| ailenin adı hala Corleone ve aile meselelerine saygılı olmalısın. | Open Subtitles | لا يزال اسم عائلتك كورليونى وستديرها على طريقة آل كورليونى |
| Son anlarinda ailenin ya da sevdiklerinin yaninda olmasini neden reddettin? | Open Subtitles | لماذا منعت وجود أحد بجانبك من عائلتك أو أحبابك عند نهايتك؟ |
| Sen sadece bir aptalsın ve tabii ailenin Huo yumruğu da! | Open Subtitles | أنت عديم الفائدة و فنون قتال عائلتك عديمة الفائدة اكثر منك |
| Benim ne düşündüğümü, onun ne düşündüğünü... ailenin ne düşündüğünü bir yana bırak. | Open Subtitles | التوقف عن التفكير حول ما أريد ، ما يريد ، ماذا تريد والديك. |
| Ama bir daha kimse senin ve ailenin canını sıkmayacak. | Open Subtitles | ولن يكون هناك من يضايقك أنت أو عائلتك بعد الان |
| Ama bir daha kimse senin ve ailenin canını sıkmayacak. | Open Subtitles | ولن يكون هناك من يضايقك أنت أو عائلتك بعد الان |
| ailenin korunduğu daha iyi bir dünya, ve bundan fazlası. | Open Subtitles | عالم أفضل حيث ستكون عائلتك بأمان و أكثر من ذلك |
| ailenin güvende olmasının tek yolu, Dan'in parmaklıklar ardında kalması. | Open Subtitles | والطريقة الوحيدة لإبقاء عائلتك بأمان هي بأن يظل دان مسجونناً |
| Belki yalnızken ne yaptığını bilmek ailenin yalnız yaptığın şeyi kabullenmesini kolaylaştırabilir. | Open Subtitles | ربما معرفة ماتفعلة في وحدتك تجعل عائلتك تتقبل ما تفعلة في وحدتك. |
| Eğer başını belaya sokmak istemiyorsan, Chicago'ya, ailenin yanına geri dön. | Open Subtitles | إذا أنت خائف من التورط معنا; عد إلى عائلتك في شيكاغو |
| En azından ailenin espri anlayışı varmış. Benim bir ailem yok. | Open Subtitles | ـ على الأقل والديك لديهم حِسٌ بالفكاهه ـ ليس لدي والدين |
| Annem ve babamla buraya geldiğimizde, hep senin ailenin benim olmasını isterdim. | Open Subtitles | عندما أتي هنا مع أمي وأبي أتمنى أن يكون والديك مكان والدي |
| Yemekten sonra dans pistine geçeceğiz ve grup, ailenin düğün şarkısını çalacak. | Open Subtitles | و بعد العشاء سنفتتح قاعة الرقص و الفرقة ستعزف أغنية زفاف والديك |
| ailenin zihninde cinayetle alakanız yeterince uzak olana dek beklediniz. | Open Subtitles | انتظرت مده كافيه حتى تبعد الشبهه عنك فى عيون العائله |
| Ayrıca o vakitte ailenin de orada olduğunu söylemiştin. Onları hiç görmemiştim. | Open Subtitles | وقلتِ أيضاً أنّه الوقت الذي كانت فيه عائلتكِ هناك لم نرَهم أبداً |
| ailenin ölümünden kaynaklanan, ama senin yüzleşmediğin bir sorun olabilir mi? | Open Subtitles | هل من المحتمل أن هناك شيء في وفاة والداك لم تواجهه؟ |
| Arabaları ilk gördüğümüzde insanlar ailenin yok oluşunu göreceğimizden yakındılar. | TED | عندما رأينا السيارات لأول مرة، توقع البشر حدوث دمار للعائلة. |
| ailenin keyfi yerinde. İyi vakit geçirdim sayılır. | Open Subtitles | لقد كان والديكِ في مزاج جيد كدت أن أحظى بوقت جيد |
| Geçenlerde kamyonunda ailenin bir resmini gördüm. | Open Subtitles | رأيت مؤخرا صورة لعائلتك في الشاحنة الخاص بك. |
| ailenin kalbini bu şekilde kırarak, nasıl mutlu olabilirsin? | Open Subtitles | كيف تكونين سعيدة عندما تكسرين قلب أبويك هكذا؟ |
| ailenin olmaması, seni olgun ve zorluklar karşısında dimdik ayakta duran birisi yapar. | Open Subtitles | انقطاعك عن أسرتك يجعلك ناضجًا وجاهزًا يجعلك قطعة من الصلصال تنتظر من يشكّلها |
| Kenya'daki çiftliklerin çoğunda mısır ve sebze birlikte yetişir, bu da çoğu ailenin kendi çiftliklerinden beslenmesi anlamına gelir. | TED | تزرع الذرة والخضروات في معظم حقول كينيا ما يعني أن معظم العائلات يمكنها إطعام انفسها من حقولهم التي يمتلكونها |
| Bir çiftin ya da ailenin elinde, daha değerli olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لست متأكدة ان كان من الأفضل لو كان لزوجين أو لعائلة. |
| Bana kalırsa sen de artık bu ailenin daimi bir parçasısın. | Open Subtitles | , بقدر ما أنا مهتم أنت جزءا دائم من عائلتنا الآن |
| Bu ailenin bu ülkedeki altıncı nesli. | Open Subtitles | وهو يمثل الجيل السادس من عائلتي في هذه البلاد |
| Ve adımı hiçbir şey için kullanmadım ama ailenin de gelmesine izin vermelerini sağladım. | Open Subtitles | ولم استخدم شهرتى بعد ولكن سأقنعهم بأن نأخذ والداكِ معنا |