد لمساته الاساسيه وفقد ايضاً تأثيره على فريقه |
Birçoğu hanedanlarını kaybetti, kaçıyor ya da saklanıyor. | Open Subtitles | وفقد معظمهم عائلاتهم وهم إما يختبئون أو يهربون |
EGO işini ve itibarını kaybetti. Fakat bütün bunlar onu hiç üzmedi. | Open Subtitles | وفقد ايجو عمله ومصداقيته ولكن لا تشعروا بالحزن لاجله |
Manny bir resmini çekmiş, ama fotoğraf makinesini kaybetmiş. | Open Subtitles | ميني، قام بالتقاط صورة له وفقد الكاميرا بعد ذلك |
İçki içtikten sonra mektubumu yolda düşürüp kaybetmiş olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ وأن سقط بعد الشرب في الطّريق وفقد رسالتي |
Viraja çok hızlı girmiş. Kontrolü kaybetmiş. | Open Subtitles | لقد مرّ من المنعطف بسرعة كبيرة وفقد السّيطرة |
Çok kan kaybetmiş ama daha rahat nefes alabilmesi için göğüs tüpü taktık. | Open Subtitles | لقد طُعِن وفقد كمية كبيرة من الدم ولكننا وضعنا له أنبوب الصدر لكي يتنفس بشكل أفضل |
Böylelikle Hanshiro Tsugumo kendini koca dünyada bir başına kalmış ve değer verdiği herkesi kaybetmiş bir halde buldu. | Open Subtitles | وهكذا وجد "هانشيرو توسجومو" نفسه وحيداً فى العالم وفقد آخر شخص كان يهتم لآجله |
Yangına yedi yangın şirketi müdahale etmiş ama ne yazık ki iki itfaiyeci olay sırasında hayatını kaybetmişti. | Open Subtitles | النار التى كافحتها سبعة فرق مكافحة حرائق وفقد حياة اثنين من رجال الاطفاء |
Aynı zamanda onlar, "Saudi Telecoms"ta bir mühendis olan, Abdulaziz Alomari'nin peşine düştüler ki; Alomari, Denver'da okurken pasaportunu kaybetmişti. | Open Subtitles | تعقبوا عبد العزيز العمرى أيضا، وهو مهندس بالإتصالات السعودية، وفقد جواز سفره أثناء دراسته فى دينفير |
Yani belediye başkanlığı silahlanma kanununu çıkarmıyor bu adam ailesini kaybediyor ve intikam alıyor. | Open Subtitles | إذًا مجلس المدينة لم يوافق على قانون لحد حيازة السلاح وفقد هذا الرجل أسرته كاملة ويسعى للثأر. |