Dizlerime kadar kar vardı, Ama bir saat kadar daha dümdüz koşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد كان الثلج يعلو لركبتي، ولكن لابد وأنني ركضت لمدة ساعة.. |
Ama bir ara çıkarmış olmalı öyle değil mi? | Open Subtitles | ولكن لابد أنه نزع قفازاته في وقت ما، اليس كذلك؟ |
Ama bir kere denemeliyim. | Open Subtitles | ولكن لابد لي على الأقل من المحاولة |
Evet, meşgul olduğunu biliyorum, ama seninle görüşmem gerekiyor, lütfen? | Open Subtitles | نعم، أعرف أنك مشغول ولكن لابد أن اراك، أرجوك |
Bu hapların sende yarattığı etkiden hoşlanmadığını biliyorum ama onları alman gerekiyor. | Open Subtitles | أعرف أنكِ لا تحبين هذه الأقراص ولكن لابد أن تأخذيها |
- Ama bir yolu olmalı. | Open Subtitles | ولكن لابد أن يكون هناك شيء آخر. |
Ama bir yolu olmalı. Her zaman bir yol vardır. | Open Subtitles | ولكن لابد ان هناك من سبيل دوماً ما يكون |
Ama bir an önce tutuklanmalı. | Open Subtitles | ولكن لابد من القبض عليه حالا. |
Ama bir şey itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | ولكن لابد أن أعترف بشىء ما |
Ama bir fikriniz olmalı. | Open Subtitles | ولكن, لابد وان لديك فكرة ما , |
Senin balinaları ve diğer şeyleri kurtarma taraftarı olduğunu biliyorum ama bu adamlar bir avuç vahşi, çok üreyen, hipertiroidli(**), görünmez fareler. | Open Subtitles | قد واجهتم وعانيتم من الكثير ولكن لابد أن هذه الأشياء شريرة اكثر من اللازم قوارض غريبة وشريرة |
Bunun kolay olmadığını biliyorum ama sorumluluğu üstlenip bir açıklama yapmaları için... | Open Subtitles | الآن ، اعلم إن هذا ليس سهلاً، أو حتى مثالى. ولكن لابد من إقناعهم بإدلاء بيان، |
Kötü şeyler yaptığını biliyorum ama kadının bağlılığını takdir etmelisiniz. | Open Subtitles | فعلوا أمور لا تغتفر ولكن لابد وأن تقدر إلتزامهم |