"يكفي من" - Translation from Arabic to Turkish

    • için yeterince
        
    • yetecek kadar
        
    • fazla
        
    • kadar çok
        
    • için yeteri
        
    • kadar yeter
        
    • Zaten yeterince
        
    • yeteri kadar
        
    • fazlasıyla
        
    • alacak kadar
        
    • için yeterli
        
    Geri getirmek için yeterince benzinimiz var peşinden gitmek ister misin? Open Subtitles لدينا ما يكفي من الوقود للعودة فقط أتريد أن تذهب ورائها؟
    Bir gün için yeterince azap, hüzün ve kişisel gelişim oldu. Open Subtitles كان هناك ما يكفي من العذاب والكآبة والنمو بالشخصيّة ليوم واحد
    Kurtlar başarılı olursa tüm sürüye bir hafta yetecek kadar etleri olacak. Open Subtitles لو نجحت الذئاب فسيحظون بما يكفي من اللحم للمجموعة كلها لمدة أسبوع.
    Burada bundan sonraki 3 nesil Makedon ordusuna yetecek kadar altın var. Open Subtitles لدينا ما يكفي من الذهب هنا لتمويل الجيش المقدوني لثلاثة أجيال قادمة
    Federal hükümetin çok fazla işi var ve bunu eyalet hükumetleri yapmak zorunda. TED إن الحكومة الفيدرالية لديها ما يكفي من المسؤوليات، وستقوم حكومات الولايات بتصعيد الموقف.
    Ayinin işe yaramaması senin suçun değil. Diğer insanlar kadar çok kanım yok. Open Subtitles إنها غلطتي بأن الطقوس لم تفلح لم يكن لديَّ ما يكفي من الدماء
    Beni asıl endişelendiren bira için yeteri kadar buz aldık mı? Open Subtitles ما يهمني هو، هل لدينا ما يكفي من الثلج لكل هذه البيرة؟
    Tamam bu kadar yeter. Kadınları indirin! Open Subtitles حسناً،لديك ما يكفي من الجدال أخرج السيدات
    Gerçek şu ki bu şehir için yeterince şey yapmadım. Open Subtitles الحقيقة أنّي لم أفعل ما يكفي من أجل هذه المدينة
    O raflar bütün bu yeri yıkmak için yeterince patlayıcıyla donatılmış. Open Subtitles تلك الحوامل مُفخخة بما يكفي من المُتفجرات لتدمير ذلك المبنى كله
    Eğer bir limanınız yoksa, nüfusu desteklemek için yeterince yardım malzemesi alma yolunuz yoktur. TED وإذا لم تمتلكوا ميناء، لن يكون لديكم وسيلة لتحصلوا على ما يكفي من إمدادات الإغاثة لدعم السكان.
    Gerçekten. Artık düzeneği yukarı çıkarmaya yetecek kadar sıvı çeliğimiz var. Open Subtitles لدينا الآن ما يكفي من الفولاذ السائل لنقوم بضخه تحت الحفريات
    Eminim o şirin kafanın içinde bir imparatorluğu yıkmaya yetecek kadar sır gömülüdür. Open Subtitles أراهن أن هناك ما يكفي من أسرار في هذا الرأس الجميع لدفن امبراطورية
    Tüm sığınağı havaya uçurmaya yetecek kadar C-4 patlayıcısı sandalyeme monteli. Open Subtitles هناك ما يكفي من متفجرات السي فور لإسقاط هذا القبو بأكمله
    Biliyoruz ki bu hareketi ateşlemek için olması gerekenden fazla enerji mevcut. TED نحن نعلم ان هناك اكثر مما يكفي من الطاقة لتزويد تلك الحركة.
    Nakil için elimizde zaten ihtiyacımız olandan fazla kan var. Open Subtitles لاننا لدينا ما يكفي من الدم لنقله من شخص لآخر
    Bunun ne anlama geldiğini öğrenecek kadar çok pizzacıyı yumrukladım. Open Subtitles لقد واعدت ما يكفي من الإيطاليّين لأعرف ماذا يعنيه ذلك
    Burada ço kadar çok Oxy var ki, muhtemelen hissetmezsin bile. Open Subtitles هذا ما يكفي من مخدرات ربما لم تشعر بما حصل لك
    Şu baygın gözlerin beni bir gün için yeteri kadar belaya soktu. Open Subtitles أوقعتني عيناك الجاحظتان في ما يكفي من المشاكل ليوم واحد
    Sana biraz kahve hazırlayacağım. Bu kadar yeter. NasıI başladı? Open Subtitles سأحضر لك بعض القهوة يكفي من ذلك، ما الذي سبب بذلك؟
    Büyük şirketler Zaten yeterince kazanıyorlar, bu nedenle, sahtecilik de bir tür reklam sayılır, değil mi? TED هذه الشركات الكبيرة تكسب ما يكفي من المال، لذا إذا كان هناك شيء، فالتزوير هو فقط شكل حر من الإستثمار، صحيح؟
    Peki ya yeteri kadar temiz hava ve temiz su olmazsa? TED ماذا لو لم يتبق ما يكفي من الهواء النقي والماء العذب؟
    fazlasıyla heyecan yaşadım. Bir de ağlamana katlanamam. Open Subtitles لقد حصلت على حماس بما يكفي من أجل ليلة بدون إمرأة
    Dükkânı kiralayıp, ihtiyacın olan ekipmanları alacak kadar birikmiş param var. Open Subtitles أدخرتُ ما يكفي من المالَ لتغطيةُ الإيجار وأي شيءُ تحتاجينه للمُعِدات
    Sen, aynı iksirden bir daha yapabilmek için yeterli kulak kaldı mı? Open Subtitles أنت ، هل لديك ما يكفي من الأذن لصنع جرعة أخرى ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more