| Donna benim için aldı, böylece Çingeneler şehre geldiğinde evde hissetmem için. | Open Subtitles | دونا أهدتني إياه كي أحس أني بالديار حينما يأتي الغجر إلى المدينة |
| Hazreti Meryem, Çingeneler oradan oraya nasıl savruluyor sen biliyorsun. | Open Subtitles | مريم العذراء، تعرفى كيف الغجر تقود بقسوة من البلاد إلى البلاد |
| Pazar yeri soytarıları, sizin ülkenizdeki Çingeneler gibi. | Open Subtitles | مثل الكثير من الغجر في بلدك في الواقع، السير آرثر لقد جلبت هذه الفرقة للترفيه عن ضيوفك |
| Biliyor musun, üçünü de Çingeneler kaçırdı sanmıştım. | Open Subtitles | ينتابني شعور بأنهم قد يكونوا غجر أوغاد ومرتكبي أفعال سيئة |
| Ormanlar çingenelerle doludur ve Çingeneler arasında bir sürü madrabaz bulunur, kılıç yutanlar kırık cam yiyenler ve alev yutanlar. | Open Subtitles | و الغجر مليئين بممارسى الخدع البهلوانية مثل بالعى السيوف و ماضغى الاكواب المكسرة , و أكلى النار |
| Hey Çingeneler! Hepiniz domuzsunuz! | Open Subtitles | أيها الغجر أنتم جميعاً مجموعة من الخنازير |
| Çingeneler burada durmuş, El Diablo da şu yöne gitmiş. | Open Subtitles | حسنا لقد توقف الغجر هنا، و دعوا الديابلو يجرى من هاذ الطريق |
| Ama beyler, Yahudiler, Çingeneler, zencilerden vs. söz ediyorsunuz. | Open Subtitles | لكن يا ساده أنتم تتحدثون عن اليهود و الغجر و الزنوج و غير ذلك |
| - Bu parayı kazandım ben. - Çingeneler para kazanmazlar. | Open Subtitles | لمعلوماتك,لقد كسبت هذا المال الغجر لا يكسبون المال |
| Galip geldiğini düşünebilirsin... ama ben sabırlı bir adamım... ve Çingeneler taş duvarlar arasında pek kalamazlar. | Open Subtitles | هل تظنين انك فقتني حيلة انني رجل صبور و الغجر لا يرتاحون داخل الجدران |
| Çingeneler taştan duvarların arasında pek kalamazlar. | Open Subtitles | الغجر لا يستطيعون العيش داخل الجدران و لكن.. |
| - Bu parayı kazandım ben. - Çingeneler para kazanmazlar. | Open Subtitles | لمعلوماتك,لقد كسبت هذا المال الغجر لا يكسبون المال |
| Galip geldiğini düşünebilirsin... ama ben sabırlı bir adamım... ve Çingeneler taş duvarlar arasında pek kalamazlar. | Open Subtitles | هل تظنين انك فقتني حيلة انني رجل صبور و الغجر لا يرتاحون داخل الجدران |
| Çingeneler taştan duvarların arasında pek kalamazlar. | Open Subtitles | الغجر لا يستطيعون العيش داخل الجدران و لكن.. |
| Çingeneler pazarlık yetenekleri ile ünlüdürler. | Open Subtitles | الغجر مشهورون بمهاراتهم في مفاوضاتِ العملِ |
| - Sanki Angel'dan bahsediyor gibisin. - Lütfen. Çingeneler onu lanetlemiş. | Open Subtitles | من الممكن ان شخص قال هذا على أنجل أرجوك ,لقد تم لعنه من قبل الغجر |
| Kabul etmeliyim ki zekice bir lanet. Çingeneler intikam almakta konusunda yaratıcı bir ustalığa sahiplerdir. | Open Subtitles | أنها لعنة رائعة, أعترف بهذا الغجر لديهم أسلوب رائع في الانتقام |
| Gaby'i bize leylekler ya da Çingeneler getirmiş olsa bile umurunda olmaz onun. | Open Subtitles | إنها لا تهتم سواء أخذنا طفلتنا من طائر لقلق أو من غجر |
| Çok farklı bir şey vardı benim aklımda, ne Çingeneler ne de Frank Churchill. | Open Subtitles | ولكنني وقتها كنت اتحدث عن شيء مختلف تماما ليس عن الغجريين او فرانك تشرشل |
| Bugün kullandığımız mecazi anlamda değil, gerçek anlamıyla cadılar, Çingeneler ve kısmen de Kelt büyüsüyle ilişkilendirilen bir büyü. | TED | وليست مجازية كما نستخدمها اليوم لقد كانت تعويذة سحرية حرفية مرتبطة بالسحرة والغجر وإلى حد ما ، سحر السيلتيك |
| Geç bile kaldık! Çingeneler yapıyor. | Open Subtitles | حان الوقت للغجر ان يثبتوا وجودهم |
| Ne at bulundu ne de Çingeneler. | Open Subtitles | ، لا يُمكن لأحد الإمساك بالغجر ولا الحصان |
| Kilisede yaşam yok. Biz de Çingeneler kadar yoksuluz. | Open Subtitles | .لا حياة في الكنيسة نحن فقراء كالغجر تماما |