Çok uzun yıllar önce kimin savaşı kazanıp kaybettiğinin önemi yok. | Open Subtitles | لا يهمّ من خسر الحرب أو انتصر فيها منذ سنوات كثيرة |
Nasıl geldiğinin bir önemi yok; o ölmedi ve burası da bitmiş değil. | Open Subtitles | لا يهمّ ما يشعرك به الوضع، إنّه ليس ميّتًا، وهذا المكان لم ينتهِ. |
Bir önemi yok, biliyorum ama öleceksek, ortak olarak ölmek istiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه لايهم لكن إذا كنا سنموت أفضل أن نكون كشركاء |
Ama görselleştirme açık olduğu sürece bunun bir önemi yok. | Open Subtitles | لكن لايهم إن كان حقيقي مادام بإمكاني تخليه بشكل واضح |
Şimdi bunların önemi yok efendim. Lütfen, gücünüzü askeri mahkemeye saklayın. | Open Subtitles | هذا غير مهم الآن، سيدي رجاءاً حافظ على قوتك لمحاكمتك العسكرية |
Ama bunun önemi yok. Size göre burada bir işim yok. | Open Subtitles | لكن هذا ليس مهماً أتوقع أنكِ تظنين أن لا مكان لى هنا |
Bunun bir önemi yok. Önemli olan buraya gelmiş olmanız. | Open Subtitles | هذا لا يهمني ، ما يهمني أنكم اتيتم إلى هنا |
Hayır, hayır, ikiniz de. Ama sizin hatalarınızın önemi yok. | Open Subtitles | لا لا, كلا منكما و لكن خطأك لا يعني شيئا |
Hak ettik. Hem önemi yok, elimizden bir şey gelmez. | Open Subtitles | نستحقّ ذلك، لكنّ هذا لا يهمّ فما مِنْ حلّ بديل |
Baş parmağa parmak ya da organ... ne derseniz deyin... bu tartışmada bunun hiçbir önemi yok. | Open Subtitles | وسواء سميت ذلك إبهام إصبع أورقم لأجل هذه المناقشة هو لا يهمّ حقا |
Lafın aslının ne olduğunun önemi yok, Gethin. | Open Subtitles | حسنا، هو لا يهمّ الذي القول الفعلي، جاتين. |
Kim? Sen mi? önemi yok. | Open Subtitles | لايهم, انت ستحصل على اموالك حتى اخر قرش. |
önemi yok. İnterpol'de de pek çok dostum var. | Open Subtitles | لايهم , عندي الكثير من أصدقاء في الشرطة الدولية أيضاً.. |
önemi yok. Av ya da avcı olmak hırsızlığın doğasında var. | Open Subtitles | لايهم , المطاردة تعتبر طبيعية بالنسبة لي |
Korsan olmak istiyorsam yaşımın bir önemi yok, ha? | Open Subtitles | إذا أردت أن أكون قرصاناً , فإن عمري غير مهم هه ؟ |
Fakat işverenleri hakkında varacağınız ahlaki yargıların önemi yok, | Open Subtitles | لكن ليس مهماً أن يكون القرار أخلاقي كيف تجعل أرباب عمله |
- Beyaz Saray için çalışıyorum. - önemi yok, bayım. | Open Subtitles | لا يهمني من أنت يا سيدي هذا الحفل للبدل السوداء |
Hayatım... bir toprak parçasının bizim için bir önemi yok ki. | Open Subtitles | يا عزيزي، قطعة واحدة من الأرض لا يعني شيئا بالنسبة لنا. |
Çünkü kim olduğun ya da hangi aileden geldiğinin bir önemi yok, babalar ve oğullar göz göze gelemiyorlar. | Open Subtitles | لأنني اكتشفت أنه بغض النظر عن حقيقة المرء أو نوع العائلة التي ينحدر منها فالآباء والأبناء نادراً ما يتفقون |
Ancak bunun bir önemi yok– hatırlayın, sorgulayıcının vardığı sonuç yalanlara dayanıyordu. | TED | ولكن هذا لا يهم تذكر، استنتاجه مبني على أكاذيب. |
Hedefin detaylarının burada bir önemi yok, ama önemi olan şey hedefin kesin olması. | TED | الآن تفاصيل الهدف لا تهم هنا، لكن ما يهم هو مدى دقة الهدف. |
Ama bunun bir önemi yok. Herkesin hüzünlü bir hikâyesi vardır. | Open Subtitles | هذا ليس مهم حقاً كل شخص منا لديه قصة حزينة |
Benim için önemi yok. Sadece saygı meselesi. | Open Subtitles | لا يُهم الأمر، بالنسبة لي مايهم هو الإحترام |
Zaten bu yarışmanın önemi yok! | Open Subtitles | هذه المسابقة لا تعني تغوط لي على أية حال |
Teegarden mi? Ilario mu? Kimin söylediğinin önemi yok. | Open Subtitles | ليس المهم من أخبرني بذلك أخبرني أنت |
Eğer yapabileceğinizin en iyisini yaptıysanız, skorun bir önemi yok. | TED | فإن كنت قد فعلت ما باستطاعتك، فالنتيجة ليست مهمة. |
Benim veya senin istediklerinin önemi yok. | Open Subtitles | ما أريده أنا أو ما تريده أنت لا أهمية له. |