| Lisedeyken, annemin arabasında biriyle seks yapıp, sonra o kişinin ben olduğu söyledin. | Open Subtitles | وفي الثانويه , مارستـي الجنس في سيارة والدتي وأخبرتيهـا بـ انها كانت أنـا |
| Şehrin hemen dışında hız kontrolü yapan devriye arabasında ölü olarak bulmuşlar. | Open Subtitles | عُثر عليه ميتاً في سيارة الدورية وقد أعدّ كمين للسرعة خارج البلدة |
| Tamam, bu gitar penasını onun arabasında bulduk, o yüzden... | Open Subtitles | حسنا ، لقد وجدنا ريشة الجيتار فى سيارته ، لذا |
| Neden biri böyle güzel bir not defterini arabasında taşır ve hiç kullanmaz. | Open Subtitles | لماذا شخص يكون لديه مفكره جميله مثل هذه فى سيارته ولا يستخدمها قط؟ |
| Desiree'yi arabasında direksiyona oturttun ve arabayı göle doğru ittin. | Open Subtitles | فوضعتي ديزيري خلف مقود سيارتها و قدتي بها الي البحيرة |
| Babam beni el arabasında gezdiriyor. Fakat o nasıl kullanılacağını bilmiyor. | Open Subtitles | ابي يأخذني معه في عربة اليد لكنه لا يعرف كيف يقودها |
| Bunlardan birisi oğlunuzun arabasında bulundu. Bu hayır kurumunu o mu kurdu? | Open Subtitles | أحد هذه، وجدتَ في سيارة ابنك هل هو من فتح هذه الجمعية؟ |
| Önünüzdeki yarış arabasında yaklaşık 120 sensör vardır. | TED | داخل سيارة السباق التي أمامنا هنا هناك قرابة 120 جهاز استشعار عند قيادتها في سباق. |
| Polis arabasında bir telsiz vardır herhalde, değil mi? | Open Subtitles | لابد من وجود راديو داخل سيارة الشرطة أليس كذلك ؟ |
| Bu ikisi elimizde olduğu için şanslıyız. Onları kadın satıcısının arabasında buldum. | Open Subtitles | كنا محظوظين للعثور على هاتين,وجدتهما في سيارة القواد |
| - Bir kuyumcu soyacak. Birinin arabasında şofördüm o zaman. | Open Subtitles | . لقد كان سيسرق مجوهرات . كنت أقود سيارة أجرة في تلك الأوقات |
| Nasıl olduysa, Joe'nin arabasında kilitli kaldım. Aptalca, değil mi? | Open Subtitles | لقد أقفلت الباب على نفسي في سيارة جوي, أليس هذا سخيفا؟ |
| Kötülüğüyle ünlü gangster arabasında kilitli kalmış, kendini ölümüne yemiştir. | Open Subtitles | من الواضح أن رجل العصابات الشهير حُبس داخل سيارته و أكل نفسه حتى الموت |
| Ferrie'nin dostu Eladio del Valle... arabasında palayla doğranmış halde bulunmuş. | Open Subtitles | صديق فيري الكوبى , و إيلاديو ديل فالي تم العثور عليه مطعون حتى الموت بساطور في سيارته |
| İki dakikalığına arabasında oturmam için bana yalvardı böylece şu kuşları alabilecekti. | Open Subtitles | يستجديني للجلوس في سيارته لدقيقتين، حتى يأخذ تلك الطيور |
| John Bubber, kaza anında arabasında yaşıyordu. | Open Subtitles | جون بابار كان يقود سيارته حال وقوع الحادث |
| Bugün Sinclair'e bağırıp çağırmış, arabasında da parmak izi var. | Open Subtitles | لقد تشاجر مع سينكلير اليوم وبصماته في جميع انحاء سيارتها |
| Şampanya, lüks bir yemek, eve at arabasında dönerken seni ellerdim. | Open Subtitles | بعض الشمبانيا، عشاء فاخر، أتحسسك في عربة تأخذنا إلى المنزل |
| Karımı öldüren adamın biraz önce polis arabasında gitmesine izin verdim. | Open Subtitles | لقد تركُ الرجل الذي اطلق النار على زوجتي يهرُب بسيارة شرطة |
| Evet, haklısın. Küçük parlak arabasında evde dolanıyor olabilir. | Open Subtitles | نعم في أثناء هذا ممكن أني يكون في بيته يعبث أو يلعب بسيارته اللامعة |
| Pekala, kurbanın arabasında, kabuklu maddeler buldum. | Open Subtitles | حسناً، لقد وجدتُ مواد قشريّة في سيّارة الضحيّة |
| arabasında yaşayan biri daima ekstra boşluk bulur. | Open Subtitles | هناكَ دائماً طريقة لإيجاد متّسع. خذها من شخص يعيش في سيّارته. |
| Bak. At arabasında oturan şu ak sakallıyı görüyor musun? | Open Subtitles | انظري لصاحب اللحية البيضاء الذي يركب العربة. |
| Annemin arabasında ne yapıyorsun! | Open Subtitles | بِحقّ الجحيم ما تَعْملُ في سيارةِ أمِّي؟ |
| Tanımadığın bir adamın arabasında mı uyandın? | Open Subtitles | أتحاولى أن تقولى لى بأنكِ كنتِ فى سياره مع رجل لا تعرفيه ؟ |
| Geçen hafta bir kızı babasının arabasında beceriyordum. | Open Subtitles | الأسبوع الماضى فعلتها مع تلك الفتاة فى المقعد الخلفى لسيارة والدها |
| Şuradaki heykel, mesela, ...Mycenaealı kahraman, Pelops, ...kanatlı arabasında savaşan, gürültülü şimşekler atan. | Open Subtitles | يجب ان يكون البطل المايسيني بيلوبس الذى قاتل بعربة مجنحة وكان يقذف الصواعق منها |
| arabasında bulduğun toprakla alacağımız mahkeme emriyle. | Open Subtitles | التفويض، مستند على وسخ الحلوى ذلك أنت وَجدَ على سيارتِه. أوه. |
| Annesi dün gece arabasında uyudu. | Open Subtitles | والدته نامت في سيّارتها البارحة |