şahitlerin söylediğine göre, bu kız, iki üniversite öğrencisinin davranışlarından rahatsız olmuş. | Open Subtitles | الشهود يقولونَ بأنها كانت تتلقى اهتماماًً غير مرغوب فيه من شابين جامعيين |
Onu şahitlerin önünde vurdu, ama kimse şahitlik etmedi ve dava düştü. | Open Subtitles | أرداه قتيلاً أمام الشهود و لم يأتي أحد للشهادة تم إسقاط القضية |
Onu şahitlerin önünde vurdu, ama kimse şahitlik etmedi ve dava düştü. | Open Subtitles | أرداه قتيلاً أمام الشهود و لم يأتي أحد للشهادة تم إسقاط القضية |
şahitlerin de etkilenip etkilenmediğini merak ettik. | TED | تساءلنا ما إذا كان الأمر يؤثر على الشهود أيضًا. |
Onlar şahitlerin ama kimseye anlatamıyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنهم حجة غيابك ولكنك لاتستطيعين قول ذلك لأحد |
Diğer şahitlerin yerlerini belirleyip güvende olduklarından emin olalım. | Open Subtitles | لنُحدّد أماكن هؤلاء الشُهود الآخرين ونتأكّد أنّهم آمنين. |
Ama diğer şahitlerin nerede olduğunu merak ediyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا أتسائل أين كان باقي الشهود الآخرون |
Tanrı'nın huzurunda ve bu şahitlerin önünde bu erkek ile bu kadını kutsal evlilik bağı ile birleştirmek için toplanmış bulunuyoruz. | Open Subtitles | أحبائي لقد تجمعنا هنا في رؤية الله وفي حضور هؤلاء الشهود لنربط هذا الرجل وهذه المرأة برباط الزواج المقدس |
Leo ve Piper şahitlerin huzurunda, birbirlerine yeminlerini ettiler ve ben de bu bağ ile onları yeminlerine bağlıyorum. | Open Subtitles | ها نحن الآن، بحضور الشهود وبقراءة نذور الزوجين لبعضهم سأربطهم بهذا الحبل المُقدَّس وفقاً لنذورهم |
Sen bir teröristsin! şahitlerin söylediklerini duydunuz! | Open Subtitles | أيها الخائن المهرطق، فقد سمعت الشهادة الصادقة لهذه الشهود |
Baştan başlıyoruz. Bütün şahitlerin ifadelerini tekrar oku. | Open Subtitles | لنبدأ من جديد، راجعي جميع أقوال الشهود المعذرة |
Tanrı'nın ve Oregon hükümetinin bana verdiği yetkiye dayanarak şahitlerin huzurunda sizi karı koca ilan ediyorum. | Open Subtitles | والان بالسلطة الممنوحة لي من الإله ومن ولاية أريجون ، وامام هؤلاء الشهود أعلنكما زوج وزوجة |
Şimdi ne yapacağınızı bildiğinizden dolayı Tanrı ve bu şahitlerin önünde bunu yapmaya karar verdiğiniz için iki kat daha sorumlusunuz. | Open Subtitles | و قد عرفتم الآن ماذا عليكم أن تفعلوا و التزمتم بفعله أمام الله و هؤلاء الشهود فأنتم عرضه للحساب مرتين |
şahitlerin kurban hakkında ileri sürdükleri şeyler kesinlikle yanlış. | Open Subtitles | و بالتأكيد ليس للدرجة التى قال الشهود أنه كان عليها. |
şahitlerin arabaya bindiğini söylediği adamın tasviri ile uyuyor. | Open Subtitles | إنّها تُطابق وصف الرجل الذي رآه الشهود يركب السيّارة. |
Evinize dönüp anlaşmaya varamazsanız şahitlerin huzurunda size söz veriyorum hoşuna gitsin ya da gitmesin, onu mahkemeye zorla getirteceğim. | Open Subtitles | عودي إلى بيتك و إذا لم تستطيعي التوصل لاتفاق أعدك أمام هؤلاء الشهود |
Hükümet, Alison DiLaurentis'in adam kaçırma ve kaçış yalanlarını şahitlerin ifadeleriyle doğrudan kanıtlıyor. | Open Subtitles | الادعاء سيثبت بشهادة الشهود مباشرة ان قصة أليسون ديلورنتس الاسطوريه |
Ayrıca araştırmalar şahitlerin ilk travma anında olayları tam olarak hatırlayamadığını gösteriyor. | Open Subtitles | ناهيك بأن الدراسات تظهر بأن الشهود في خضم الصدمة لا يتذكرون الحقائق بشكل صحيح في البداية |
Dur, tahmin edeyim. şahitlerin. | Open Subtitles | دعني أحزر , حجة غيابك ؟ |
Kutuyu onarmak için şahitlerin ikisi de Tanrıların Tapınağında bulunmalı. | Open Subtitles | يمكن أسترجاعه فقط إذا كلاً من الشاهدان حاضران في معبد الألهة |
Bir sonraki büyük işimizi anlatmak için buradayım aslında. Teknoloji şu an bize şahitlerin bilgilerini eş zamanlı olarak raporlama imkanı veriyor. | TED | أنا هنا لأتحدث عن الخطوة الكبيرة القادمة لأن ما نكتشفه هو أن لدينا المقدرة على الإبلاغ من شهود عيان على الحدث، مباشرةً |