"يعيد" - Translation from Arabic to Turkish

    • geri getirmeyecek
        
    • geri getirmez
        
    • iade
        
    • canlandı
        
    • yeniden
        
    • canlandırıyor
        
    • tekrardan
        
    • getiriyor
        
    • canlandırdı
        
    • getirmek
        
    • döndürüyor
        
    • döndürebilir
        
    • geri getirecek
        
    • tekrar
        
    • tekerrür
        
    Gerçekten zahmet etme. Hiçbir şey bebeğimizi geri getirmeyecek. Open Subtitles لا تتعب نفسك بحق هذا لن يعيد ابنتي للحياة
    Beni öldürmek sadece bedbahtlığına bedbahtlık katacak ve oğlunu geri getirmeyecek Open Subtitles غضبك الشديد و رغبة الإنتقام لن تعيد لك أحبائك القتل سيزيد المأساة و لن يعيد إليك إبنك
    Bu kocanızı geri getirmez ama birinin hayatını kurtarmamıza yardım edebilir. Open Subtitles لن يعيد هذا زوجكِ، ولكن قد يساعد في انقاذ شخص آخر
    Bir müşteri indirimden yararlanacak miktarda kağıt sipariş etti ama şimdi de elindekinin yarısını iade etmek istiyor. Open Subtitles عميل طلب كمية كافية من الورق الان يريد أن يعيد نصف الطلب
    Anılarım canlandı çaylak. Open Subtitles يعيد بعض الذكريات بالتأكيد أيها الإختباري
    Vücut terlemeyi ellerinizden başlayıp koltuklaltları, ve ayaklarınızdan sırtınıza doğru yeniden yönlendiriyor. Open Subtitles الجسم يعيد توجيه العرق الى يدك او اسفل الذراع , القدم والظهر
    - Telchak'ın aygıtı ölü dokuyu canlandırıyor. - Evet, her neyse. Open Subtitles جهاز تيلشاك يعيد تحريك الخلايا الميتة نعم ، أيا كان
    Ölmüş olması sevdiklerinizi geri getirmeyecek olsa da muhtaç olanlar için biraz rahatlık getirecektir. Open Subtitles و اظن ان هذا لن يعيد الذين رحلو و لطن نامل ان تجلب بعض الراحة لكل اولئك الذين يحتاجونها
    Bence insanlara zarar vermek o küçük çocuğu geri getirmeyecek. Open Subtitles أعتقد أن إيذاء الناس لن يعيد ذلك الفتى الصغير.
    Biliyorum Amy'i geri getirmeyecek ama en azından adamı haklayan kişinin ben olduğumu düşünecek. Open Subtitles سأتحمل المسؤولية أعلم أن هذا لن يعيد آمي ولكنها على الأقل ستعلم
    Güzel bir tekneyi kaybetmekten mutlu değilim ama iç çekmek onu geri getirmeyecek, gençliğimizi geri getirmeyeceği gibi. Open Subtitles و ليس أنني سعيد لفقداني قارباً جيداً و لكن النحيب لن يعيده مرةً أخرى ليس أكثر من أن يعيد شباب الأمس مرة أخرى
    İntikam almak Ölçü Taşı'nı geri getirmez, ayrıca taşı biz almadık. Open Subtitles الإنتقام لن يعيد محك الذهب , لأننا لم نأخذها
    O tuzaklar ruhları. O hayata organları geri getirmez. Open Subtitles هو يعوض الأرواح هو لا يعيد الأجساد إلى الحياة ؟
    BokIarı deşmek onu geri getirmez. AnIıyor musun? Open Subtitles إثارة هذا الموضوع لن يعيد صديقك, أليس كذلك ؟
    Karl babasının koleksiyonundaki bütün çalıntı eserleri yasal sahiplerine iade etmek istiyordu. Open Subtitles كارل يريد ان يعيد كلّ الفنّ المسروق في مجموعة أبوه إلى أصحابها الشرعيين
    Kampüs. Anılarım canlandı. Yaptıklarım.. Open Subtitles الحرم الجامعي, يعيد العديد من الذكريات, التي قد عملتها
    Dava açacağı katilin izini sürerken, onun günlüğünü yeniden oluşturuyor. Open Subtitles كان يدعي أنه يطارد القاتل و أنه يعيد ترتيب مذكراته
    Kız kardeş, anne, baba. Ölümlerini canlandırıyor. Onlarca yıl boyunca... Open Subtitles أخت، أمّ، أب، "إنّه يعيد إحياء موتهم، عقداً تلو الآخر"
    Sönmüş bir Transformer kıvılcımını tekrardan ateşlendirecek kâinattaki tek şey budur. Open Subtitles إنه يحفتظ بالشئ الوحيد الذي يعيد شحن المتحولون
    Üç kişi getiriyor. Open Subtitles عدلى ذلك السطر ، إلى ثلاثة إنه يعيد إلينا ثلاثة
    Hatıralarımı canlandırdı. Hayatım sadeydi. Open Subtitles إن ذلك يعيد إلي الذكريات عندما كانت الحياة بسيطة
    Hafızasını geri getirmek için her şeyi denedi. Open Subtitles و هي تحاول ان تفعل اي شئ يعيد اليها ذاكرتها
    -İnsanları hayata döndürüyor. Open Subtitles إنه يعيد الناس للحياة ويمكننا استجواب الضحايا
    Bir graviton patlaması yerçekimini normale döndürebilir. Open Subtitles إنفجار مفاجىء للغرافيتون يمكن أن يعيد الجاذبية طبيعية
    Geriye devir kilidi makineyi seyahatin bitiminden sonra başlangıç anına geri getirecek. Open Subtitles عكس دوران القفل يعيد الآلة إلى وقت البداية ...بعد الانتهاء من الرحلة
    Amerika'nın en büyük yıkımına karşın insanlar tekrar inşa ediyor. TED ولمواجهة أسوأ دمار حل بأمريكا يعيد الناس البناء و التعمير
    Olmasına engel oldum. Tarih tekerrür etmeyecek. Open Subtitles لقد منعت هذا من الحدوث إنّ التاريخ لن يعيد نفسه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more