"و قال" - Translation from Arabic to Turkish

    • dedi ki
        
    • söylüyor
        
    • " dedi
        
    • söylemişti
        
    • O da
        
    • söylemiş
        
    • şöyle dedi
        
    • ve dedi
        
    • ve bana
        
    Ve dedi ki patlama öyle gürültülü ve ışık o kadar yoğunmuş ki o gözlerini korumak için yüzünü elleriyle kapatmak zorunda kalmış. TED و قال ان الانفجار كان مدويا و الضوء كان كثيفا جدا، حتى انه كان عليه في الواقع وضع يديه امام وجه لحماية عينيه.
    Ve Tanrı dedi ki:'Gökkubbede ışıklar olsun ve alametler için ve mevsimler için ve günler ve seneler için olsunlar.' Open Subtitles و قال الله لتكن انوار في جلد السماء لتفصل بين النهار و الليل و تكون لايات و اوقات وأيام وسنين
    Ailesinin ve kız arkadaşının endişelenmesini istemiyor o yüzden yalan söylüyor Alaska'ya yani ulaşılmayacak bir yere gideceğini söylüyor. Open Subtitles لا يريد لوالديه و صديقته أن يقلقوا ، لذلك كذب و قال بأنه ذاهب إلى آلاسكا حيث سيجني ثروة
    Catherine ve ben evlenirken rahip çok güzel bir vaaz vermişti ve çok önemli bir şey söylemişti. TED و تذكرت حينما تزوجنا أنا و كاثرين, و قد خطب يومها القسيس خطبة جميلة للغاية, و قال حينها شيء مهم للغاية.
    Ben söylemem gerekeni söyledim, O da söylemesi gerekeni söyledi işte. Open Subtitles رأيت فقط ما علي رؤيته، و قال ما عليه قوله فقط.
    Bir gün döneceğini ve Camelot'u yerle bir edeceğini söylemiş. Open Subtitles و قال انه سيعود يوما ما و سيقوم بأهلاك المدينة
    Tanrı şeytanla, konuşurken, Eyüp'ün ne kadar inançlı olduğunu söylediğinde şeytan şöyle dedi: Open Subtitles عندما كلم الله الشيطان عن .. أخلص الأعمال .. الشيطان جادل و قال
    Ve bir hafta kadar sonra bir arkadaşım bana gelip dedi ki, ''Bak, koroya girmen lazım. TED بعد حوالي اسبوع صديق لي اتى الي و قال اسمع يجب ان تنضم للجوقة
    dedi ki, "Bak, bu hayatım boyunca aradığım proje. TED و قال اسمع هذا هو المشروع الذي كنت ابحث عنه طيلة حياتي
    Simdi, ben bunu biyolojiden nefret eden fizikci bir arkadasima gosterdim... ...O da dedi ki, ''Bu cok kolay! TED الآن، أريت هذا لصديق يشتغل فيزيائيا لديه نفور عميق من الاحياء و قال "ذلك سهل! الاشياء ذات الوان مختلفة!"
    Yaklaşık üç yıl önce Londra'da Howard Burton isminde bir kisi gelip bana dedi ki, temsil ettiğim bir grup ile birlikte bir teorik fizik enstitüsü kurmak istiyoruz. TED إذاً منذ حوالي ثلاث سنوات كنت في لندن أتى إليّ شخص يُدعى هوارد بورتون و قال لي أنا أُمثل مجموعة من الأشخاص ونريد أن نُؤسس معهداً في الفيزياء النظرية
    Ve Wheal Leisure'daki hisselerimizin tamamını satmamızın bir utanç olduğunu söylüyor. Open Subtitles و قال أنه من المؤسف بيعك لكلِ أسهمك في ويل ليجر.
    Eğer çiftliği onlara satmazsak elimizden alacaklarını söylüyor. Open Subtitles و قال إذا لم نبيع لهم، سيقوموا بحجز الرهن.
    Nerede iş bulursam oraya taşınacağını söylüyor. Open Subtitles و قال بأنه سينتقل لأي مكان أحصل فيه على عمل
    İleride daha fazla biriktireceğini söylemişti. Open Subtitles و قال إنه سيجمع المزيد من المال في المستقبل
    Şüpheli aynı zamanda bulunduğu yerin çok sıcak olduğunu söylemişti. Open Subtitles و قال أيضاً أن الطقس حار في المكان الذي هو فيه
    Kocası bir gün eve gelip kızlarını Malezya'ya klitorislerini kesmeye götüreceğini söylemiş. TED أتى زوجها ذات يوم و قال أنه سيؤخذ بنتيه الى ماليزيا كي يتم ختانهما
    Tanrı şeytanla, konuşurken, Eyüp'ün ne kadar inançlı olduğunu söylediğinde şeytan şöyle dedi: Open Subtitles عندما كلم الله الشيطان عن .. أخلص الأعمال .. الشيطان جادل و قال
    Birdenbire, hiç sebep yokken ortaya çıkıverdi ve bana İngiltere'ye geldiğini ve ilgimi çekebilecek bir şeyler bildiğini söyledi. Open Subtitles فجأة قام بالإتصال بي , و أخبرني أنه وصل إلى البلاد و قال أن لديه شئ ربما سيثير اهتمامي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more