| ağzından dökülen her şey anlamsız, boşa nefes harcama, uçuşan zararlı kelimeler. | Open Subtitles | مهما كان ما سيخرج من فمك فهو مجرد نفايات, غاز سام جداً |
| Birşey söylemeden önce düşünüyor musun, yoksa sözcükler kendiliğinden mi ağzından dökülüyor? | Open Subtitles | هل تفكر قبل أن تفتح فمك أو أنه يحدث من تلقاء نفسه؟ |
| Şu an ağzından ne hoş kelimeler döküldüğünü ancak tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أتخيل الآن أن لا شيء جميل سيخرج من فمك |
| Ugşşşşşşşşşş. O adamın ağzından çıkmış herhangi bir şeyi duymak istemiyorum; | Open Subtitles | لا أريد أن أسمع أي شيء خرج من فم ذلك الرجل |
| - Bir vakum aleti daha getirin. - ağzından kan geliyor. | Open Subtitles | ـ ضع جهاز امتصاص آخر ـ بدأ الدم يخرج من فمها |
| Şimdi, yapmanı istediğim şey direkt olarak bana bakman, tamam mı, sadece burnundan derin bir nefes al, ve ağzından ver, ve rahatla. | TED | ممتاز أريدك أن تنظر إلي مباشرة خذ نفساً عميقاً عبر الأنف ودعه يخرج عبر الفم. استرخِ |
| Erdem ve değer ile uzaktan yakından alakalı ağzından ne çıkabilir ki? | Open Subtitles | ما الذي يمكنه الخروج من فمك حتى يكون مثيراً للإهتمام بعض الشئ |
| Peki ya tüm gün ağzından çıkarken duyduğum terbiyesizce konuşmalar ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن كل الكلام البذيء الذي أسمعه يخرج من فمك طوال النهار؟ |
| Kimse o yalancı ağzından başka bir şey duymak istemiyor. | Open Subtitles | لا أحد يريد أن يسمع كلمة أخرى من فمك الكاذب |
| Çünkü görünüşe göre bundan başka ağzından çıkan her şey bir yalan. | Open Subtitles | لأن من الواضح ان اى شخص يخرج من فمك عباره عن كذب |
| Ama şimdi gelme sebebim, ağzından çıkan her kelimenin yalan olması. | Open Subtitles | والآن وجدت إن كل كلمة خرجت من فمك كانت كذبةُ لعينة |
| Hey Gina! Yeni göz kalemlerini diz ve ağzından o sakızı da at! | Open Subtitles | اسمعي يا جينا قومي بتفريغ أقلام الكحل الجديدة وابصقي تلك العلكة من فمك |
| ağzından çıkan sözler kutsanmış sanki, Alonzo, seninkinden çıkanlar ise lanetli. | Open Subtitles | ، ما يخرج من فمه مبارك و ما يخرج من فمك أنت يا ألونزو ملعون |
| O adamın ağzından çıkan lafa göre hareket edecek insan değildim ben. | Open Subtitles | أنا أعرف أفضل من أن أصدق كلمـة واحدة من فم ذلك الرجل |
| Scott hücre kapısından geri adım attı ağzından tükürükler saçarak "siktir git". | Open Subtitles | رجعت سكوت عن باب الزنزانة عندما بدأ البصاق يخرج من فم كيلي |
| Eğer savcılık sizin şartlarınızı kabul ederse yapmanız gereken müvekkilinizin ağzından çıkan her şeyi onları savunurken kullanabileceğinizden emin olmak. | Open Subtitles | إن وافق المدعي العام على شروط الإقرار بالذنب عندها إنه عملكم أن تتأكدوا أن أي كلمة تخرج من فم موكلكم |
| Françoise pek sesini çıkartmadı ama ağzından çıkanları duysan şaşar kalırdın doğrusu. | Open Subtitles | كان سهلاَ أمر " فرانسوا "َ طلب الكثير لسحب القمامة من فمها |
| Dişi vampir için ağzından son anda alınmış... hiç ısırılmamış taze bir sandviç o çocuk. | Open Subtitles | انه مثل السندويتش المعضوض إليها الآن أزل من فمها في اللحظة الأخيرة |
| Bir insan konuştuğunda ağzından doğal olarak tükürük çıkar. | Open Subtitles | كما ترى، من الطبيعي أن يتناثر اللعاب من الفم أثناء الحديث |
| Sadece ağzından çıkar. | Open Subtitles | ـ كُل ما أكترث له هو أن ترميها من فمكِ و حسب |
| Ama, yavrum, ağzından bir sürü aptallık akıyor. | Open Subtitles | لكن هناك الكثير من الغباء يقطر خارج فمّك الآن |
| Harmony, eğer saçmalamaların yüzünden operasyon başarısız olursa o pembe ve kıvrım kıvrım dilini ağzından söküp alacağım. | Open Subtitles | هارموني إذا ثرثرتك المتواصلة قاطعت العملية سأقوم شخصياُ بنزع لسانك الوردي الملتوي |
| Eminim o korkunç kaltak, bir çocuğun ağzından dişlerini söker, değil mi? | Open Subtitles | أعني، تلك الحقيرة الفظيعة تأخذ الأسنان من أفواه الأطفال، هل أنا مخطئة؟ |
| Şimdi tıkacı ağzından çıkartacağım ama hoşuma gitmeyen bir ses çıkarırsan gözlerini oyarım. | Open Subtitles | سأنزع هذه الكمامة عن فمكَ ولكن إن أصدرتَ صوتاً لا يعجبني، فسأقتلع عينيكَ |
| Demek o çirkin, tipsiz ağzından şaka da çıkabiliyor. | Open Subtitles | لديك نكّات تقولها عن قفزتك السيئة التى فعلتها, أليس كذلك ؟ |
| Ve onu yok etmenin yolunu, kendi ağzından öğreneceğim. | Open Subtitles | و ربما سأتعلم من شفتيه الطريق إلى تدميره |
| Onu hemen ağzından geri çıkardı, tabii ki. | Open Subtitles | بصق الفتى مباشرة طبعاً دون أي ضرر |
| Yüce Tanrım, bu kelimeyi ağzından hiç düşürmüyorsun ama ne anlama geldiğinden haberin bile yok. | Open Subtitles | يا إلهي تتفوه بتلك الكلمة ولكنك لا تدرك ماذا تعني |
| Neden ağzından korkunç sesler çıkarıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تقومين بهذه الأصوات الوحشية بفمك ؟ |
| Zorp geldiğinde, volkanik ağzından püskürteceği alevler ile bedenini yakıp, sana derisiz, titreyen bir iskelet bırakacak. | Open Subtitles | هئيتك هيكل عظمي عندما يأتي , زورب الماسح الأرضي ويحرق جسدك بفمه البركاني |