| Haydi bir soralım bakalım biraz su içmemize izin verecekler mi? | Open Subtitles | تعال ، لنذهب ونرى إذا كانوا سيدعوننا نحصل على بعض الماء |
| Haydi bir soralım bakalım biraz su içmemize izin verecekler mi? | Open Subtitles | تعال ، لنذهب ونرى إذا كانوا سيدعوننا نحصل على بعض الماء |
| Hadi gidip 75 milyonluk kolyenin nasıl olduğuna bir bakalım. | Open Subtitles | دعنا نذهب ونرى كيف يبدو شكل قلادة بسعر 75 مليون |
| Beyler haydi çekelim şu çubukları ve ne olacağını görelim. | Open Subtitles | يا رجال , دعونا نسحب ونرى من سيبقى هنا فوق |
| Sonra onu izleyeceğiz. Doğum günü pastasını kiminle paylaştığını göreceğiz. | Open Subtitles | ثم نراقبه ، ونرى مع من سيتقاسم كعكة عيد الميلاد |
| Gittileri yöndeki trafik kameralarını deneyeceğim. bakalım onları tekrar bulabilecek miyiz. | Open Subtitles | سأحضر إذن دخول لكاميرات المرور ونرى اذا أمكننا العثور عليه مجدداً |
| En iyisi bir telefon edelim, bakalım boşlukları doldurabilecek miyiz? | Open Subtitles | حسناُ , لنتصل به ونرى , إذا بإمكاننا ملئ الفراغات |
| Bir 32'lik al ve bak bakalım, aynı izi oluşturabilecek misin. | Open Subtitles | الاستيلاء على 0.32 ونرى ما اذا كان يمكنك إعادة بناء نمط. |
| Niye birlikte biraz zaman geçirmiyoruz ve bakalım ne kadar ileri gideceğiz? | Open Subtitles | لمّ لا نقضي المزيد من الوقت معاً ونرى إلى أين يقودنا ذلك؟ |
| Pekala, o zaman öbür güne kadar bekleyelim ve bakalım kendini nasıl hissedeceksin. | Open Subtitles | ركبتي تزعجتي قليلاً. إذن لماذا لا ننتظر حتى اليوم التالي ونرى كيف تشعر؟ |
| Bundan yüz tane falan çekip nasıl oluyor bakalım bir. | Open Subtitles | دعنا فقط نصور المئات من هذا ونرى على ماذا سنحصل. |
| Pekâlâ, şu buzdolabının arkasına gidelim yangını ne veya kim başlatmış bakalım. | Open Subtitles | حسنا ، لنبحث خلف الثلاجة ونرى من أو ما سبب هذا الحريق |
| Haydi, yavrum öteki odaya gidelim, nelerin varmış bir görelim. | Open Subtitles | تعالي، يا فتاة، لنذهب إلى الغرفة الأخرى ونرى ما لديكِ. |
| Öyleyse, burada küçük bir deney yapalım ve görelim size benim deneyimimin nasıl hissettirdiğini tattırabilecek miyim. | TED | لذلك، دعونا نحاولُ تجربة صغيرة ونرى إن كنتُ أستطيع إعطائكم لمحة عما يشبه ما أعاني منه وأعيشه. |
| Kazanacak arabaya gelince... bekleyip göreceğiz. | Open Subtitles | ومن اجل الفوز، حسنا، سيكون علينا فقط ان ننتظر ونرى. |
| Ve on dakika içinde ofiste olup Gavin'i görmek zorundayım. | Open Subtitles | ويجب أن أكون في مكتب ونرى غافن في 10 دقيقة. |
| Soruştururuz. Bir şey bilen var mı bakarız. | Open Subtitles | سوف نسأل حولنا ونرى إذا سمع أحد شيئا ً غريبا ً |
| Yani yeni deneklerle birlikte geniş örneklemenin sonuçlarına mı bakacağız? | Open Subtitles | لذا سنحضر الحالات ونرى ماذا ستكشف عنه تلك العينات العريضة؟ |
| Bunu hemen dolaysız olarak yapabilirim veya adımlarımızı atar ne olacağını görürüz. | Open Subtitles | يمكنني فعل ذلك هنا عن قرب، أو نقوم بخطوات ونرى ماذا يحدث. |
| Bunu laboratuvarda incelemeye ve robot boyunun başka ne gibi değişiklikler yapacağını görmeye karar verdik. | TED | لذا قررنا في الواقع أن ندرس هذا في المختبر ونرى الأنواع الأخرى من الاختلافات التي يمكن أن يسببها ارتفاع الروبوت. |
| Vazodaki harita burda bitiyor. Girip, görmemiz gerekecek, ha? | Open Subtitles | الخريطة توضح أن هذا هو المكان المطلوب لندخل ونرى ما بالداخل |
| Ve burada ızgara desenini çok farklı bir durumda görüyoruz. | TED | ونرى هنا النمط الشبكي لكن في ظل ظروف مختلفة تمامًا. |
| Niye alışverişe gidip hangimiz daha iyi pazarlık yapacak görmüyoruz? | Open Subtitles | لمَ لا نذهب للتسوق ونرى من يستطيع إيجاد مساوماتٌ أفضل؟ |
| Belki de oraya gidip birini tamir edebilir miyiz, bir bakmalıyız. | Open Subtitles | ربما يجب أن نذهب ونرى إذا كان يُمكننا أن نُصَّلح أحدهما |
| Bir ara verip teknik sorunları halledebilir miyiz diye bir bakalım. | Open Subtitles | لنأخذ فاصلاً إعلانياً ونرى إذا كان بوسعنا إصلاح هذه المشاكل التقنية |
| O geceye dair öğrenebileceğimiz her şeyi öğrenip bizi nereye çıkartacak bakmak zorundayız. | Open Subtitles | علينا أن نعلم أقصى شيء يمكننا عن تلك الليلة ونرى أين يقودنا ذلك |