Resimler de banyoda, lavabonun üzerinde. - Hemen gitmen gerek. | Open Subtitles | الصور في الحمام العلوي على الحوض يجب أن تذهب الاَن |
Ama gitmelisiniz efendim. | Open Subtitles | أوه ، ولكن يا سيدي يجب أن تذهب إلى الحفل الراقص |
- Pardon? - gitmen gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تذهب , بعض الأصدقاء قادمون على الغداء |
Oraya gitmek zorunda değilsin. Zaten bunun için bir robot var. | Open Subtitles | لا يجب أن تذهب هناك لقد أرسلنا الروبوت في منتصف الطريق |
Para seni seven insanlara gitmeli. | Open Subtitles | النقود يجب أن تذهب إلى الناس الَذين يحبَوك |
O kılıçların hepsinin Kuzeye gitmesi gerek evlat. | Open Subtitles | كل هذه السيوف يجب أن تذهب للشمال يا فتي. |
Sinemaya gitmen lazım. Geliyormuş bu arada. | Open Subtitles | يجب أن تذهب إلى السينما فيما يخص ذلك ، انه قادم إلى هنا |
Keşke kaderini değiştirebilseydim ancak yoluna gitmek zorundasın. | Open Subtitles | أتمنى لو كان بإمكاني تغيير القدر ولكن يجب أن تذهب في مسارك |
O halde git artık. Paltonu bulup seni yolcu edelim. | Open Subtitles | يجب أن تذهب , لنجد معطفك ونضعك علي طريق المرح |
Sana kahvaltı verebilirim ama ondan sonra gitmen gerek. | Open Subtitles | سأحضّر لكَ بعض الفطور لكن بعد ذلك يجب أن تذهب |
Melbourne'a gitmen gerek ancak oradan Los Angeles'a uçabilirsin. | Open Subtitles | يجب أن تذهب أولاً إلى ميلبورن بأستراليا كي تصل إلى لوس أنجلس |
Senin okuluna gitmen gerek. Bir haber alınca seni ararım. | Open Subtitles | يجب أن تذهب للمدرسة و سأتصل بك إذا جد أى جديد |
Üçüncü Hanım yine sizi istiyor. gitmelisiniz. | Open Subtitles | الأخت الثالثة تسأل عنك ثانية يجب أن تذهب |
O arı sokması yüzünden eczacıya gitmelisiniz. | Open Subtitles | يجب أن تذهب للصيدلية من أجل لسعة الدبور تلك.. |
Sanırım daha da kötüye gidiyor. Bariyere gitmen gerekiyor. | Open Subtitles | حسنا , الوضع في طريقه للسوء يجب أن تذهب للحواجز |
gitmen gerekiyor, baba. Bunu öylece geçiştiremezsin. Mümkün değil. | Open Subtitles | يجب أن تذهب أبي لن ننتهي من هذا |
Onu buradan çıkarmak zorundasın. Balık tutmaya gitmek zorunda kalacaksın oğlum. | Open Subtitles | يجب أن تدخن هذة بالخارج يجب أن تذهب لتصطاد يافتى |
Ama bu para vergi mükelleflerine gitmeli ne yapacaklarına onlar karar versin. | Open Subtitles | لكن هذه الأموال يجب أن تذهب الى دافعي الضرائب ليقرر ما ينبغي فعله. |
Sorun şu ki bu test biraz karışık, ruhunun cennete gitmesi gerek. | Open Subtitles | الأمر أنه ولتتم الإختبارات روحك يجب أن تذهب للسماء |
Çok kan kaybettin. Hastaneye gitmen lazım. | Open Subtitles | فقدت الكثير من الدم يجب أن تذهب إلى المستشفى |
Efsaneler'e gitmek zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تذهب لرؤية أساطير الروبوتات ضد المُصارعين |
Güvenli bir yere git bence. Nasıl çıkacağını biliyor musun? | Open Subtitles | يجب أن تذهب إلى مكان آمن هل تعرف طريق للخروج؟ |
Bu sinir bozucu kutlamadan sonra şehir dışına gidip dinlenmelisin. | Open Subtitles | بعد انتهاء هذا الحفل يجب أن تذهب للريف و ترتاح |
O zaman gitmek gerekir. Aksi takdirde kız anlamayacaktır. | Open Subtitles | إذاً يجب أن تذهب أنت و إلا لن تفهم البنات |
O zaman gitsen iyi olur. | Open Subtitles | لذا يجب أن تذهب |
Ama şimdi gitmen gerektiğini düşünüyorum. Onun yalnız kalması gerekiyor. | Open Subtitles | لكن يجب أن تذهب الآن إنها تريد أن تكون وحدها. |
Belki de onun yanına yalnız gitmelisin. Ben gelmek istemiyorum. | Open Subtitles | ربما يجب أن تذهب وتقابله وحدك أنا لا أريد الذهاب |