Sana bunları anlatıyorum çünkü ona borçlu olduğumu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | وأنا أخبرك بهذا لأني أريدك أن تفهم أني مدين لها |
Senin ve benim burada önemli bir şey yaptığımızı anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تفهم شيئًا أنا و أنت قمنا بشيء مهم هناك |
Yalnızca şunu anlamanı istiyorum. Biz kanuna aykırı hiçbir iş yapmıyoruz. | Open Subtitles | بس أنا عايزك تفهم إننا مش بنعمل أي حاجة غير قانونية. |
Bak, senden bu gece yaptığım işin Tanrının bir işi olduğunu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | انظري ، فقط أريدكِ أن تفهمي أن عملي هنا الليلة هو عمل الرب |
Bundan sonra ne olacağını anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تفهمي ما سيحدث في المرة القادمة. |
Dostum anlamanı rica ediyor ki kuzeydeki adama olan sadakat yeminine bağlı kalacak. | Open Subtitles | صديقى يطلب منك أن تتفهم بأنه يبقى تحت القسم الوفى . إلى الرجل الذى فى الشمال |
Sana bir şey göstereceğim. Seni neden buraya getirdiğimi anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أريك شيئا سوف تفهمين لماذا أحضرتك إلى هنا |
Fikrimi değiştirmedim Westley. Bunu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك ان تفهم يا ويستلى أنى لم أغير رأيى |
Bunu anlamanı beklemiyorum... ama daha fazla düşemeyeceğini bilmek... bir kız için büyük bir tesellidir. | Open Subtitles | ما كنت لآتوقع منك أن تفهم ذلك ولكن يريح الفتاه أن تعرف إنها لن تستطيع التدنى أكثر من ذلك |
Ve bu testleri anlamanı beklemiyorum. Ben acımasız değilim. | Open Subtitles | لا أطلب منك أن تفهم هذه الإختبارات، فأنا لست قاسياً |
Bir insan nasıl olurda vahşi bir hayvana dönüşür, senin bunu anlamanı sağlayamam, | Open Subtitles | .. أعلم أنني عاجزة عن أن أجعلك تفهم ما الذي يجعل الرجل يتحول لحيوان |
Seninle konuşmadım çünkü anlamanı sağlayabileceğimden emin değildim. | Open Subtitles | أنا لا أتكلم من ذلك لكم ل أنا أشك إذا أنا يمكن أن تجعلك تفهم. |
anlamanı istiyorum bunu yapma sebebim bencillik değil, sadece bu umarım aynı şeyleri sende benim için yapardın. | Open Subtitles | أريدك أن تفهم هذا هو سببي لفعل هذا لست أبحث عن منفعة، فقط هذا أتمنى أن تعاملني بالمثل |
Çok gençsin. Benim gibi yaşlı bir kadını anlamanı beklemiyorum. | Open Subtitles | أنتِشابه، لا أتوقع منكِ ان تفهمي مسنةً مثلي |
Savaşta hiç bulunmadığın için bunu anlamanı beklemiyorum. | Open Subtitles | أنت لم تذهبي إلي الحرب أبداً لذا لن تفهمي ما أتكلم عنه |
Ama bunun, yapacağım en zor şeylerden biri olduğunu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | , ولكن يجب أن تفهمي .. سيكون هذا أصعب شئ فعلته في حياتي |
Şişeden çıkacak cini bir daha içeri sokamazsın. Bunu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | آمل أن تتفهم أنه بمجرد ان تُفتح الزجاجه لايُمكنك إغلاقها |
Sadece onun ne kadar incinebilir bir durumda olduğunu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أتأكد أنكِ تفهمين كم هو هش الآن |
Ama bir şeyi anlamanı istiyorum. Sahada, komuta bende. | Open Subtitles | لكننى أحتاجكِ أن تفهمى شيئاً أنا القائد فى الميدان |
Ama anlamanı istiyorum, eğer çok çaresiz kalırsam, yada işler kontrolden çıkarsa, | Open Subtitles | لذا أتمنى أن تتفهمي ذلك . فأنا أحس بأني عاجر تماماً و أني خارج السيطرة على هذا الوضع |
Bunu yanlış anlamanı istemiyorum ama sanırım aynı yatakta uyumasak iyi olur. | Open Subtitles | لا أريد أن تفهمني بطريقه خاطئه ولكن من الأفضل أن ننام مفترقين |
Senin anlamanı beklediğim bir şey değil, ne de olsa işin içinde para yok. | Open Subtitles | انه شئ لن تستطيع ان تفهمه, لأنه لا يتعلق بالمال |
Ray, sana bir şey söylemek istiyorum, ama yanlış anlamanı istemiyorum. | Open Subtitles | راى , أريد ان أقول لك شيئاً ولكن لا أريدك ان تفهمنى بطريقة خاطئة |
Sadece geçen gece sana neden öfkelendiğimi anlamanı istedim. | Open Subtitles | أردتك فقط ان تدركي لماذا تعصب عليك هذه الليلة |
Sadece anlamanı istiyorum korkman gereken tek kişi o değil. | Open Subtitles | أريدك أن تعي أنّه ليس هو من يجب أن تخشاه. |
Sana bir şey söylemem gerek ve bunu yanlış anlamanı istemiyorum. | Open Subtitles | علي أن أقول لك شيئاً وأريدك أن لا تفهميني بشكل خاطىء |
Bunu anlamanı beklemiyorum ama bir çeşit şey oluyor hoşa gitmeyen olmakta da bir güç vardır. | Open Subtitles | حسنا لم اكن اتوقع انك ستفهم ذلك .. لكن هناك نوعا ما قوة .. في كونك |
Dün akşam bir şeyi söylemedim. anlamanı istediğim bir şeyi. | Open Subtitles | ثمّة شيء لم أقله ليلة البارحة، شيء أودّك أن تفهميه. |
Bunu anlamanı beklemiyorum, ama benim geldiğim yerde insanlar... yalan söyler, hile yapar ve önünde duran herkesi yıkıp geçer. | Open Subtitles | ،لا أعتقد أنكِ ستفهمين ،لكن المكان الذي أتيت منه أناس يكذبون و يحتالون و يدمرون أي شيئ يعترض طريقهم |