"يظن أن" - Translation from Arabic to Turkish

• düşünüyor
• sanıyor
• olduğunu düşünür
• olduğuna inanıyor
• kim
• düşünen
• düşünürdü
• zannediyor
• düşündüğünü
• olduğunu düşünmüyor
• olduğunu düşünenler

Ama halkımız Hitler ve Nazi eşkıyalarının Avrupa'nın sorunu olduğunu düşünüyor.
لكن شعبنا يظن أن هتلر وعصابته من النازيين هم مشكلة أوروبا

Uzaylıların inşaat işlerini hızlandırdığını bu yüzden de köle aradıklarını düşünüyor.
يظن أن الفضائيين يبنون شيئاً و هم يبحثون عن عمال عبيد

O tam bir salak, Calculus'un bir imparator olduğunu sanıyor.
إنه غبى للغاية، فهو يظن أن كلمة حساب اسم إمبراطور.

Tamam, neyse. Biz boyacı çocuklarız bu yüzden herkes bizi çok zengin sanıyor.
الجميع يظن أن ماسحي الأحذية يجنون مالاً طائلاً

Biliyorum, herkes çocuklarının dünyaya gelmiş en şahane, en güzel çocuklar olduğunu düşünür.
أعرف أن الجميع يظن أن أطفالهم هم الأكثر روعة، والأكثر جمالاً على الإطلاق.

Adli tıp, cesedi taşırlarken bir tanesinin Casey'nin cebinden düştüğünü düşünüyor.
المعمل الجنائيّ يظن أن قرصًا سقط من جيبه إبّان نقل جثمانه.

Kaç kişi bunun(sol) Kiki, bunun(sağ) Buba olduğunu düşünüyor?
كم منكم يظن أن هذه كيكي وتلك بوبا؟ إرفعوا أياديكم.

Doktor bunun onun için en iyisi olduğunu düşünüyor, Biz de öyle yapacağız.
الدكتور يظن أن هذا أفضل شيء لها لذلك سنفعل هذا.

Peki bu avukat, müvekkilinin daha yenilir yutulabilir bir hikaye uydursa daha iyi olacağını mı düşünüyor?
وهذا المحام يظن أن قصته ستكون قابلة للتصديق؟

Tauber. Başçavuş, bu beyefendi bir hata yapıldığını düşünüyor.
المجد للفوهلر,هذا السيد يظن أن هناك خطأ ما

Komutanım, bu bey bir yanlışlık yapıldığını düşünüyor.
المجد للفوهلر,هذا السيد يظن أن هناك خطأ ما

Tanrım, moruk dünyanın golf oyunu etrafında döndüğünü sanıyor.
يا إلهي، المسنّ يظن أن العالم يتمحور حول مباراة غولف

Budala işte! Değişkenler hesabını imparator sanıyor!
إنه غبيّ للغاية، فهو يظن أن كلمة حساب اسم إمبراطور

Bir kaç saat müzede geçirirse, altı ay rahat edeceğini sanıyor.
يظن أن قضاء عصر يوم واحد في المتحف سيشعره بالتحسن لستة أشهر

Boşandığımızdan beri, dikkatimi çekmenin tek yolunun sorun çıkarmak olduğunu sanıyor.
أعني منذ طلاقنا يظن أن الطريقة الوحيدة لجذب إنتباهي هي بإثارة الجلبة

Belki bazıları hala buranın polis karakolu olduğunu düşünür.
ربما مازال هناك من يظن أن هذا مازال قسم شرطة

Bazıları Tanrı'nın öldüğüne ve bütün bu nesnelerin onun cesedine ait parçalar olduğuna inanıyor.
البعض يظن أن الرب لم يعد موجود وكل هذة الأغراض هى بقاياه البعض يرى أن هذا هراء

Adamım, kim düşünürdü Paskalya perhizinin ilk gününün bu kadar üzücü olacağını.
يا رجل من كان يظن أن أول أيام صوم النصارى ستبدو هكذا

Belki de senin benim hakkımda güzel düşünen tek kişi olduğundandır.
ربما لأنك أول شخص على الاطلاق يظن أن بداخلي شخص لطيف.

Her şeyi yok edebileceğini zannediyor. Çalıştığımız her şeyi.
يظن أن بإمكانه القضاء على كل شيء عملنا لأجله

Herhangi bir vasat doktorun hastanın bağırsağının tıkalı olduğunu düşündüğünü gösterir.
يبدو أن طبيب عشوائي ذو مهارات محدودة يظن أن أمعاء المريض مسدودة

Seni tanıyan kimse utanman gereken bir şey olduğunu düşünmüyor.
لا أحد ممن يعرفونكِ يظن أن لديك مايسبب الإحراج.

3. bir seçenek olduğunu düşünenler?
من يظن أن هناك احتمال ثالث؟