| Görünüşe göre şüpheleriniz doğruymuş, Başkan Hanım. Bu Afrika'yla ilgili. | Open Subtitles | يبدو بأن شكوكِ كانت صحيحة سيدتي الرئيسة، هذا حول أفريقيا |
| Görünüşe göre konuşacak çok şeyimiz var ama burada değil. | Open Subtitles | يبدو بأن لدينا الكثير لنتحدث بشأنه , لكن ليس هنا |
| Görünüşe göre, bir komşu gelip kapının aralık olduğunu görünce cesetleri bulmuş. | Open Subtitles | يبدو بأن الجيران وجدوا الجثث عندما مرت من هُنا وجدت الباب مفتوح |
| Sana kahve ısmarlamak isterim, fakat senin bi problemin varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | أود أن أشتري لكي كوباً من القهوة، ولكن يبدو بأن لديك مشكلة. |
| Galiba burada bazı şeyler gevşedi. Özür dilerim, sahip. Zamanı geldi sanmıştım. | Open Subtitles | ـ يبدو بأن لدينا شئ طليق هناك بالأسفل ـ آسفة ياسيدي ، لقد تأكدت بأن رباطها محكم |
| Ama Görünüşe göre bebeğiniz bir alkoliğin içki arkadaşı olmuş. | Open Subtitles | ولكن يبدو بأن طفلك هو رفيق الشرب لمدمنة شراب منتكسة |
| Görünüşe göre bu mesele sakinleşti. | Open Subtitles | يبدو بأن هذه المشكلة حُلّت أعطياني أذانكما |
| Görünüşe göre eyaletten kaçmış. Büyük ihtimalle ülkeden de. | Open Subtitles | يبدو بأن فر من الدولة سيدتي ربما من البلاد |
| Görünüşe göre bu tarafa doğru bir fırtına geliyor. | Open Subtitles | يبدو بأن لدينا عاصفة من ما حدثت في الثلاثاء |
| Görünüşe göre adam önce karısını öldürmüş, sonra da kendisini. | Open Subtitles | يبدو بأن الإبن قتل زوجته وبعد ذلك قتل نفسه |
| Görünüşe göre birileri uyanık kalmış. Umarım endişe etmemişlerdir. | Open Subtitles | على ما يبدو بأن أحداً ما مستيقظ آمل بأنهم لم يقلقوا |
| Görünüşe göre Dr. Teng iz bırakmadan kayboldu. | Open Subtitles | على ما يبدو بأن الدكتورة تنغ أختفت من غير أثر |
| Müdür vekilinin ne iş yaptığından, karısının haberi yokmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو بأن زوجة نائب الرئيس لا تعلم أي شي عن وظيفته |
| Park Caddesi ve 34. Cadde'de kaza var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو بأن هناك حادثاً قد وقع في الحديقة والشارع 43 |
| Kakashi-san'ı durdurabilmek için o herifi yenmekten başka çare yok Galiba. | Open Subtitles | يبدو بأن الطريقة الوحيدة لإيقاف المعلم كاكاشي هي هزيمة هيروكو |
| sanki gruplar ve gruptaki insanlar asla aynı anda bir bütün olamıyor gibi. | Open Subtitles | يبدو بأن المجموعات و الأشخاص الذين يشكلونها لا يمكن أن يكتلموا بنفس الوقت |
| Anlaşılan düşman bizim Sutherland'leri ele geçirip kullanıyor. | Open Subtitles | يبدو بأن العدو أُمسك و إستخدم السوثرلاند الخاص بنا |
| - sanırım gizli bir aşk şifreleri var. | Open Subtitles | يبدو بأن الرسالة تشكل رمزاً سريا للحب بينهما |
| Görünen o ki, astronomi profesörleri bu niyetimi size söylememiş. | Open Subtitles | يبدو بأن أساتذة المرصد الفلكي لم يفهموا ما كنت أعنيه |
| Belli ki insanlar ona saygısızca yaklaşınca o da tüm hesaplarını kapamış. | Open Subtitles | يبدو بأن بعض الأشخاص كانوا وقحين في التعامل معه لذا قد قام بإلغاء جميع حساباته الشخصية |
| Çok yavaş ilerliyor. Zamanında yetişecekmiş gibi görünmüyor. | Open Subtitles | ذلك يسير بشكلاً بطيء للغاية لا يبدو بأن ذلك سيّجدي نفعاً |
| Çok isterdim ama Görünüşe bakılırsa ufaklık da uyuşmuş. | Open Subtitles | أحب أن أتناوله، لكن يبدو بأن صغيرك الشاذ نائماً |
| Anladığım kadarıyla onun için çok önemli olan birşeyi kedi kaptı. | Open Subtitles | يبدو بأن هناك قطاً أخذ شيء مهم من عنده شيء مهم ؟ |
| Öyle görünüyor ki bu felsefe bizi, politik ve sosyal düşünürler olarak pasivize etmek konusunda gerçekten etkiliydi. | TED | يبدو بأن هذه الإيديولوجية كانت في الواقع ناجحة جدًا في منعنا من أن نكون مفكرين سياسيين واجتماعيين |