| Bunun üzerine Biz de yasadaki değişiklik ve silah toplama programı sayesinde gerçekleşen olumlu sonuçları gösteren veriler topladık. | TED | وكنا قادرين بعد ذلك على تعئبة البيانات لإظهار النتائج الناجحة الناتجة عن التغيير في هذا القانون وبرنامج جمع الأسلحة. |
| Ve CNN aradı ve Biz de onları pazarımızda görmekten memnun olduk. | TED | ولاحظوا. لذا اتصلت الـ سي ان ان، وكنا سعيدين بقدومهم إلى متجرنا الزراعي. |
| Son yılımızda, ben piyano dersi aldım o da futbolu seçti böylece her gün okuldan Sonra yollarımız tam aynı yerde kesişiyordu. | Open Subtitles | بعد مرور سنة حضرت صف البيانو وكان يلعب الكرة وكنا نمر بالقرب من بعضنا كل يوم بعد المدرسة في نفس المكان تماما |
| Ve Hepimiz onun etrafında toplandık yatağının yanında bi mum vardı. | Open Subtitles | وكنا قد تجمعنا جميعا حوله وكانت هناك تلك الشمعة بجانب سريره |
| İkimiz de yogaya ilgiliydik ve ekmek üstü fıstık ezmesi seviyorduk. Umut vericiydi. | TED | وكنا معًا في اليوغا وفضلنا الخبز المدهون بزبدة الفول السوداني، وبدا ذلك واعدًا جدًا. |
| Seni tanımıyorum da ne demek, seninle birlikte madenlerde çalıştım, arkadaşım! | Open Subtitles | ماذا تعني بأنك لاتعرفي ؟ كنت أعمل بالمنجم معك وكنا أصدقاء |
| Gerçekten... 22 insan öldürüldü ve biz arabada iki mal gibi... | Open Subtitles | ..أعني, لقد أعني, 22 شخصًا تم قتله ..وكنا جالسين بالسيارة وكأننا |
| Fakat Jenny benim arkadaşımdı, Biz de okul çıkışları ve hafta sonları sık sık takılırdık. | TED | لكن كانت جيني صديقتي وكنا نتسكع سويًا بين الحين والآخر بعد المدرسة وفي عطلة نهاية الأسبوع. |
| Biz de gelip onlarla konuşurduk, genelde bir hafta sürerdi. | TED | وكنا نأتي للحديث معهم، عادة لمدة أسبوع. |
| Annesi burada çalışırdı. Biz de kenarda köşede olurduk. | Open Subtitles | والدته اعتادت على العمل هنا وكنا نعيش بالقرب من هنا |
| Sonra geri döndük. Neredeyse başarmıştık. | TED | وبعدها عدنا الى الوطن. وكنا نوعا ما على وشك تحقيق ما نصبو اليه |
| Sonra belediye başkanıyla yemek yiyecektik akşam yemeğinde de Malaga'nın önde gelenleriyle yemek yiyecektik. | TED | عندها، كنا سنحضر غداءً مع العمدة وكنا سنحضر عشاءً مع أهم الناس في ملقة |
| Ters bir paranteze benziyordu, o an ne yapıyorsak bırakır ve onu takip ederdik, Sonra çok geçmeden varıp, orada sürüsüyle beraber olduğunu görürdük. | TED | كانت تبدو كقوس مقلوب، وكنا نترك ما بأيدينا مهما يكن لنذهب و نتبعها، لنتتبعها من الزاوية، فنراها هناك مع قطيعها. |
| Onun ailemizde çok önemli bir yeri vardı, Hepimiz onu çok severdik. | TED | ولقد كان يعني الكثير جداً بالنسبة لعائلتنا وكنا نحبه كثيراً |
| dedi. Ertesi gün takım toplantımızdayız ve Hepimiz biraz çakırkeyifiz... | TED | لذا، في اليوم التالي كنا نتسكع في اجتماع فريقنا وكنا جميعا مشوشون قليلا |
| Sadece ikimiz vardık ve konuşuyorduk. Bana arkadaşça davrandı. | Open Subtitles | كنا معاً وحدنا وكنا نتحدث، وعاملني كصديق |
| Seninle lisede tanıştık ve ikimiz sevgiliydik, herneyse. | Open Subtitles | تقابلنا في الثانوية العامة وكنا عشيقين وانتي مغرمة بي |
| Irak'ta bir gece, üslerimle birlikte bir ekranın önünde durduk ve birliklerimizden birinin açtığı ateşi seyrettik. | TED | كنت اقف ذات يوم امام شاشة في العراق مع احد كبار الضباط وكنا نشاهد معركة تجري بين قواتنا والعدو |
| Organ nakli bekleyen üç hastamız vardı ve donör bulmaya çalışırken onları hayatta tutmak için elimizden geleni yapıyorduk. | Open Subtitles | كان لدينا ثلاثة مرضى ينتظرون عمليات زرع للأعضاء وكنا نفعل ما في وسعنا لنبقيهم أحياء لحين العثور على متبرعين |
| Ve bir futbol topu da getirmişti, ve o köyde her akşam futbol maçı yaptık. | TED | وقد أحضر إبني معه كرة قدم .. وكنا نلعب بها كل ليلة في تلك القرية الصغيرة |
| Her zaman sadece kendimizle olmamamız gerektiğini, buraya hizmet etmek için geldiğimizi biliyorduk. | TED | وكنا نعلم دائما أننا لم نوجد لأنفسنا فقط، بل نحن هنا لنقدم المساعدة. |
| İki hafta önce eşim Katya ile beraber mutfakta oturuyorduk ve bugün size anlatacağım konu hakkında konuşuyorduk. | TED | خلال الأسبوعان الماضيان كنتُ اجلس على طاولة المطبخ بصحبة زوجتي كاتيا وكنا نتحدث عما سأخبركم عنه اليوم |