Belirsizlik çok kötü bir şeydir. Evrimsel olarak kötüdür. Eğer onun yırtıcı bir hayvan olup olmadığından emin değilseniz, çok geç. | TED | الآن، الشك شيء سيء للغاية. إنه من الناحية التطورية هو أمر سيئ. إذا كنت غير متأكد أن ذلك مفترس، سيكون الأمر متأخرا جدا. |
Kültürümüzde birinin kendi annesini sikmesi, çok kötü bir şeydir. | Open Subtitles | وهذه العبارة في ثقافتنا شيء سيء جداً أن تضاجع والدتك |
Ben çok kötü bir insanım. Ben çok, çok kötü bir insanım. | Open Subtitles | أنا شخص سيئ جدا أنا شخص سيئ جدا جدا |
Evet, efendim. O çok kötü bir adam. | Open Subtitles | نعم سيدى انه رجل شرير جداً بالفعل |
Seneler evvel, çok kötü bir günün ardından eve geldim. | Open Subtitles | 28عاما من قبل, رجعت إلى البيت بعد يوم سيء جدا. |
sebebi çok iyi veya çok kötü bir şey oluyor. | Open Subtitles | إذا نَحتاجُ سريةً هو أمّا جيد جداً أَو سيئ جداً. |
Hayır, bu bir iyi biri değil. Kötü biri , çok kötü bir. | Open Subtitles | لا ، هذا ليس جيداً هذا نقاش سيء ، سيء للغاية |
Ki o çok kötü bir poker oyuncusudur ve bana 138$ borcu var. | Open Subtitles | وهو لاعب بوكر سيء للغاية ويدين لي ب 138 دولار |
Pıhtı çok kötü bir işaret. | Open Subtitles | الجلطة مؤشر سيء للغاية نريدك فعلاً أن تخبرنا أين كان |
Eğer bu krater oluşurken Mars'ta olsaydınız, gerçekten çok, çok kötü bir gün geçirirdiniz. | TED | إن صدف أنك على الكوكب عند إرتطام المذنب فأنه يومٍ سيء جداً على كوكب المريخ |
Bu arada, sen kötü bir insan değilsin... ama bu çok kötü bir davranış. | Open Subtitles | بالمناسبة: أنت لست ولد سيء, و لكنه تصرف سيء جداً |
Ben çok kötü bir insanim. Ben çok, çok kötü bir insanim. | Open Subtitles | أنا شخص سيئ جدا أنا شخص سيئ جدا جدا |
Sen çok kötü bir süper ajansın. | Open Subtitles | أنت كنت سيئ جدا يا اعظم عميل سري |
Kimliğim hakkında yalan söyledim çünkü çok uzun zamandır çok kötü bir adamdan kaçıyordum. | Open Subtitles | كذبت بشأن هويتي... لأنني أهرب من رجل شرير جداً منذ زمن طويل جداً |
çok kötü bir adam Jaime ve bu iş seni aşar | Open Subtitles | انه رجل سيء جدا يا جيمي وانت تتجاوزين كثيرا يا جيمي |
Bir keresinde çok kötü bir mahallede arabamın lastiği patlamıştı. | Open Subtitles | أتذكر ماحصل لي مرة, ثُقب إطاري في حي سيئ جداً |
Ve o zaman Britney Aguilera şarkısı çaldığında - "the one about you're beautiful even if you're ugly and gay" - ve bende kim bu kahrolası şarkı çalınca benimle dans edecek o zaman benim için çok kötü bir gün olmicakmı? | Open Subtitles | ومن بعدها اتت اغنية برتني اغيليرا التتي تتكلم عن انت جميل حتى لو كنت بشع او شاذ ومن ثم تساءلت من سوف يشغل لي هذه |
Bana ispat ettiniz ki, aşırı-şiddet ve öldürmek kötü bir şey, çok kötü bir şey! | Open Subtitles | لقد أقتنعت أن العنف المفرط والقتل خطأ خطأ، خطأ فظيع خطأ شنيع |
İnsan doğası işte ve ayrıca çok kötü bir fikir. | Open Subtitles | إنها الطبيعة الإنسانية. و أيضاً فكرة سيئة حقاً. |
Ve çoğu kadın dergisinin az önce yaptığımın çok kötü bir fikir olduğunu söyleyeceğinden eminim. | Open Subtitles | أنا متأكده من ان معظم مجلات النساء قد يقولون ان ما فعلته للتو كان فكره سيئه جداً |
Yeni partnerini becerdiğin için çok kötü bir çocuksun sen. | Open Subtitles | لقد كنت صبيا سيئ للغاية. انكح شريكك الجديد. |
En son görüşmemizde bana söylediklerinden sonra, bence çok kötü bir fikir. | Open Subtitles | أعتقد أن ذالك سيكون فكرةً مروعة بالنظر إلى الأشياء المريعة التي قالتها لي في آخر مرة تحدثنا فيها |
Japonya'nın Hiroşima kentinde olmuş çok kötü bir olaydan bahsetti ve bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. | Open Subtitles | ابلغتنا انه حصل شيئ فضيع .في مدينة هيروشيما في اليابان و طلبت منا ان نقف دقيقة صمتاً. |
Bak... Seni çok kötü bir hata yapmaktan kurtarmaya çalışıyorum, Mike. | Open Subtitles | أسمع, أنا أحاول أن أوقفك (لكي لا ترتكب خطأ فادح (مايك |
Yemek servisi aracını kullanmam gerek. çok kötü bir zamanlama. | Open Subtitles | عليّ أن أقود سيارة نقل طعام هذا توقيت سئ للغاية |