Bana fikirlerimi yazmam için para ödüyorlar, objektif olmam için değil. | Open Subtitles | حسناً إنهم يدفعون لي كي أكتب رأيي وليس كي أكون موضوعياً |
Çok çabuk oldu ama bana para ödüyorlar anne, oynamam için. | Open Subtitles | الأمر حدث بسرعة حقاً لكنهم يدفعون لي يا أمي للعب الكرة |
- Patronlarınız nakit ödüyor ama başka yollarla ödeme de yapıyorlar. | Open Subtitles | رؤسائكم يدفعون لها نقدا لكن قد يكونون يدفعون لها بطرق اخرى |
Benim efendim. Romalılar domuz gibi içiyor ama iyi para veriyorlar. | Open Subtitles | سيدي هؤلاء الرومان يشربون مثل الخنازير لكنهم يدفعون جيدا |
Amerikalılar F-14 parçaları İranlıların eline geçmesin diye İranlılardan daha fazla öder. | Open Subtitles | ألا تعلمين أنّ الأمريكيين يدفعون الكثير لأبقاء مكونات طائراتهم بعيدة عن الإيرانيين، |
Temiz Su Hareketi, yerine getirilemeyen bir söz ve bunun bedelini ödeyen çocuklarımız. | Open Subtitles | قانون المياه النظيفة هو وعد لم يتحقق و أولادك هم من يدفعون الثمن |
Yani bazı tür kazalarda sigortanın iki katını öderler. | Open Subtitles | يقصد بها أنهم يدفعون الضعف و هذا الشئ نادر الحدوث |
Paramı ödüyorlar, onların borusu ötüyor. Bunu değiştirmem. Tamam mı? | Open Subtitles | انهم يدفعون لي , يعطي الاوامر لا يمكنني فعل شئ |
1,000 dolar ödüyorlar bana baba. Bu benim için çok büyük bir fırsat. | Open Subtitles | إنهم يدفعون ألف دولار لي ياأبي , إنها حقا فرصة عظيمة بالنسبة لي |
Sana burada ne kadar ödüyorlar bilmiyorum ama bana kesinlikle lazımsın. | Open Subtitles | لا أعرف كم يدفعون لك هنا، لكنّي أحتاجك حقاً في حياتي |
Oraya gidebilmek için aracılara binlerce dolar ödüyorlar. | TED | أنهم يدفعون للوسيط آلالاف الدولارات ليكونوا هناك. |
O yüzden bizi kovdular. Şimdi size beş sent ödüyorlar. | Open Subtitles | لذلك قاموا بطردنا الآن هم يدفعون لك خمسة سنتات |
Müşterimiz tesisin kaçılamaz olması için bir yığın para ödüyor. | Open Subtitles | ثمّة أناس كثر يدفعون مالًا طائلًا ليظلّ هذا السجن منيعًا |
Türkler bana servet ödüyor, ama ben fakirim! | Open Subtitles | ان الاتراك يدفعون لى بالعملات الدهبية, ولكننى مازلت فقيرا |
Bari iyi para veriyorlar mı? | Open Subtitles | هل يدفعون لك دفعاً مناسباً , على الأقل ؟ |
Dinle, birader. Bütün bu insanlar burada çalışmak için para öder. | Open Subtitles | اسمع، كل هؤلا الذين تراهم هنا يدفعون من أجل الوقوف هنا |
Bu bedava şeyleri sadece güzel olduğum için elde ettim bunun kim olduğumla ilgisi yok. Kişilikleri için değil görünüşleri yüzünden bedel ödeyen insanlar var. | TED | وحصلت هذه الأشياء مجاناً بسبب مظهري، وليس بسبب شخصيتي، وهناك أشخاص يدفعون ثمناً لمظهرهم لا لشخصيتهم. |
İnsanlar Claude MacCready'e borçlandıklarında, öderler öyle ya da böyle. | Open Subtitles | عندما يدين الناس ل كلود ماكاردى, فانهم يدفعون.. بطريقة او باخرى |
Bana değil. Vergi verenlere. Onlar da siz yasaları çiğneyin diye para ödemiyorlar. | Open Subtitles | ليس أنا ، دافعي الضرائب ، وهم لا يدفعون لك لكي تستهين بالقوانين |
Karşılığında ise bedava yiyecek ve barınak ve bazen de ailelere aylık ödenen bir maaş bağlıyor. | TED | وفي المقابل، يقدمون لهم طعام مجاني ومأوى وبعض الأحيان يدفعون للأسر راتب شهري. |
İyi maaş ödediklerini yazan ilanlar var. | Open Subtitles | لدىّ منشوراً يقول أنهم يدفعون أجوراً جيدة |
Benim uyarılarıma kulak vermeyenler... korkunç bir bedel ödeyecekler. | Open Subtitles | هؤلاء الذين لا يهتمون بتحذيري سوف يدفعون ثمناً رهيباً |
Sonra parası daha iyi diye barmenliğe başladım. | Open Subtitles | لكن بعدها عملت في خدمة حانة لأنهم يدفعون أفضل |
Sanırım biraz aceleci davranıyorum. Savaş olduğu sırada çetenin piyade erlerine iki kat fazla para ödedikleri ortaya çıkıyor. | TED | فاتضح أن ـ أنا استبق نفسي. فاتضح أن في العصابة عندما يكون هناك حرب، فهم يدفعون للجنود ضعف أجورهم. |
İnsanlar öğrenirken değer yarattıkları için, para ödemek zorunda değiller, zamanlarıyla ödeme yapıyorlar. | TED | بما ان الاشخاص يُنتٍجون قيمة اثناء تعلمهم, لا يترتب عليهم الدفع من اموالهم, هم يدفعون من وقتهم |
Parayı nakit ödediler ve yüklü bir bahşiş verdiler. | Open Subtitles | إنّهم يدفعون نقداً , نصيحة مهمةّ . أقدمها لكِ |
Satıcıyım ben. Ressamı tanırlarsa daha fazla para verirler, biliyorsun. | Open Subtitles | أنا بائع وإنّكِ تعرفين المشترين يدفعون الكثر إذا قابلوا الرسام. |