"وهذا كل" - Translation from Arabic to Turkish

• bu kadar
• hepsi bu
• o kadar
• ve tek
• ve tüm
• sadece bu
• olan da bu

Tapuyu göstereceğiz mülkü tahliye edeceğiz ve bu kadar. Hayvanlaşmaya gerek yok.
و سيبطلون وعودهم وهذا كل شيء لا حاجة للتصرف السي في ذلك.

Hepsi bu kadar. Anlıyorum ama gece çekimleri bizim için daha iyi oluyor.
وهذا كل ما في الامر انا اتفهم ولكننا نريد ان نصور في الليل

Onları almak için dönüyoruz. Onları arabaya alacağız, hepsi bu.
سوف نعود من أجلهم نقلهم في السيارة، وهذا كل شئ

Onun için bu yatağa geri dön. Düzüşeceğiz, hepsi bu.
يعود في السرير ، نذهب يمارس الجنس وهذا كل شيء.

Eğer bir şey bulamazsak, sadece bir gün ayıracağız bu meseleye o kadar.
إن لم نحصل على دليل, فإننا سنفعل هذا ليوم واحد. وهذا كل شيء.

Görüp görebileceği şey, elektrokimyasal sinyaller, farklı veri kablolarından gelen sinyaller ve tek işleyeceği şey bu, fazlası değil.
العقل لا يرى سوى الإشارات الكهروكيميائية والتي تأتيه عبر وصلات مختلفة وهذا كل ما في الأمر، ليس أكثر من ذلك

Hanfendinin sadece bu teferruatı imzalamasının mahkemede görünmesi gerek, hepsi bu kadar.
إنها فقط تحتاج لتوقيع هذه الوثيقة المثول أمام المحكمة وهذا كل شيء

Yakında ikametini alacaksın o zaman senden boşanacağım bu kadar.
قريبا ستحصلين على إقامتك بعدها سأطلقك رسميآ, وهذا كل شيء

bu kadar. Konuşmanın sonu bu. Bundan sonra garip bir şey yok.
وهذا كل شيء، هذا نهاية الحديث، لا شيء غريب يحدث بعد هذا.

Kendimi ve benim olanı korurum ama hepsi bu kadar.
أنا أحمي نفسي وما هو ملكُ لي وهذا كل شيء

Bana ayrılan süre bu kadar; ilginiz için hepinize teşekkür ederim.
وهذا كل الوقت الذي لدي. وشكر جزيلا على انتباهكم.

Hepsi bu kadar. Bunlar sokak ağaçlarının dört görevi.
وهذا كل شيء. تلك هي الوظائف الأربعة لاشجار الشوارع.

Ben varım, ailen var, bu dünya var, hepsi bu.
ستحصل عليّ وعلى عائلتك وعلى هذا العالم، وهذا كل شيء

Kadın, erkeği memnun etmek için yaratılmıştır. o kadar.
فالمرأة خُلِقت لإمتاع الرجل، وهذا كل شيء

Asla bir şey yapmadı. Rahat bir dükkan soygunu, o kadar.
كان نظيفاً تماماً لم يفعل قط شيئاً سرق متجراً وهذا كل شيء

Sadece elinden geleni yap, o kadar.
أبك تسوّي إلّي تقدر عليه, وهذا كل الموضوع.

İki yıl orada kaldın ve tek söyleyeceğin bu mu?
كنت هناك سنتين ، وهذا كل ما يمكن ان تقوله لي؟

Kutsal anlaşmayı bozdun ve tüm diyeceğin bu mu?
لقد إنتهكت عهداً مقدساً وهذا كل مالديك لتقوله؟

- Sadece bilgisayarı çalıştırmana yardım edeceğim. - Tek ihtiyacım olan da bu.
سأساعدك بالعمل على الكمبيوتر وهذا كل ما احتاجه