"abartı" - Translation from Turkish to Arabic

    • مبالغة
        
    • المبالغة
        
    • مبالغ
        
    • المبالغه
        
    • أبالغ
        
    • مُبالغ فيها
        
    • مُبالغاً فيه
        
    • مُغالاة بالأمر
        
    • مبالغات
        
    • مبالغاً فيه
        
    • كاتب مسرحي
        
    Ve duyduğumuz gibi, hiç önceden olmadığı kadar medeniyetimizin geleceğini elimizde tuttuğumuzu söylemek abartı olmaz. TED وكما سمعنا هنا أنه بلا مبالغة نقول أننا نملك مستقبل البشرية في أيدينا كما لم يسبق
    Bu biraz abartı oldu. Sonuçta sadece bir ev. Open Subtitles حسناً، هذه مبالغة إنّها مجرّد شقة مشتركة
    Ozona bir tehdidin, insan güvenliğine de tehdit olduğunu söylemek abartı olmaz. TED إنه ليس على سبيل المبالغة لنقول أن ما يهدد طبقة الأوزون هو تهديد لسلامة البشر.
    Cep telefonunun belki de dünyanın en önemli teknolojileri arasında yer aldığını söylemek abartı olmayacaktır. TED وليس من المبالغة القول أن الهواتف النقالة قد تكون من أهم التقنيات المحدثة في العالم.
    Benim için bile biraz abartı gibi. Hiç kanıtınız var mı? Open Subtitles يبدو لي أن ذلك مبالغ فيه قليلاً بالنسبة لي، هل لديك إثبات ؟
    Bunun için bir bahaneye ihtiyacın var. Ama kanser bir abartı oldu. Open Subtitles تحتاج لعذر السرطان قد يكون مبالغة بالأمر
    Bu küçük bir abartı. Open Subtitles في مختبر العلوم هذه مبالغة طفيفة, أنا غاضبة جداً
    Bu yüzden, mutlak ölüm biraz abartı oldu. Open Subtitles لذلك الموت المحتّم مبالغة مؤكّدة ولكن عملٌ جيّدٌ, صديقي
    Şuna bakın. abartı, pahalı. Büyük ve çirkin. Open Subtitles أعني، انظري لهذا، إنها مبالغة مكلفة وكبيرة وقبيحة
    Açıkçası bu biraz abartı olmuş. Open Subtitles , حسناً , من الواضح هذه مبالغة
    Alman bildirilerindeki bu abartı hastalığından nefret ediyorum. Open Subtitles اكره الطريقة المبالغة التى تستخدم فى النشرات الألمانية
    İşiniz gücünüz abartı yapıp fazladan para koparmak. Open Subtitles جُل ما تفعلوه هو المبالغة لتحصلوا على أموال أكثر نعم
    İnsanların yakında sinüs enfeksiyonundan ölmeye başlayabileceğini söylemek abartı olmaz. Open Subtitles ليس من المبالغة أن نقول أن الناس يمكن أن يموتوا قريبًا من التهاب الجيوب الأنفية
    Safi şişinme, abartı yoluyla istediğini elde etme olup hukuken de kabul görmüştür. Open Subtitles الانحياز هو الممارسة القانونية المقبولة للدعاية عن طريق المبالغة
    Sadece "amaca uygun abartı" vardır. Bunu bilmen lazım. Open Subtitles "هناك فقط "المبالغة المناسبة يجب أن تعرفى ذلك
    Biraz abartı ama demek istediğini anladım. Open Subtitles أحب ذلك. أحب ذلك. هو مبالغ قليلاً، لكنني أرى نقطتك
    Gerçi, efsanelerde zaten her şey abartı değil midir, cesaret bile. Open Subtitles لكن حينها تميل الاساطير الى المبالغه في كل شيء حتى الشجاعه
    Sen hayatımda tanıdığım en aptal insansın ve bu bir abartı değil. Open Subtitles أوه ، حقاً ؟ أنتِ الشخصية الأكثر غبائاً التىقابلتهاطوالسنواتحياتي. وأنا لا أبالغ فى هذا
    Sihir biraz abartı kaçar. Open Subtitles "ساحر" كلمة مُبالغ فيها
    Edgar, yazdırdıklarının çoğu abartı bazıları düpedüz yalan ve artık seni tanıyamıyorum bile. Open Subtitles (إدغار)، أغلب ما أمرت بكتابته ليس إلا مُغالاة بالأمر... بعضها كذبات صاخبة، ولم أعد أعلم إن كنت تميّز الحقيقة بعد الآن.
    - Sadece abartı. Open Subtitles ما هي ألا مبالغات.
    Güçlü bir hissim vardı ama biraz abartı olurdu. Open Subtitles سيكون ذلك مبالغاً فيه لقد كان لدي حدس قوي
    Sorun değil, çünkü roman iyi, ama sen busun işte, abartı üstadı. Open Subtitles وهذا جيّد لأن الرواية أساسياً جيّدة لكن هذا ما أنت عليه، كاتب مسرحي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more