Hitler öldürme konusunda aşırıya gitmiş olabilir fakat doğru yoldaydı. | Open Subtitles | ربما تمادى هتلر فى القتل ولكنه كان على المسار الصحيح |
Sahiplenme tutkun uyandı yalnızca. Ve bu da öldürme isteğini uyandırır. | Open Subtitles | هذا يوقظ شهوة رغبة التملك وهذا يؤدي الى ايقاظ رغبة القتل |
Beni öldürme. Yaşamak için anılarınızın bir bölümü olmak zorundaydım. | Open Subtitles | لا تقتلني ، اضطررت لأكون جزءاً من ذكرياتكم حتى أعيش |
Lütfen beni öldürme, lütfen. | Open Subtitles | إنني في الثلاثين من العمر فحسب لا تقتلني.. |
Ne zaman bunun öldürme veya öldürülme olayı olduğunu öğreneceksin? | Open Subtitles | ويلاه، متى ستتعلم إنه قانون إما تقتل أو تقتل ؟ |
Eğer onu ilk atışta vuramazsan, öldürme sırası ona geçermiş. | Open Subtitles | , اذا لم تقتله من الطلقه الاولى سينقلب عليك ويقتلك |
Ona bir olayda yardım ediyorum. Olmaz. öldürme izninin süresi doldu. | Open Subtitles | لا، ترخيصك للقتل قد إنتهى أيها الشاب تعال وكل بعض البيض |
Tarım Bakanlığı görevlisi davarıma zarar verecek her şeyi öldürme izni verdi bana. | Open Subtitles | ميوجيل: أعطى رجل بي إل إم رخصة لقتل أي شئ خطر إلى ماشيتي. |
Şunu biliyorum, insanlığın çöküşünün sebeplerinden biri... size özgü olan, diğerlerini öldürme davranışıdır. | Open Subtitles | أنا أعرف أحد أسباب سقوط البشر الحقيقيون كانت عادتهم غريبة بقتل بعضهم البعض |
öldürme, yağma etme ve F.B.I müdürünün vekilini yakmak dışında. | Open Subtitles | باستثناء القتل, والتنكيل, والحرق للمدير المفوض من الإف بي آي |
Artan sıklıkla onun öldürme isteğini kontrol altına almaya çalışıyordum | Open Subtitles | بشكل متزايد, كلما حاولت قمعه كلما زادت رغبته في القتل |
Demek ki öldürme işi ekonomik gerilemeden etkilenmeyen bir meslek. | Open Subtitles | إنها بخير. على ما يبدو أن القتل هذه الفترة قليل |
Ya da bir silah tüccarını dondurma eşliğinde öldürme eğiliminiz? | Open Subtitles | أو القضاء على تاجر سلاح هوايته القتل والأيس كريم ؟ |
Hayır! Beni öldürme! Şapkanın içindeki kameranın içinde kaset olduğunu bilmiyordum! | Open Subtitles | لا ، لا تقتلني ، لم أعلم أن هناك شريط بكميرا القبعة |
- öldürme beni. - Seni öldürmeyeceğim, babalık. | Open Subtitles | . ـ لا تقتلني . ـ أنا لن أقتلك أيها الرجل الكبير |
Beni öldürme sözün mü yoksa iki bacağımı da kırdırtacağın sözü mü? | Open Subtitles | هل كان ذلك الوعد هو أن تقتلني ام هو ذلك الوعد بأن تكسر قدميّ |
Psikopatlığın, zihinsel rahatsızlığın, öldürme arzun, narsisliğin tarafından gölgede kalıyor. | Open Subtitles | حالتكَ النفسية ومرضكَ العقلي، عليك أن تقتل كل الشرور بأنانيتكَ. |
Seninle geleceğim. Lütfen onu öldürme. Her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | أرجوك لا تقتله أوه، يا إلهى أنا سأفعل أي شيء |
Bunlar insanda birini öldürme isteği doğurmazsa, ne doğurur bilemiyorum. | Open Subtitles | إن لم يدفع هذا شخص للقتل فلا أعرف إلام يدفع |
Hastanedeki tüm insanları öldürme emrini veren hükümet mi bu? | Open Subtitles | نفس الحكومة التي امرتك لقتل الناس في تلك المستشفي ؟ |
Birisi yakalanırsa diğeri konuşmasını engellemek için onu öldürme emri alırdı. | Open Subtitles | و في حالة الإعتقال، كانت أوامرهم بقتل الرفيق لمنعه من الكلام. |
Söylemek istediğim, eğer katil sensen lütfen beni öldürme. | Open Subtitles | أنا أود أن أقول ..إذا كنتأنت القاتل. فقط، تعرفين فقط لربّما لا تقتليني |
- Beni öldürme. | Open Subtitles | ـ لا تقتلنى ـ أنا لن أقتلك ايها الرجل الكبير |
öldürme yetkisi var ve bunu bir çok kez kullanmış. | Open Subtitles | مُصرح له بالقتل وقد قام بذلك فى العديد من المرات |
Bu nadir zevkimi öldürme. | Open Subtitles | لا تقتلي واحدة من الملذات القليلة في حياتي |
Gözünü üstünden ayırma. Gerek olmadıkça öldürme. | Open Subtitles | راقبها، لا تقتلها الا اذا وجب عليك |
Senin öldüğünü söylediğimde, "lütfen onu öldürme" dedi. | Open Subtitles | : عندما أخبرتها أنك كنت ميت , قالت " أرجوكِ لا تقتليه " |
Tamam, Almanca da nasıl denir "Lütfen bizi öldürme" diye? | Open Subtitles | اوكي، و الالماني لاي غرض من فضلك لا تقتلنا ؟ |
Lütfen Marsilya polis memurunu öldürme suçundan aranan Amerikan vatandaşı... | Open Subtitles | رجاءًا مواطن أمريكي مطلوب القبض عليه لقتله لضابط شرطة فرنسي |