"ödemiyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يدفع
        
    • تدفع
        
    • لايدفع
        
    • لا يدفعون
        
    • يَدْفعَ
        
    - Sahip, onlar için para ödemiyor. - O zaman ben öderim. Open Subtitles حسناً، المالك لن يدفع لهم إذاً، أنا سأفعل
    Buradaki 3 kişiden sadece bir tanesi burasının sahibi. Ve şu anda kimse kira ödemiyor. Open Subtitles مشكلتي هي, من بيننا الثلاثة هنا, فقط واحد منّا يملك هذا المكان, و حالياً لا أحد منّا يدفع الإيجار.
    Varsayalım birinin tanıdığım birine borcu var ve ödemiyor. Open Subtitles فلنقل أن أحدى ما يدين لي ببعض المال لحد ما وهو لا يدفع
    Yiyeceğe para ödemiyor, kontrol noktalarına izinsiz giriyor, ...falan filan. Open Subtitles لا تدفع ثمن الطعام, تتدخل في التحقيق القتل, و هكذا.
    Ve fiyatı uygun ki bu da önemli. Bale şirketleri size servet ödemiyor. Open Subtitles وأسعاره مقبولة، وهذا أيضاً أمر أساسي، ففرق رقص الباليه لا تدفع أجوراً باهظة.
    Ve şimdi ödeme zamanı, ama kimse yeterince ödemiyor ve yeterince para yok. Open Subtitles أعتقدت والان دفعة الرهن أتت ولاأحد يدفع بما فيه الكفاية وليس هناك مال كافي
    Monica işten çıktı. İpoteğimiz var. Sigorta da bir şey ödemiyor. Open Subtitles لقد سرحوا مونيكا من العمل, و لدينا رهن المنزل, و التأمين لا يدفع شيئاً
    Telefonunu uçurdum resmen; ama paramı ödemiyor. Open Subtitles لقد أضفت كل التحسينات إلى هاتف ذلك الفتى والآن لن يدفع الأجر
    Beyan falan etmiyor, vergisini de ödemiyor. Open Subtitles إنه لم يفصح عن هذا ولم يدفع الضرائب أو ما شابة.
    Bu nasıl bir adiliktir ki seks yapıp parasını ödemiyor? Open Subtitles وأي منحــط هـذا، يمارس الجنس ولا يدفع ثمنــه؟
    Peter burayı sevdiğini biliyorum ama etrafta bisikletle dolaşman faturaları ödemiyor. Open Subtitles بيتر أعرف أنك تحب المكان هنا. و لكن ركوبك لدراجتك حول المدينة. لن يدفع فواتيرنا.
    Ask tahvilleri ödemiyor, degil mi? Open Subtitles حسناً, الحب لا يدفع ثمن الفواتير, أيفعل؟
    İkimiz de biliyoruz ki yalnızlık faturaları ödemiyor. Open Subtitles كلانا يعرف أن هذا العمل لوحده لن يدفع الفواتير.
    Ama dua etmek kirayı ödemiyor. Gaz deposunu doldurmuyor. Tanrı bu kasayı kendi doldurmuyor. Open Subtitles الصلاة لا تدفع الإيجار والصلاة لا تملأ الغاز. أنا؟
    Deniz kuvvetleri ameliyat paranızı ödemiyor mu? Open Subtitles أليس من المفترض أن تدفع البحرية تكاليف العملية؟
    Hey, sen. Devlet sana saatte 5doları ayakta bekleyesin diye ödemiyor. Open Subtitles أنت يا هذا ، الحكومة لا تدفع لك 5سنت في الساعة لتبقى ساكناً
    Adama danışmanlık yapsın diye iyi para ödemiyor musun? Open Subtitles أن تدفع له المال ليقدّم المشورة ، صحيح ؟
    Sigorta şirketi intihar olunca para ödemiyor. Open Subtitles لا,ان شركة التأمين لا تدفع فى حالة الانتحار
    Telefonunu kullandım çünkü artık Eureka telefon faturalarımı ödemiyor. Open Subtitles إستعملت هاتفك لأن يوريكا لا تدفع ثمن اتصالاتي
    Wulfric'in hakkı olan arazide çalışıyoruz ama Perkins bize yemek dışında bir şey ödemiyor. Open Subtitles نحننعملفي الأرضالتيهيمن حق والفريك, لكن بيركن لايدفع لنا شيء سوى الطعام
    Şehir bunu ödemiyor değil mi? Open Subtitles في المدينة لا يدفعون مقابل هذا،إليس كذلك؟
    Ev kredisi kendi kendini ödemiyor. Open Subtitles الرهن لَنْ يَدْفعَ ثمن نفسه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more