"arabasına" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيارة
        
    • سيارته
        
    • سيارتها
        
    • السيارة
        
    • عربة
        
    • لسيارته
        
    • بسيارة
        
    • سيّارة
        
    • بسيارته
        
    • سيّارته
        
    • العربة
        
    • لسيارة
        
    • سياره
        
    • سيّارتها
        
    • سيارةِ
        
    Her iki Cumartesi'de bir, bu valizleri aşağıya evladının arabasına taşıyor, ve her iki Cumartesi'de bir, tekrar geriye yukarı çıkartıp, açıyor. Open Subtitles كل ثانٍ سبت يحمل تلك الحقائب وصولاً إلى سيارة ابنه، وفي كل ثانِ سبت يحملهم عائداً إلى الطابق العلوي مرةً أخرى ويفرغهم.
    Şimdi neden Orin'in zorba dostlarıyla birlikte onun arabasına binmiyor ve gitmiyorsun? Open Subtitles لذلك لم لاتعود الى سيارة أورين والى قسم أورين الصغير وتبتعد ؟
    Edwards, Lyle. Bay Teague'e arabasına kadar eşlik eder misiniz? Open Subtitles إدواردز , لايل , هل ترافقان السيد تيغ إلى سيارته
    Bu yüzden her cadılar bayramında arabasına 60 tane yumurta atmaya karar verdim. Open Subtitles لذا قررت أن ألقي 5 درزينات من البيض على سيارته كل عيد قديسين
    Aşağı iniyorum, içkimi bitirip, onu arabasına götüreceğim ve yarım saat içinde geri otele gideceğim. Open Subtitles سأنزل، وأنهي شرابي وأوصلها حتي سيارتها وأعود للفندق خلال نصف ساعة
    Bir süre etrafta takılır ve sonra Nick'in arabasına sevişmeye giderdik. Open Subtitles تبقى هناك لفترة و من ثم تمارس الجنس في السيارة المجاورة
    Kurallara göre devriye arabasına sadece üç kişi koyulduğu için destek kuvvet çağırdım. Open Subtitles وتعلمون طلبت الدعم لأن القواعد تقول بامكانك أن تضع ثلاثة في سيارة بترول
    Şoför bir dünya içtikten sonra arabasına biner ve mutlu bir çifti öldürür. Open Subtitles سائق سيارة يصطدم بسيارة بعد شربه كمية كبيرة و يقتل زوجين سعيدين ؟
    Yarış pistimiz var doğru ama yarış arabasına ihtiyacımız var. Open Subtitles حسنا , لدينا حلبة سباق ما نحتاجه هو سيارة سباق
    Polis arabasına uzanmış hâlimin resmini çektiler ve güldüler. TED أخذوا صورًا لي ممدود الذراعين فوق سيارة الشرطة، وضحكوا.
    Tabii, şişman ve yaşlıydı, ve kendi başına yürüyemiyordu, ama bana 1.000 dolar bahşiş verdi ben de arabasına atladım, oksijen... Open Subtitles صحيح أنه كان بديناً ، ومسناً ولم يكن يستطيع المشي بمعنى الكلمة لكنه أعطاني بقشيشاً قدرة ألف دولار فقفزتُ إلى سيارته
    Verdiğim zaman baskı altına sokmak istemedim ben de arabasına bırakmak zorunda kaldım. Open Subtitles لم أرد أن أضعه تحت الأضواء عندما أعطيه إياها لذلك وضعتها في سيارته
    arabasına bir not bıraktım. Web sitesini kontrol etmesini söyledim. Open Subtitles وتركت ملاحظة على سيارته قائل بها أن يتفقد الموقع الالكتروني
    arabasına bombayı onlardan biri koymuş olabilir. Open Subtitles أي شخص من هؤلاء أمكنه أن يضع القنبلة في سيارتها
    Sonucunda müvekkilimin yapabildiği tek şey... arabasına atlayıp... uzaklara sürmekti. Open Subtitles الذى يترك لها شئ واحد تقدر على فعله فى النهاية هو ان تركب سيارتها وتبتعد
    Adamın biri evin yanında koşuyordu. Arka kapıdan geliyordu. Ceketini ve birkaç şeyi bagaja koydu ve arabasına atladı. Open Subtitles وعندها رأيت ذلك الشخص ، يخرج من الباب الخلفي ومن ثمّ القى بمعطفه وبعض الأشياء الأخرى، في صندوق السيارة
    Geçen sefer sen gittikten hemen sonra, eşyalarını topladı. arabasına taşıdı. Open Subtitles بعدما ذهبت آخر مرة جمع أغراضه وأخذ السيارة ولم أجده منذها
    Giderler çıkıldıktan sonra... kalan para ancak bu birinci sınıf el arabasına yetiyor. Open Subtitles بعد أن نأخذ حصصنا، لا يبقى لنا سوى هذا أو عربة يد فاخرة.
    Daha arabasına bile binmeden memelerimi sıkıştırmaya sıkmaya çalışan biri vardı. Open Subtitles كان هناك واحداً حاولَ ..إمساك وقَرْصحلماتي. قبل حتى أن نصلَ لسيارته.
    Teknik ekip katilimizin arabasına ait bir şey bulabildi mi? Open Subtitles إذن أوجد الفريق التقني شيئاً على سيّارة القاتل في الزقاق؟
    Oralarda bir yerde olmalı. Çantasına bak. arabasına bak. Open Subtitles اعتقد انه يحمله في مكان ما ربما بحقيبته او بسيارته
    Kendi arabasına bakar biraz insan. Open Subtitles يمكن أن يكون لديه القليل من الكبرياء في سيّارته.
    Kimin alışveriş arabasına binip, kimin de arabayı iteceğine karar vermeliyiz. Open Subtitles علينا أن نقرر من سوف يركب العربة ومن سوف يقوم بدفعها
    Sadece silahını ateşlemek için kocanızın arabasına tırmanırken yüzüğe zarar verdiniz. Open Subtitles لقد قمتِ بكسرهِ عندما صعدت لسيارة زوجكِ لتطلقي النار من مسدسه
    Yıllar önce bir gece birileri geldi. Onların arabasına bindi ve gitti. Open Subtitles بعض الأشخاص حضروا ذات ليله منذ أعوام عديده أخذوه فى سياره معهم و إنصرفوا
    Belki de uçup arabasına bakmalıyım. Open Subtitles ربما عليّ الطيران لأرى إن كنت سأعثر على موقع سيّارتها
    Sen de Dr. Troy'un arabasına zarar vererek mi intikam aldın? Open Subtitles وأنت إنتقمتَ بتَخريب سيارةِ الدّكتورِ تروي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more