"çözer" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيحل
        
    • تحل
        
    • فك
        
    • بحل
        
    • ستحل
        
    • بفك
        
    • فككت
        
    • لحل
        
    • حللتما
        
    • لن يحل
        
    • ذلك يحل
        
    - Her hafta bir sorunu çözer. - Silahsız Sadece elleri ile. Open Subtitles سيحل مشكلة جديدة كل إسبوع - وبدون سلاح فقط بيديه الخاليتين -
    - Her hafta bir sorunu çözer. - Silahsız, sadece elleri ile. Open Subtitles سيحل مشكلة جديدة كل إسبوع - وبدون سلاح فقط بيديه الخاليتين -
    Nadir toprak rafinerisi bu krizi kesin olarak çözer. Open Subtitles مصفاة أرضية نادرة تحل هذه الأزمة بشكل دائم
    İnsansız füze atışları için görüntüleri çözer, hedefleri seçer ve haritalarsın. Open Subtitles فك رموز صور الأقمار الصناعية, و إختيار و تعيين الأهداف لهجمات الطائرات التي بلا طيار
    Bence İrlanda kökenli Amerikalılar Merkezi'nde bir konuşma bu problemi çözer. Open Subtitles أظن بأن خطاباً موجهاً إلى المركز التراثي للأمريكيين من أصول أيرلندية كفيلة بحل المشكلة
    İnsan sorunlarını bir kerede çözer. Open Subtitles و ستحل مشكلتهم مع البشر مرة واحدة و إلى الأبد
    Kolumu da çözer misin? Çok canımı acıtıyor. Open Subtitles هلا قمت بفك ذراعي انه مؤلم حقا
    Roman, ellerimi çözer misin lütfen? Open Subtitles رومان), هلا فككت وثاقي, أرجوك).
    Bu geri zekalılar değil, başka bir ajans sorunumu çözer. Open Subtitles ، ليس لهؤلاء المغفلين و لكن لوكالة أخرى لحل مشكلتي
    Hepimiz birbirimize soralım. Bu, sorunu çözer. Open Subtitles دعونا نسأل بعضنا البعض هذا سيحل هذه المشكلة
    Bu bize birbirimizi anlatır Bu birçok bulmacayı çözer." Open Subtitles فذلك سيفسرنا لبعضنا سيحل الكثير من الألغاز
    9 Autobot'u o mekiğe bindirmek sorunları çözer sanıyorsan-- Open Subtitles و لو ظننت أن وضع تسعة أوتوبوتس سيحل أي مشكله الأمر خرج من يدي
    Zengin olmak sorunlarımı çözer sandım ama tek yaptığı bana önemli olanı unutturmak oldu. Open Subtitles إعتقدت أنه بكوني غني سيحل جميع مشاكلي لكن كل مافعله هو جعلي أنسى ما المهم
    Pek hayalin sayılmaz ama annem hapisteyken yaz için ev sorunumu çözer. Open Subtitles لم يكن هذا ما أتمناه ، لكن مع وجود أمي بالسجن سيحل هذا مشكله تكاليف منزل الصيف
    ama davayı teknoloji değil polisler çözer. Open Subtitles لكنّها لا تحل القضايا، الشرطيون هم من يحلّها
    İnsanlık kendi sorunlarını çözer. Open Subtitles البشرية بمقدورها أن تحل مشاكلها بنفسها
    - Botumu çözer misin? Open Subtitles هل يمكنك فك رباط حذائي؟
    Buradan yürüyüp gideceğim Jack... sen de beni durdurmayacaksın, kelepçelerimi çözer misin? Open Subtitles -سأخرج من هنا يا (جاك)، ولن تمنعني, لذا، فك قيدي
    Aynı türdensiniz. Her şeyle ilgilenen ve problem çözer bir yapınız var. Open Subtitles لأنك تنادين بنفس الاشـياء التي تنادي بها بحل المشـاكل العالقة
    Bu basit bir cinayet; kendini çözer. Open Subtitles حسناً؟ -نعم, اذهبا هذه قضية بسيطة, ستحل نفسها.
    Beni çözer misin, Eduardo? Open Subtitles أتسمح بفك قيدي, إدواردو؟
    Ellerini çözer misin, lütfen. Open Subtitles هلا فككت يداه؟
    Ve tam o anda Amelie fotoğraflardaki yabancının esrarını çözer. Open Subtitles في هذه اللحظة بالضبط وحدها أميلي هي التي اصبح لديها المفتاح لحل لغز هذا الرجل
    Beni çözer misiniz? Open Subtitles هلا حللتما وثاقي؟
    Dinleyin beyler, haşin sözler sorun çözmez, harekete geçmek çözer. Neden işleri değiş tokuş edivermiyorsunuz. Open Subtitles إسمعوا يا رفاق , الكلام القاسي لن يحل الجدال بل الفعل
    Bu da aynı sorunu çözer ama milyonlarca pound harcamak yerine, yüzlerce pound harcamış olursunuz. TED ذلك يحل نفس المشكلة، ولكن بدلاً من أنفاق عدة ملايين جنيه، يمكنك انفاق عدة مئات من الجنيهات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more