ويكيبيديا

    "وقالت أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğunu söyledi
        
    • demişti
        
    Doktor test sonuçlarımın yaşıma göre gayet iyi olduğunu ve rahim salgılarımın muhteşem olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد ذهبت الى طبيبة وقالت أن مستوياتى بخير والرحم لدى كبير
    Drama bölümü için başvuranların yarısının, gerçek sahne deneyimi olduğunu söyledi. Open Subtitles وقالت أن أكثر من نصف المتقدمين لقسم الدراما لديهم تجربة مسرحية حقيقية
    Üzerimde büyü olduğunu söyledi. Open Subtitles إذن ، لقد ذهبت لهذه العرافة اليوم وقالت أن هناك لعنة ملقاة عليّ
    Beyaz bir ceket giyiyordu. Ölen insanların vücudunda gaz olduğunu söyledi. Open Subtitles كانت ترتدي معطفاً أبيض وقالت أن الموتى يكونون مملوئين بالغاز
    Zaten emekli olmaya hazırlar eğer iş yerini satmak onların kafalarını rahatlatacaksa, bunu desteklememiz gerekir demişti. Open Subtitles وقالت أن الوقت قد حان لهما ليتقاعدا على أي حال وإن كان بيع الأعمال يمنحهما راحة البال نحن ينبغي أن ندعم ذلك
    İkinizin de suçu olduğunu söyledi. Open Subtitles وقالت أن كلاكما أخطأ فى حق الآخر
    Ama sonra kız kardeşim Marjorie aradı ve bir sürü mili olduğunu söyledi ve siyatik sinirleri yüzünden onları kullanamıyormuş. Open Subtitles وحينها اتصلت اختى "مارجورى" وقالت أن لديها هذه التذاكر التى لم تستعملها بسبب مرضها
    Hugh aradı ve sağlık testlerinin mecburi olduğunu söyledi. Open Subtitles اتصلت وقالت أن الفحوص الطبية هي إجبارية
    Onu sıkıştırdım, ve erkek arkadaşının çocuğu olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد واجهتها, وقالت أن هذه طفلة صديقها
    Onu sıkıştırdım, ve erkek arkadaşının çocuğu olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد واجهتها, وقالت أن هذه طفلة صديقها
    Mutlu olmanın senin de hakkın olduğunu söyledi. Open Subtitles وقالت أن لديك كل الحق في أن تكون سعيدآ
    Yapacak bir sürü işi olduğunu söyledi. Open Subtitles وقالت أن لديها أمورًا كثيرة لتقوم بها.
    Bunun benim için büyük bir avantaj olduğunu söyledi. Open Subtitles وقالت أن هذا يمنحني ميزة كبيرة
    Beni aradı. Reddington'un kayıp olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد إتصلت بي وقالت أن " ريدينجتون " مفقود
    Bu olanların muhtemelen kazara olduğunu söyledi. Open Subtitles وقالت أن هذا كله ربما يكون حادثاً
    Serena onunla burada buluşmamı, partinin iptal olduğunu söyledi. Open Subtitles أخبرتني (سيرينا) أن أقابلها هنا وقالت أن الحفل تم إلغائه
    Sürücünün Jean olduğunu gören tanıklar olduğunu söyledi. Open Subtitles قالت انها حصلت على الشهود وقالت أن (جان) السائق
    19.30'da Laura aradı ve yarın sabah fotoğraf çekimi olduğunu söyledi. Open Subtitles "لديك أربعة رسائل، في السابعة والنصف (لورا) اتصلت،" "وقالت أن لديها جلسة تصوير في الصباح"
    Evet. Ama küçük tuvalette pencerede yok da demişti. Open Subtitles -أجل وقالت أن ليس هناك نوافذ في الحمام الصغير
    Jenny karavana gelip beş dakika sürecek demişti. Open Subtitles جاءت (جيني) إلى المقطورة، وقالت أن الأمر سيستغرق خمس دقائق، لذا..
    Ne demişti? - Senin karar vermeni istedi. Open Subtitles - وقالت أن تقرر.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد