Konserve açacağı! 39.95'lik bir açacak. | Open Subtitles | كانت فتاحة علب فتاحة علب ثمنها 39.95 دولار |
Bir şey yok. Yalnızca konserve açacağı yüzünden delirdi. | Open Subtitles | لا شيء إنها فقط لقد جنت بسبب فتاحة العلب |
Anlamıyorum. Konserve açacağı için ufak bir yorum yüzünden kapris yaptı. | Open Subtitles | لا أدري ملاحظة صغيرة عن مفتاح العلب وتفقد عقلها |
Ben taraf olacak biri değilim ama bu konserve açacağı mükemmel görünüyor. | Open Subtitles | أنا لا أحب التدخل لكن يبدو لي هذا مفتاح علب ممتاز |
Korkmayın. Bir mektup açacağı. Siz kimsiniz? | Open Subtitles | لا تخف من هذه، إنها مجرد فتّاحة رسائل، من أنت؟ |
Mektup açacağı ondaydı ve sen de onu onla öldürdün. | Open Subtitles | ، كان معها فاتحة الرسائل . و قد قتلتها بواسطتها |
Onu bir mektup açacağı ve bir kutu raptiye ile mi durduracaksınız? | Open Subtitles | انتى سوف توقفيه بماذا فتاحة خطابات صندوق مساميرِ؟ |
Canlı bir istakozdan düşmanca bir saldırı ve elektrikli konserve açacağı | Open Subtitles | هجوم من سرطان بحري حي و عدواني فتاحة علب كهربائية |
Bu arada, kardeşim tezgahından güzel bir mektup açacağı aşırdı. | Open Subtitles | ..بالمناسبه اختي سرقة فتاحة الرسائل من مخزنك |
Onunla tanıştığımda bir konserve açacağı ve plastik çatalı vardı. | Open Subtitles | عندما تعرفتُ إليه، كانت لديه فتاحة علب وشوكة بلاستيكية. |
Onun bir mektup açacağı olabileceğini düşüneceklerdir ve elektrik faturasını açarken birbirlerini cama çevirecekler. | Open Subtitles | وقد يعتقدا أنها فتاحة خطابات فيحولا أنفسهما لزجاج وهما يدفعا فاتورة الكهرباء |
Ayrıca, ton balığı, konserve açacağı ve birazda su var. | Open Subtitles | و ايضا يوجد علب تونا و فتاحة علب و بعض المياه |
Konserve açacağı karşısındaki tepkin bize biraz dramatik geldi. | Open Subtitles | تبدو ردة فعلك من مفتاح العلب درامية بعض الشيء |
Sadece Debra'ya eski açacağı getirdim. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو انني جلبت لديبرا مفتاح العلب القديم خاصتي |
ve beraberinde, bıçak parmak, kaşık parmak ve de çatal parmak, ve diş fırçası parmak, ve tarak parmak, ve şişe açacağı parmak, ve el feneri parmak, ve tornavida parmak . | Open Subtitles | وإصبع فرشاة أسنان وإصبع مشط للشعر وإصبع لفتاحات العلب والقنانين وإصبع مصباح كاشف وإصبع مفتاح مفك |
Müşteri tuhaf, boş ve kasvetli kasaba barında bir şişe açacağı arıyor. | Open Subtitles | زبونة تبحث عن فتّاحة القناني في حانة كئيبة و فارغة |
Acaba konserve açacağı neredeki? İyi misin adamım? | Open Subtitles | على كل حال، لقد أصبت أين وضعت فتّاحة العلب ؟ |
Anahtar zincirine takılı, üzerinde bir şey olan gazoz açacağı var. | Open Subtitles | سلسلة مُفتاحه بها فتّاحة قوارير وهُناك شيء عليها. |
Tuz, ketçap ve domates sosu biber, kibrit, tuvalet kağıdı, antiseptik, vitamin hapları konserve açacağı, bıçak, çatal, kaşık." | Open Subtitles | ملح، كاتشب الطماطم و الصلصات فلفل، أعواد ثقاب، ورق حمام، مُطهر و أقراص فيتامينات فاتحة علب، سكاكين أشواك و ملاعق |
Lüks bir mektup açacağı, | Open Subtitles | رمح نرويجي قديم نوع من فاتح الرسائل القديم |
Çünkü aile içi tartışmalarla ilgili bunca yıllık deneyimim bana öğretti ki sorun asla sadece konserve açacağı değildir. | Open Subtitles | لأنني تعلمت شيئا من خلال السنوات الكثيرة للخلافات المنزلية الأمر لا يتعلق بمفتاح العلب فقط |
Bir mektup açacağı kapıp. üzerime saldırabilirdi. | Open Subtitles | ربما كان ليغضب ويلاحقني |
Başımıza açacağı tehlikelerden bahsediyorum. | Open Subtitles | انا اتحدث عن المشاكل التي ستسببها |
Bundan gelmiş. Süslü bir mektup açacağı. | Open Subtitles | لقد أتى من هذا أداة فتح الرسائل |
Seni alçak zımbırtı. Sana konserve açacağı lazım. | Open Subtitles | يا لك من آلة وضيعة حري بي أن أعالجك بفتاحة علب |