Çinceyi takip eden, 400 milyon internet kullanıcısına sahip olan dil hangisi? | TED | والذي يفترض أن يتعقب الصينيين، الذين الآن لديهم 400 مليون مستخدم للإنترنت؟ |
Ya yalnız ve daha olgun kadınları takip eden bir sapıksa? | Open Subtitles | ماذا لو كان مريضا نفسيا يتعقب النساء الوحيدات الاكثر نضجاً ؟ |
Bu arada kurnaz Tibet tilkisi ayıyı takip ederek karışıklıktan faydalanmayı umuyor. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، الثعلب التيبتي المكار يتعقب الدب تمنّي للربح من التشويش. |
Baban sürekli kefalet ödeyip kaçanların peşinde ama yinede aldığınız bütün işler çözülüyor. | Open Subtitles | والدكِ لا يتعقب سترة المجرمين حتى ،و رغم ذلك يتم الإهتمام بجميع القضايا الموجوده هنا كيف يحدث هذا ؟ |
Robotlar izliyor ve oynuyorlar, takımlar kendi aralarında oynuyorlar. | TED | فالرجل الآلي يتعقب الكرة ومن ثم يلعب فريق آلي ضد فريق آلي |
FBI'ın VI-CAP programı bütün dünyada cinayetlerin ve katillerin izini sürer. | Open Subtitles | برنامج التعقب الخاص بالاف بي آي يتعقب الجرائم والمجرمين في كل انحاء العالم |
Babanı kimin takip ettiği veya FBI'ın onu ne süre takip ettiği yazmıyor. | Open Subtitles | الملف لا يخبرنا بمن كان يتعقب والدك أو بمدة تتبع المباحث الفيدرالية له |
Bir düşünün Nike ayakkabıların içinde sensörler var ya da Nike Yakıt Bileziği kullanıyorsunuz. Bunlar hareketlerinizi, enerjinizi ve kalori tüketiminizi takip ediyor. | TED | لذلك تفكر حول الأمر أحذية نايك تلك لديها مجسات أو أنك ترتدي حذاء نايك الـ فويلباند والذي يتعقب حركتك، وطاقتك، وحرقك لسعراتك الحرارية. |
Ve bu yalnızca bir tahmin çünkü hiç kimse dünya çapında okyanusların ne kadar gürültülü olduğunu ciddi anlamda takip etmiyor. | TED | وذلك مُجَرّد تقدير، لأنّ لا أحد يتعقب فعلًا كمية الضوضاء في المحيط في جميع أنحاء العالم. |
Acaba bu herif Ben Franklin parkında mı kızları takip ediyor? | Open Subtitles | هل هذا الشخص يتعقب النساء على شارع بن فرانكلين ؟ |
Size ilk anlatacağım şey Orange ilçesi sokaklarında ve okul koridorlarında uyuşturucu satıcıları ve yasadışı kaynaklarını bir gizli polis olarak nasıl takip ettiğim olmayacak. | Open Subtitles | لن أبدأ حديثي بأن أقول لكم ما هو عملي كعميل سري يتعقب مروجي و تجار المخدرات في شوارع مدينتنا و ممرات مدارسنا |
Eski bir deniz komandosu olan bir oşinograf daha fazla can almaması için bu iğrenç şeyi takip ediyor. | Open Subtitles | نعم، أتفهم ذلك الآن ضابط بحرية سابق وأخصائي .. في علم المحيطات .. يتعقب هذا الوحش |
Paranın alabileceği en iyi özel dedektifi kiralayıp ortağımı takip ettirirdim onu bulduğumda da-- | Open Subtitles | سأوظف محققاَ خاصاَ يمكن شراؤه بالمال أجعله يتعقب شريكي وحين أجده |
Karşı tarafın adayını takip eden Ücretsiz çalışan politik bir görevli. | Open Subtitles | نشاط سياسى غير مدفوع الذى يتعقب مُرشح المعارضة |
- O iblisin peşinde olabiliriz ama o da bizim peşimizde. | Open Subtitles | نحن تطارد هذا شيطان وربما كان يتعقب لنا أيضا. |
Hâlâ geçmişinin peşinde olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | علينا ان نفترض انه لا يزال يتعقب اثر حياته الماضية |
Galliston karısına kavuştu ama hala Vincent'in peşinde. | Open Subtitles | جاليستون استعاد زوجتة , وحتى الان ما زال يتعقب فينسنت |
Bu işi yapan kişi yıllardır McLane'i izliyor olmalı. | Open Subtitles | أيًا كان من فعل هذا فهو يتعقب ماكلاين منذ سنوات |
Dark Web'de birisi benim etkinliklerimi izliyor ve polise haber veriyor, dolayısıyla büyük bir sorun. | Open Subtitles | شخصاً ما يتعقب نشاطي في الصفحة السوداء لذا إنها صفقة كبيرة |
Berthold varmamızı bekleyecek. Konvoyu izliyor. | Open Subtitles | بيرثولـد" ينتظر وصولنا" انه يتعقب القافلة |
Adamson cep telefonunun izini sürsün... Ona Jack'ten önce ulaşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أِجعل اّدامسون يتعقب هاتفها لابد لنا أن نصل إليها قبل أن يفعل جاك |
Hooper'a siteyi gösterirsem siteye girenlerin I.P. adreslerinin izini sürebilir. | Open Subtitles | إن عرضت الموقع على هوبير يمكن أن يتعقب عنواين الآيبي لجميع الأجهزة التي دخلت إلى الموقع |
Bir telefon numarasını izlemesini istiyorum. Dalton falan yok burada. | Open Subtitles | أريده أن يتعقب رقم هاتف، لي لا يوجد دالتون هنا |