"özlem" - Translation from Turkish to Arabic

• الحنين
• الشوق
• يتوق
• شوق
• حنين
• أشتاق
• الأشتياق
• تشتاق
• بالحنين
• إشتياق

Ben sadece huzurlu bir özlem... yerine getirilmiş bir tutku,
لا شيء بها إلا الحنين أنتِ رغبتي التي لم تتحقق

Bir zamalar bir kişi özlem için tamamıyla en yarasız insan hissi dedi -- dolayısıyla bende bunu ciddi bir mesele olarak düşündüm.
قال أحدهم ذات مرة أن الحنين هو تماما أكثر العواطف الإنسانية بلا فائدة لذلك أعتقد أن هذه حالة للعب مهم

Ama üzüntü ve özlem hala devam ediyor bu yüzden kararımı verdim.
لكن الشوق والحزن مستمر ثم اخيرا اتخذت قرار

Geride bırakılana özlem duyarak ileriyi düşlemek.
الشوق كل الشوق للأمور التي تركناها خلفنا احلامنا القادمة

Yani Tanrı bizim kutsal insanlar olmamız için özlem duyduğunda tam olarak uzak bir mesafede olduğu anlamına gelir.
لذلك عندما يخبــــرنا الرب أنّه يتوق لأنْ نكون أُناس مُقدّسين، ما يعني حرفياً هو على بعد مسافة.

"özlem ve korku, genç ve güzel bedeninde savaşıyordu."
شوق وخوف سارا بجسدها الجميل الغض

Yoksa ben asla var olmayan bir zaman için geçmişe özlem mi duyuyorum?
أو هل أنا مجرد حنين لفترة لم يكن موجودا؟

İri bir parça için özlem duyarım Bir dilim veya bir parça veya bir külçe için
أنا أشتاق إلى قطعة كبيرة من لوح ، أو شريحة أو قطعة

özlem bu durumu güzelleştirebilir ancak.
نعم. الأشتياق هو الوحيد الذي سيجعل الأمر .أفضل

Bilirsiniz bazen ruhlar, sevgi duydukları kişilere özlem duyarlar.
اتعرف... احيانا... تشتاق الارواح الى من تحب.

Ama normalde aynalar sadece ışığı yansıtır bu ise özlem ve arzuları yansıtıyor.
ولكن من المعتاد ان المرآة فقط ستعكس الضوء ولكن هذا الشيء يظهر الحنين والشهوة

Hayır, geçmişe duyulan özlem, lezzet eksikliğini telafi ediyor ve tüm eksik parçaları yeniden oluşturması için beyni uyarıyor.
كلا، الحنين يعوض عن عدم وجود نكهات و يحفز الدماغ على إيجاد القطع المفقودة

Hayır, geçmişe duyulan özlem, lezzet eksikliğini telafi ediyor ve tüm eksik parçaları yeniden oluşturması için beyni uyarıyor.
لا، الحنين للماضي يعوض عدم وجود النكهات ويحفز العقل على جعلها تبدو بنكهة.

Bu anlamda özlem ve üzüntü hissine ihtiyacımız var, tamam mı?
نحن بحاجة اليهم لشعور الحنين ذلك ، للشجن ، تمام؟

Geçmişe özlem duyuyorsunuz demek ben de Yeni Atina diye bir yer duydum.
اذا كان لديكم هذا الشوق للماضى "سمعت أن المكان المناسب هو "آثينا الجديدة

Bu şiirlerin çoğu deneysel ve gerçeküstüydü, destansı manzaraları, doğaüstü temaları, özlem duygularını, politik tartışmayla ve bir şairin adaletsizliğe karşı çıkma sorumluluğuyla harmanlıyordu.
العديد من هذه القصائد كانت تجريبية وسريالية، تدمج المناظر الطبيعية الملحمية والمواضيع الخارقة للطبيعة، ومشاعر الشوق مع النقاش في الصراع السياسي ومسؤولية الشاعر في مواجهة الظلم.

Birine duyduğumuz özlem ve sevgi düşüncesi, Louis de Bernières'in kitabında tanımladığı şey gibidir. ''Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini''
فكرة أن ما نتوق إليه حقًا هو الشوق والحب للآخرين، نوع من الأشياء التي وصفها لويس بيرنيه في كتابه، "عود الكابتن كوريللي."

Afrikalı ve İspanyol denizciler Tahitili denizcinin özlem çekmesini aşağılarken, Çinli ve Portekizli mürettebatlar bir dans çağrısında bulunur ve bir genç çocuk felaketi öngörür.
يتبادل البحارة الأفارقة والإسبان الشتائم بينما يتوق بحار تاهيتي لموطنه، يدعو أفراد الطاقم البرتغالي والصيني بعضهم للرقص، ويتنبّأ صبي صغير بالكارثة.

Ama derinlerde bir yerde özlem duyduğum başka bir şey var.
ولكن بداخلي .هناك شوق لشيء آخر

Aldıkları hatıralara öyle dokunmuyordu ama. Geçmişe özlem duyuyordu.
رأيتُ كيف لمسَت غنائمها، فيها حنين إلى الماضي

İşte bugüne kadar özlem duyduğum tek şey odur.
؟ ؟ ذلك هو الشيء الوحيد الذي أشتاق اليه في هذا المكان.

Kızgınlık, acı, özlem, duygular.
الغضب ، الألم الأشتياق ، العواطف

Bazen ruhlar, sevgi duydukları kişilere özlem duyarlar.
احيانا... تشتاق الارواح الى احبائها. يتقدم المنتجون بجزيل الشكر لمقدمي اي صور عائلية او الصور التى لم تؤخذ بشكل صحيح لاستعمالهم في هذا الفيلم

Bugünden sonra eleştirilerim olan anne sütüne özlem duyacaksınız.
حسنا بعد اليوم سوف تشعرون بالحنين لحليب امهاتكم لانه كان شبيها بانتقاداتي

Güçten çok öte bazı şeyler için duyulan özlem.
أي إشتياق إلى شيء أكثر من قوّة.