Doktor test sonuçlarımın yaşıma göre gayet iyi olduğunu ve rahim salgılarımın muhteşem olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد ذهبت الى طبيبة وقالت أن مستوياتى بخير والرحم لدى كبير |
Drama bölümü için başvuranların yarısının, gerçek sahne deneyimi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أن أكثر من نصف المتقدمين لقسم الدراما لديهم تجربة مسرحية حقيقية |
Üzerimde büyü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إذن ، لقد ذهبت لهذه العرافة اليوم وقالت أن هناك لعنة ملقاة عليّ |
Beyaz bir ceket giyiyordu. Ölen insanların vücudunda gaz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كانت ترتدي معطفاً أبيض وقالت أن الموتى يكونون مملوئين بالغاز |
Zaten emekli olmaya hazırlar eğer iş yerini satmak onların kafalarını rahatlatacaksa, bunu desteklememiz gerekir demişti. | Open Subtitles | وقالت أن الوقت قد حان لهما ليتقاعدا على أي حال وإن كان بيع الأعمال يمنحهما راحة البال نحن ينبغي أن ندعم ذلك |
İkinizin de suçu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أن كلاكما أخطأ فى حق الآخر |
Ama sonra kız kardeşim Marjorie aradı ve bir sürü mili olduğunu söyledi ve siyatik sinirleri yüzünden onları kullanamıyormuş. | Open Subtitles | وحينها اتصلت اختى "مارجورى" وقالت أن لديها هذه التذاكر التى لم تستعملها بسبب مرضها |
Hugh aradı ve sağlık testlerinin mecburi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | اتصلت وقالت أن الفحوص الطبية هي إجبارية |
Onu sıkıştırdım, ve erkek arkadaşının çocuğu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد واجهتها, وقالت أن هذه طفلة صديقها |
Onu sıkıştırdım, ve erkek arkadaşının çocuğu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد واجهتها, وقالت أن هذه طفلة صديقها |
Mutlu olmanın senin de hakkın olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أن لديك كل الحق في أن تكون سعيدآ |
Yapacak bir sürü işi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أن لديها أمورًا كثيرة لتقوم بها. |
Bunun benim için büyük bir avantaj olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أن هذا يمنحني ميزة كبيرة |
Beni aradı. Reddington'un kayıp olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد إتصلت بي وقالت أن " ريدينجتون " مفقود |
Bu olanların muhtemelen kazara olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أن هذا كله ربما يكون حادثاً |
Serena onunla burada buluşmamı, partinin iptal olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني (سيرينا) أن أقابلها هنا وقالت أن الحفل تم إلغائه |
Sürücünün Jean olduğunu gören tanıklar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت انها حصلت على الشهود وقالت أن (جان) السائق |
19.30'da Laura aradı ve yarın sabah fotoğraf çekimi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | "لديك أربعة رسائل، في السابعة والنصف (لورا) اتصلت،" "وقالت أن لديها جلسة تصوير في الصباح" |
Evet. Ama küçük tuvalette pencerede yok da demişti. | Open Subtitles | -أجل وقالت أن ليس هناك نوافذ في الحمام الصغير |
Jenny karavana gelip beş dakika sürecek demişti. | Open Subtitles | جاءت (جيني) إلى المقطورة، وقالت أن الأمر سيستغرق خمس دقائق، لذا.. |
Ne demişti? - Senin karar vermeni istedi. | Open Subtitles | - وقالت أن تقرر. |