"ödülün" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجائزة
        
    • جائزتك
        
    • مكافأتك
        
    • المكافأة
        
    • الجائزه
        
    • مكافأة
        
    • الجوائز
        
    • جائزتكِ
        
    • للجائزة
        
    • غنيمتك
        
    • جوائزة
        
    Açıkçası, daha bu sabah, bu ödülün varlığından bile haberim yoktu. Open Subtitles لقد أخبرتكم، هذا الصباح.. بأنني لا أعرف بوجود هذه الجائزة حتى.
    Bu gözümüzü ödülün üstünde tutmanın ve dikkatimizi dağıtmamanın en iyi yolu. Open Subtitles أفضل طريقة لفعل ذلك هو أن نبقي عيوننا على الجائزة ولا نشتت
    Bu da ödülün. Yerel oyuncak dükkanımdaki en son yenilik. Open Subtitles و الآن، إليك جائزتك أجدد شيء في متجر ألعابي المحلّيّ
    Kendini yürüyüşe çıkacak kadar iyi hissedersen ödülün seni bekliyor olacak. Open Subtitles ,لذا اذا شعرتى انكى قادره على المشى جائزتك ستكون فى انتظارك
    "ödülün için endişelemene gerek yok. Eğer tek sevdiğin şey para ise," Open Subtitles ينبغى ان لا تقلق على مكافأتك اذا كان المال هو ما تحب,
    Prensesi kendin yakalayıp bütün ödülün üzerine konmayı düşünüyorsun! Open Subtitles تريد أسر الأميرة بمفردك حتى تحصل على المكافأة بأكملها
    Telgrafın geç geldiğini ama ödülün ellerine ulaştığını söyledi. Open Subtitles قال إن البرقية تأخرت وأن الجائزة كانت هناك
    ödülün filmin müziklerine verildiğini söyleyerek kurtuldu. Open Subtitles خرجمنهابقوله.. أن الجائزة منحت لموسيقى الفيلم
    Singleton zayıf ve güvenilmezdir, ama ödülün kıymetini bilir o. Open Subtitles سينجليتونع ضعيف وهو عديم الثقة، لكنّه يعرف قيمة الجائزة.
    Büyük ödülün bir tank olduğunun doğru olmadığını söylediler. Open Subtitles قالوا بأن هذا ليس حقيقيا ولا توجد الجائزة الأولى .. الدبابة
    Korkarım bu ödülün sende kalmasına daha fazla müsaade edemeyeceğiz. Open Subtitles للأسف لا مجال أن نسمح لك بالاحتفاظ بهذه الجائزة.
    İşte ödülün, Frank. Narkotiğe tayin oldun. Güney Brooklyn'de. Open Subtitles هذه جائزتك أن تنتقل إلى قسم مكافحة المخدرات في بروكلين الجنوبية
    ödülün, hızlı ve acısız bir göçüş olacak. Open Subtitles و جائزتك ستكون نهاية سريعة بلا ألم ,لحد ما ,لحياتك
    ödülün hayatın olacak, ama... Open Subtitles جائزتك ستكون حياتك انها ليست ثمينة لكنها ليست سيئة
    Sen, sen onun gardiyanı olacaksın. Bu, senin ödülün. Open Subtitles أنت، أنت سَتَكُونُ حارس سجنه هذه هى مكافأتك
    Karma benim, senin ödülün olmamı istememiş olabilir, ama yine de sana bir ödül vermek istemiş. Open Subtitles ربما لم تُرد العاقبة أن أكون مكافأتك لكنها لا تزال تريدك أن تحصل على واحدة
    ödülün lafını kimseye etme. Başkasının eline geçsin istemem. Open Subtitles لا تخبر أحداً بشأن المكافأة لست بحاجة لأحد آخر ليزاحمني عليها
    Söylediğin gibi, iz... izin ve ödülün yarısı karşılığı, seni ele vereceğim. Open Subtitles كما إقترحت. للـ.. للترخيص و النصف من الجائزه..
    Ama sen temiz olduğunu bileceksin. Bu senin ödülün değil midir? Open Subtitles لكنك ستعرفين انه نظيف اليست هذه مكافأة النفس؟
    Hayır. ödülün bir önemi yok, tamam mı? Open Subtitles لا. الجوائز لا تعنى أى شىء, حسناً؟
    Senin ödülün ise, cezalandırılmamak. Open Subtitles جائزتكِ هي أنه لن يتم معاقبتكِ
    Belki de, Bayan Audrey, müşterinin kazanabilmesi için ödülün verileceği gün herhangi bir şey satın alması gerekir. Open Subtitles ربما أنسة أوردي من أجل الظفر بالفستان هذه السيدة يجب أن تشتري سلعة في نفس اليوم المعلن للجائزة
    ödülün plakalarına tam uyuyor. Yasal pazarda şu an 250 milyon $ ediyorlar. Open Subtitles اذا حسبنا اجمالي جوائزة بسعر السوق يكون سعرهم 250 مليون دولار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more