aynı zamanda dünyaya farklı bir şekilde adapte olmanızı sağlayan beyninizdeki öğrenme merkezlerini harekete geçiriyor. Bulgularımıza göre daha pozitif olabilmek için beyninizi | TED | بل تنعكس على جميع مراكز التعلم في عقلك نمكنك من التكيف مع العالم بصورة مختلفة وجدنا أن هناك طرق يمكنك بها تدريب عقلك |
Normal öğrencilerin olağanüstü becerileri olduğunun farkındalar ve öğrenme imkanlarını kişiselleştiriyorlar. | TED | أدركوا بأن الطلاب العاديين يملكون مواهب استثنائيةـ فقاموا بتعديل فرص التعلم. |
ADHD'de genel kanı hiperaktivitenin öğrenme güçlüğüne sebep olduğu yönündedir. | TED | الفرضية الغالبة أن فرط الحركة مسبب لتشتت الإنتباه وصعوبة التعلم |
Sizler de Kendini Örgütleyen öğrenme Ortam'ları oluşturabilirsiniz. evde, okulda, okul dışında, kulüplerde. | TED | يمكنكم صناعة بيئة للتعلم الذاتي في البيت، في المدرسة، خارج المدرسة، في النوادي. |
Bu, negatif uyarının öğrenme sürecine etkisini ölçen bir deney. | Open Subtitles | هذه تجربة تفحص كيف أنّ التعزيز السلبي يؤثر على التعلّم. |
Bana ismimi öğrenme zahmetine girmediğiniz için bir özür borçlusunuz, Sayın Başkan. | Open Subtitles | انت تدين لي باعتذار لانك لم تتجشم العناء لتعلم اسمي سيدي الرئيس |
Tüm dersler için entegre öğrenme ile denge kurduk. Denge çok önemli. | TED | لكننا نوازنها بتكامل مع مناهج التعليم عبر كل المواد، والتوازن هو المفتاح. |
Bu sürecin nasıl işlediğini anlamak için, psikopatları bıraktım ve Oxford'da öğrenme ve gelişim konusunda uzman bir laboratuvara katıldım. | TED | ومن أجل فهم كيف تسير هذه العملية، تركت المرضى النفسيين وذهبت للانضمام إلى مختبر في أوكسفورد متخصص في التعلم والتطور. |
Düşünün ki derin öğrenme yaklaşımını kullanarak verimliliklerini artırmaya yardım edebilsek? | TED | تخيل إذا أستطعنا المساعدة في تحسين كفائتهم بإستخدام أساليب التعلم العميق |
Psikologlara göre öğrenme, davranışta meydana gelen deneyime bağlı uzun süreli değişimdir. | TED | يعتبر علماء النفس التعلم تغييراً طويل المدى في السلوك ومبني على الخبرة. |
Vardıkları sonuç, geleneksel öğretim yöntemleri yerine sanal laboratuvarlar kullanıldığında, öğrenme verimliliğinde şaşırtıcı olarak %76 daha fazla artma olduğuydu. | TED | و ما وجدوه كان مدهشاَ 76 في المئة زيادة في فعالية التعلم عند استخدام المختبرات الافتراضية على طرق التدريس التقليدية. |
Makine öğrenme yüz tanımada kullanılır ama bilgisayar görüş alanının ötesine de uzanıyor. | TED | التعلم الآلي يستخدم في التعرف على الوجه، لكنه أيضا يتجاوز حدود رؤية الحاسوب. |
Uymanız gereken üçüncü ilke de öğrenme şeklinizde bir sistem yaratmak. | TED | المبدأ الثالث الذي عليك اتباعه أن تملك برنامجًا خاصًا بعملية التعلم. |
Ve ben öyle sanıyorum ki sahada öğrenme biz denedikçe orada olacak. | TED | ونحن نفترض أن التعلم أثناء العمل سيكون موجود من أجلنا ونحن نحاول. |
Bugün sizle burada konuşurken, Kenya Hapishane Servisi kapsamında 63 tutuklu ve personel uzaktan öğrenme ile Londra Üniversitesi'nde hukuk okuyorlar. | TED | وبينما أتحدث إليكم اليوم، هناك 63 سجين وموظف في دائرة السجون الكينية يدرسون القانون في جامعة لندن عبر التعلم عن بعد. |
Seymour'un 1970'lerde gösterdiği gibi sinekler, muhabbet kuşları gibi öğrenme yeteneğine sahiptir. | TED | كما أظهر ذلك سيمور في السبعينات الميلادية الذباب ، تماما كالطيور المغردة قابل للتعلم |
Ödüle dayalı öğrenme süreci, pozitif ve negatif teşvik olarak adlandırılır ve şu şekilde devam eder. | TED | عملية التعلّم هذه المبنية على المكافأة وتُسمى التعزيز الإيجابي والسلبي، وتبدأ أساساً بما يشبه هذا. |
Bu sebeple güvenli olarak blirlediğimiz bölgenin sınırları daraldıkça, çocuklarımızın içinde yaşadığı dünyayla nasıl ilişki kuracağını öğrenme fırsatını yok ediyoruz. | TED | لذا وبقدر تناقص ما نعتبره منطقة أمان نحن نحرم أطفالنا من فرص قيمة لتعلم كيفية التفاعل مع العالم المحيط بهم |
Bu, hayatım boyunca süren rahatsız edici öğrenme serüveninin sadece bir diğer aşamasıydı. | TED | لكن هذا كان تطورًا إضافيًّا لرحلتي من التعليم غير المريح عبر حياتي. |
Hâlâ hücumu öğrenme aşamasındasın, yeni pozisyonundan söz etmiyorum bile. | Open Subtitles | وانت مازلت تتعلم العابنا الهجومية بدون النظر اللى مكانك الجديد |
Uçmaya başladığınıza göre, artık biraz da taktik öğrenme vakti. | Open Subtitles | الآن, و بعدما تعلمتم الطيران حان وقت تعلم بعض التكتيكات |
bırak onu.bu ailenin kurallarını öğrenme vakti geldi. | Open Subtitles | دعيها , حان الوقت لتتعلم عادات هذه العائلة |
Öbür gece sana ne olduğunu öğrenme şansımızın olup olmadığını bilmek istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون معرفة إذ لدينا أى فرصة لنعرف ما حدث لك الليله الماضيه. |
Aang, Ateş Lordu Sozin'le olan geçmişimi öğrenme zamanın geldi. | Open Subtitles | آنـج لقد حان الوقت لتعرف تاريخي مع ملك النار سوزن |
Sark'ın benim çift taraflı ajan olduğumu öğrenme riski vardı. | Open Subtitles | لأنك لم ترد مخاطرة سارك إكتشاف بإنّني كنت عميل مزدوج. |
"öğrenme arazisi" adlı bu eğitim amaçlı oyun sahası sistemi, öğretmenlerin de birlikte üretmesine imkan tanıyor. | TED | و هذا أيضا يعني التساند مع بعض المعلمين في خلق هذا النظام التعليمي المرح الذي يدعى المساحة التعليمية. |
İnsanlar gerçekten bu yöntemle bir dil öğrenebilirler. Ve neredeyse en iyi dil öğrenme yazılımında olduğu kadar iyi öğreniyorlar. | TED | الناس يستطيعون حقاً تعلم لغة بإستخدامه ويتعلمونها بكفاءة تضاهي افضل برامج تعليم اللغة |
Ve yaptığımız şey onu otantik öğrenme deneyimleriyle kişiye özel-temelli öğrenmeyle ortak etmek oldu. | TED | وما نفعله هو إشراكه في تجارب علمية موثقة، على أساس تعليمي خاص. |
Benim insanlarımın ileride gerçekleri öğrenme şanslarının olduğunu hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن شعبي سيكون لديه الفرصة ليعرف الحقيقة |