| Annenin hastalığı sırasında neler çektiğini benden iyi kimse bilemez. | Open Subtitles | محدش يعرف اكتر مني بالي انت عملتة أثناء مرض أمك |
| Annenin görevini yaptığını ve seni çok iyi yetiştirdiğini düşünecek. | Open Subtitles | مجرد أنه سيفترض أن أمك قامت بواجبها و أطلعتكِ بالكامل. |
| Annenin ölüm yıl dönümünde bir kızı öpmek istemiyor musun? | Open Subtitles | أنت لا تريد تقبيلي بسبب ذكرى موت أمك اليوم ؟ |
| bu gece Annenin yataginda uyumak istermisin? hadi beraber uyuyalim. | Open Subtitles | يجب علينا ان ننام سويا فى سرير امك الليلة ؟ |
| Ama buraya ilk geldiğinde, Annenin kaldırım kenarında ölmesi hakkındaki üzüntünü dile getirmiştin. | Open Subtitles | حين أتيتِ أوّل مرة إلى هنا، أبديتِ رعباً كبيراً بشأن وفاة والدتكِ بمزراب |
| Neden? Annenin babana tahammül etmesi için sarhoş olması mı lazımdı? | Open Subtitles | لماذا , لأن أمّك كانت يجب أن تسكر للتعامل مع أبّيك؟ |
| Yediklerimden tut, soluma şeklime, ayın evrelerine... Annenin her söylediğim ve yaptığım şeyi... yorumlamasının ne kadar sinir bozucu olduğunu anlatamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أخبركِ كم هو مزعج بأن أمكِ تفسر كل شيء أقوله وأفعله إلى ما آكله وكيف أتنفس ومراحل القمر |
| Lex, Annenin arabasını almamıza izin verdiğin için sağol dostum. | Open Subtitles | ليكس، وشكرا لكم لانكم سمحتم لنا اقتراض أمك السيارة، رجل. |
| Annenin hayat tarzı ve ev ortamınız hakkında biraz bilgi istiyorum. | Open Subtitles | وأستطيع الاستفادة من بعض المعلومات المتعلقة بأسلوب حياة أمك والبيئة المحيطة |
| Dinle şimdi, Annenin gurur duyacağı bir şey yapmak istiyorsan söz ver bana, kimsenin seni ezmesine izin vermeyeceğine söz ver. | Open Subtitles | الآن اسمعني ، إذا أردت ان تجعل أمك فخورة بك عدني ، عدني ، ألا تسمح لأحد أن يحولك لصاحب عاهة |
| O senin Annenin sözleri değildi! O, Arun'un annesinin sözleriydi! | Open Subtitles | لَيسَت أمك انها ام صديقى اورن من كانت تقول ذلك |
| Tatlım, yoksa Annenin yeni arkadaşıyla tanışacağın için gergin misin? | Open Subtitles | عزيزي ، أنت لستُ قلقاً عن مقابلة صديق أمك الجديد |
| Kolye benim ailemden kalan değil, Annenin tarafından kalan birşey. | Open Subtitles | القلادة ليست من جهة عائلتي إنها من جهة عائلة أمك |
| Fakat uzun zamandır buradasın, bu seni burada tutan bir şeyin olabileceğini düşündürüyor, Annenin bilmesi gereken bir şeyin. | Open Subtitles | ولكنك هنا منذ فترة طويلة هذا يجعلني أفكر بأن شيء ما يبقيك هنا شيء ما تريد أن تعرفه أمك |
| Kalbini kıran biri olmak istemem oğlum ama... Annenin ihtişam hayalleri vardır. | Open Subtitles | أكره أن اقول هذا يا فتى و لكن أمك لديها جنون العظمة |
| Güneş kremi, dudak kremi, böcek kovucu, yazı malzemesi, pul Annenin, büyükbabanın ve tabii, bendeniz sadık uşağınızın fotoğrafı. | Open Subtitles | مانع الشمسبلسم للشفاهمضاد الحشرات كتب و طوابع و صور امك و جدك وبالطبع رئيس الخدم الذي تثقي به أنا |
| Gidip Annenin hala kızgın olmadığından emin olayım. Sonra sen de gelirsin. | Open Subtitles | سأذهب لأتحدث مع امك واتأكد انها ليست غاضبه بعدها يمكنك ان تأتي |
| Önce Annenin baskılarının altında kaldın sonra da kendi teorilerinin. | Open Subtitles | في البداية،قُمعتِ على يد والدتكِ ثم عن طريق لأفكاركِ الخاصة |
| Kardeşinin, Annenin ölümünden sorumlu kişiyi öldürmeye yemin ettiğini hatırlatmama gerek yok herhalde. | Open Subtitles | أنا لا يلزم أن أذكّرك بأنّ أختك أقسمت لقتل الرجل مسؤول لموت أمّك. |
| Annenin senin için yaptığı iğrenç banyo paspasını paketledin mi? | Open Subtitles | هل أحضرت سجادة الحمام البشعة التي صنعتها لكِ أمكِ ؟ |
| Annenin yemeğini ben götüreyim, sen de bizimle gel, ha? | Open Subtitles | ما رأيك بأن أحضر لأمك الطعام وبهذا تستطيع الخروج معنا؟ |
| Oh, Annenin ayak izlerini takip etmek istemedin, Metropolitan Polis Servisine katıldın. | Open Subtitles | ولعدم عدم رغبتكِ في إتباع درب أمّكِ انضممتِ إلى خدمة شرطة العاصمة. |
| Aslında ben Annenin bir arkadaşını Johnny Favorite isimli birini arıyorum. | Open Subtitles | فى الواقع فأنا أبحث عن صديق لوالدتك رجل يدعى جونى فافوريت |
| Annenin sütü iyi değil diye inek sütü mü içiyorsun? | Open Subtitles | حليب ماما خفيف .. فالنونو لا يشرب سوى الحليب البودرة |
| Bir Annenin kendi çocuğuna karşı dürüst olması gerekmez mi? | Open Subtitles | أليس من الواجب أن تكون الام صادقة مع أبنها الوحيد؟ |
| Sana neden senin ve Annenin bu evi alması gerektiğini söyleyeyim. | Open Subtitles | دعني أقل لكَ لمَ عليكَ أنتَ و والدتكَ شراء هذا المنزل |
| Biliyor musun, Annenin sesi bazen hava saldırısı sireni gibi çıkıyor. | Open Subtitles | تَعْرفُ كَمْ أحياناً صوت أمّكَ يَبْدو مثل صفاَّرة إنذار غارة جويةِ؟ |
| Annenin arkası beş metre uzunluğundaki kuyrukla korunuyor ki bu onları dilimleyebilir. | Open Subtitles | خلف الأمّ محميّ بذيل عرضه 5 أمتار قادر على قطع جسد أعدائه |
| Anneni ve seni terk ettiği ve senin de Annenin hastalığında, kanserle boğuşurken, ona baktığın söylendi. | Open Subtitles | سمعت بأنه تركك أنت وأمك وأنك إعتنيت بأمك أثناء مرضها أنك إعتنيت بأمك بينما كانت تقاوم السرطان |
| Annenin yüzüne bakıp "Hoşça kal, zehirli yaratık. | Open Subtitles | أَعْرفُ كَمْ بشدّة هو أَنْ يَنْظرَ في الوجهِ والرأي أمِّكَ: |