Arkadaşlarım bu hafta okul dışındalar ve erkekler hakkında konuşuyorlar. | Open Subtitles | أصدقائي خارج المدرسة هذا الأسبوع، و سوف يتحدثون عن الفتيان. |
Bununla birlikte bütün mahalle bu partiden bahsediyor, ben de... | Open Subtitles | لكن جميع الجيران من الواضح انهم يتحدثون عن تلك الحفله |
Mesela, yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele eden kişiler, nadiren iklim değişikliğinden bahseder. | TED | فعلى سبيل المثال، من يكافحون الفقر وعدم المساواة نادرًا ما يتحدثون عن تغير المناخ. |
Ormanda saklanan bir yaratık hakkında konuştuklarını duymuş. Ona kan verdiklerini. | Open Subtitles | إنه سمعهم يتحدثون عن مخلوق يقيم في الغابة، إنهم يمدونه بالدم. |
Ardından birkaç dakika sonra, herkes intihardan söz ediyor yaptığı hazırlıkları anlatıyordu. | Open Subtitles | بعد هذه المحادثة بدقائق كان الجميع يتحدثون عن الأنتحار وكيفية التحضير له |
Ben burada elektriği, kirayı, ısınmayı ve onların maaşlarını öderken 6 kişi burada bütün gün durmuş birbirine fıkra anlatıp filmler hakkında konuşuyor. | Open Subtitles | ستة أشخاص يقفون هنا لأيام لكى يمزحون و يتحدثون عن الأفلام بينما أدفع أنا الغاز و الإيجار و النور و الضرائب و رواتبهم |
Bir dakika önce dövmelerden bahsediyorlardı ve sonra da konuşamadılar. | Open Subtitles | في لحظة كانو يتحدثون عن الوشم ثم توقفو عن الكلام |
Bazılarının kuyrukluyıldızdan bahsettiğini duydum. Onun bir alamet olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | سمعت بضع الرجال يتحدثون عن المذنب، يقولون أنه حسن طالع |
Bazı üst seviye adamlar şu polis hakkında, yapılan anlaşmayı konuşuyorlardı, Halstead'in yani. | Open Subtitles | بعض الرجال من مستويات عالية كانوا يتحدثون عن عقد على هذا الشرطي هولستيد |
Bize kim olduğumuzu anlatmak için doğanın gücü hakkında konuşuyorlar. | TED | إنهم يتحدثون عن قوة الطبيعة ليقولوا لنا من نحن . |
Ama erkekler bir araya gelip, kızlar hakkında konuşuyorlar. | Open Subtitles | الرجال يجتمعون فيما بينهم و يتحدثون عن الفتيات. |
Gemimiz hakkında konuşuyorlar söz verilen kurtuluşlarını bekledikleri 'beyaz gemi'. | Open Subtitles | يتحدثون عن سفينتنا.. .."السفينة البيضاء" الذين يعتقدون أن فيها خلاصهم |
Hatta kimileri sorunlardan bahsediyor, enerjimizi sağladığımız kısıtlı kaynak sorunlarından. | TED | حتى أن بعض الرفاق يتحدثون عن المشاكل مع المصادر المحدودة حيث تأتي طاقتنا الحالية منها. |
Bu adamlar patlama ve titremelerden bahsediyor. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال يتحدثون عن صدمات و إهتزازات |
Onlar işçi sınıfından bahseder. Ben de enayi ve avanaklardan. | Open Subtitles | يتحدثون عن الناس والطبقة العاملة وأتحدث عن السلب والنهب |
İnsanlar sadece küçük çocukların önceki hayatları hakkında konuştuklarını söylerler. | Open Subtitles | فقط الأطفال من يمكنهم تذكر ذلك يُقال بأن الناس يتحدثون عن حياتهم السابقة |
Herkes kusursuz cinayetten söz eder ama kimse cinayet işleyemez. | Open Subtitles | إنهم يتحدثون عن إرتكاب الجريمة الكاملة، ولكن لم يفعلوها |
Paris'te herkes, ormanda ele geçirilen ve "Aveyron'un Vahşi Çocuk'u" adı verilen o çocuğu konuşuyor. | Open Subtitles | الجميع في باريس يتحدثون عن طفل الغابة، طفل أفيرون المتوحش |
Fakat insanlar bunlara bakıyor ve ne kadar da farklı olduklarından bahsediyorlardı. | TED | إذاً كان الناس ينظرون اليها وكانوا يتحدثون عن مدى اختلافها |
Orası Kennedy zamanının güzelliklerinden bahseden ihtiyarlarla doludur. | Open Subtitles | انها مجموعة من كبار السن يتحدثون عن كيف فعلوها تحت كينيدى. |
Tasarımcılar biçim ve içerik ile içerik ve biçim arasındaki ilişki hakkında konuşurlar. Şimdi, sizce bunun anlamı nedir? | TED | المصممون يتحدثون عن العلاقة بين الإطار والمحتوى، المحتوى والإطار، ماذا يعني ذلك؟ |
Dünya sorunlarından ve ekonomiden başka bir şeyden bahsetmiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتحدثون عن القضايا العالمية وتفاهات تتعلق بالبيئة |
Korsanların bu kadın hakkında konuştuğunu duyana kadar yardım etmek için yapabileceğim bir şeyler olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كذلك سمعت القراصنة يتحدثون عن هذه المرأة عرفت بأننى لابد وأن أفعل شىء ما لمساعدتها |
İnsanlar yolsuzluk, yolsuzluk diye konuşup duruyor. | TED | ذلك أن الناس يتحدثون عن الفساد ، والفساد. |
Seksin zevkinden bahsediyorlar, ama bu uçmanın zevki kadar uzun sürmüyor. | Open Subtitles | انهم يتحدثون عن متعه الجنس ولكنها لا ترقى الى تسليه الطيران |