| Sıra hiç bitmeyecek sandım. Bunlar da neyin nesi evlat? | Open Subtitles | إستغرق الأمر وقتا طويلا ما كلّ هذا يا بُني ؟ |
| Sana bir soru, evlat. Komşusuna yardım etmekten korkan birinden ne olur? | Open Subtitles | شيء آخر يا بُني , إذا كنت تخاف من مساعدة جار لك |
| Sana neyin karmaşık olduğunu söyleyeyim, evlat. 3.000 aç adam. | Open Subtitles | سأخبرك ما هو المعقد يا بُني ثلاثة آلالاف رجل جائع |
| Yarın bu vakitlerde bir sosis ekmeğine 13 santim girmiş olacağız, evlat. | Open Subtitles | قبل هذا الوقت غدًا، سنكون جميعنا 5 أنتش في كعكة، يا بُني. |
| Daha fazla batmadan evvel vicdan muhasebesi yapmalısın evladım. | Open Subtitles | يجب أن تجعل الأمور مُستقيمة في قلبكَ قبل أن تجد نفسكَ مُتأرجحًا يا بُني |
| Nefesini boşa tüketme, oğlum. Seni terk etti, nedeni de belli. | Open Subtitles | أدخر أنفاسك يا بُني لقدرحلتعنك،لا تتعجب. |
| Ayağını denk al evlat! Yanlış bir hareketinde seni ezer geçerim. | Open Subtitles | كن حذراً يا بُني ، أنا مضطر إليدفعكللإسراعفيإنهاءالمهمة. |
| Açıkçası evlat, konudan iyice uzaklaştık. Esas konumuza geri dönelim. | Open Subtitles | بصراحة يا بُني ، أنا لا أفهمك أخبرنابالجزءالأخيرمندعابتكفحسب. |
| - Yerinde olsaydım ona bakmazdım evlat. | Open Subtitles | هل هذا اولي؟ لن أنظر إلى هذا لو كنت مكانك يا بُني |
| Sergio artık buraya gelmek istemiyor evlat. | Open Subtitles | لا يُريدُ سيرجيو الحُضورَ إلى هُنا بعدَ الآن يا بُني |
| evlat, gidip meme yalayalım. | Open Subtitles | حسناً، يا بُني. لنتعاطى تلكَ المُخدرات كالرِجال |
| Önemli değil, evlat. Bir Amerikan vatandaşı olarak senin hakkın. | Open Subtitles | لاعليك يا بُني هذا أحد حقوقك كمواطن أمريكي |
| Tehlikeli bir oyun oynuyorsun evlat, kendi derine ihanet ediyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تلعبُ لعبةً خطِرَة يا بُني تخونُ بني جِلدَتَك |
| Hayır evlat, sen kötü nişan alan bir serserisin. | Open Subtitles | كلا يا بُني لستَ سوى تافهٍ لا يُحسنُ التَصويب |
| Duygusuz olma evlat. Sana yakışmıyor. | Open Subtitles | لاتكُن عديم الإحساس يا بُني هذا لايلائمك |
| Korkulacak tek şey evlat, yarın. Ben yarın için yaşamam. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أخاف منه يا بُني, هو الغد |
| Oldukça iyi, evlat. Evet burası bir hücre | Open Subtitles | قولٌ سَدِيدٌ يا بُني هذه زنزانة إنفراديّة |
| evlat, bu savaş bizi gafil avlamaya başladı. | Open Subtitles | اللعنه يا بُني هذه الحرب بدأت في مباغتتنا حميعاً |
| Ama bu yoldan gitmeye devam edersen tek bir şey söyleyebilirim, evlat. | Open Subtitles | لكنك تواصل السير نحو المجهول و سأخبرك شيئاً يا بُني |
| Bir süre uzaklarda kalırsın diye dua etmiştim evladım. | Open Subtitles | لقد دعوتُ لكَ بأنّكَ سوف تبقى بعيدًا، يا بُني |
| A. koyim oğlum ya, okulun açılmasını bekleyemeyeceğim ben. | Open Subtitles | تبا لهذا يا بُني لايمكنني الإنتظار حتى تبدأ الدراسة |