"يُريدونَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • istiyorlar
        
    • istedikleri
        
    • istemiyorlar
        
    • istediklerini
        
    • istiyorlarsa
        
    • istemezler
        
    Mission bölgesindeki tüm evsizler için hindi yemeği verilmesini istiyorlar. Open Subtitles يُريدونَ وجباتَ عشاء الديك الرومي لكُلّ المشرّدون في منطقةِ المهمّةَ.
    Biraz zorluk çıkarmak istiyorlar. Open Subtitles نحن يُمْكِنُ أَنْ نُعالجَه. يُريدونَ اللِعْب في العراء.
    Beni değil anahtarı istiyorlar. Open Subtitles هم لا يُريدونَني. يُريدونَ المفتاحَ إلى القاعدةِ
    Bütün istedikleri eve, ailelerinin yanına gitmek. Open Subtitles كُلّهم يُريدونَ أَالعودة الى بيوتهم و إلى عوائلِهم
    Şey, bence onlar bunu duymak istemiyorlar. Open Subtitles حَسناً، هم لا يَبْدون يُريدونَ أَنْ يَسْمعوا ذلك.
    Kendi kendime şöyle dedim, bu adamlar profesyonel, inanmışlar, iş başındalar, birşey istiyorlar. Open Subtitles أَقُولُ لنفسي هؤلاء الرجالِ محترفون هم متحفزون هم حريصون أي أنهم يُريدونَ شيئاً ما
    Onlar her şeyi yok etmek istiyorlar. Erkek ve kadınlar arasında iyi ne varsa. Open Subtitles يُريدونَ تَحْطيم كُلّ شيءِ ذلك جيدونُ بين الرجالِ والنِساءِ.
    Sizin hazinenizi istiyorlar! Bunu kabul mü edeceksiniz? Open Subtitles يُريدونَ كنزَكَم هَلْ تَتْركُوهم يَأْخذُوه؟
    İnsanlar iki katlı evlerde yaşamak istiyorlar. Open Subtitles الناس يُريدونَ العَيْش في البيوتِ ذات الطابقينِ.
    Mikro-dalga yemekleri ve renkli televizyon istiyorlar. Open Subtitles يُريدونَ وجباتَ عشاء المايكرويفِ وتلفزيون ملونِ.
    Sadece küçük canavarları öldürmek istiyorlar. Open Subtitles إنهم فقط يُريدونَ قَتل الوحوشِ الصِغارِ.
    Akıllı olmalısın kardeşim... çünkü seni de istiyorlar. Open Subtitles عليكَ أن تَصحى، يا أخي لأنَهُم يُريدونَ النَيلَ مِنكَ أيضاً
    - Yavaşlıyor. Pekala, bakalım ışıkları kapatmak istiyorlar mı. Teşekkürler. Open Subtitles حَسَناً، يَرى إذا يُريدونَ لغَلْق الأضويةِ.
    İlacın denenmesinde deneklere zarar verip vermediğinizi görmek için bir soruşturma başlatmak istiyorlar. Open Subtitles يُريدونَ عقدَ جلسَة استماع لتَحديد فيما لو كانَ هُناكَ سوء مُمارسَة مِن قِبَلِك خلال تجربَة العَقار
    Bu yüzden ona söylemen lazım... baharatçılar ve kaçaklar onun ölmesini istiyorlar. Open Subtitles لِذا عليكَ أن تُخبرهُ أنَ الإسبانيين و الإيطاليين يُريدونَ قتلَه
    Yardım çağırmamızı istiyorlar, çocuklar. Open Subtitles يُريدونَنا أَنْ نَطْلبَ المساعدةِ، رجال. ذلك الذي يُريدونَ.
    Fakat birileri tarafından kapılmak istedikleri sürece saygı işin doğasında vardır. Open Subtitles لكن الإحترامَ في طبيعةِ الأشياءِ، منذ هم جاهز لأول من يريده، يُريدونَ أَنْ يُؤْخَذوا.
    Okşanmak istediklerini söylerler ama esas istedikleri... Open Subtitles .. يقولون أنهم يحبون أن يجرحوا لَكنَّهم يُريدونَ حقاً:
    Parayı vermek istemiyorlar, başarmamızı istemiyorlar. Open Subtitles هم لا يُريدونَ دَفْعنا , هم لا يُريدونَنا أَنْ نَجْعلَه.
    Gücenmeyin bayan... istediklerini aldıklarından emin olun. Open Subtitles لا تردي ذلك يا أمي؟ لكن تأكدي على أن يَحْصلوا على ما يُريدونَ
    İnsanların girmesini istiyorlarsa, neden bu kadar zorlaştırıyorlar? Open Subtitles إذا يُريدونَ الناسَ أَنْ يَذْهبوا إليه , لماذا يَجْعلونَه قاسي جداً؟
    Bu tip yerler elmas işi yaparlar. Elmaslarının çalınmasını istemezler. Open Subtitles في أماكنِ كتلك، هم يَتعاملونَ مع الماسِ وهم لا يُريدونَ أن يسرق ماسَهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more